FRANSIZ İHTİLALİ ve OSMANLI DEVLETİNİN 19.YY.İLE İLGİLİ ÖLÇME-DEĞERLENDİRME SORULARI:
1)Fransız İhtilalinin nedenleri nelerdir?
2)Fransız İhtilalini hangi devletler ile hangi belgeler etkiledi?
3)Fransız İhtilalinin sonucunda insan hakları ile ilgili hangi belge imzalanmıştır?
4)Fransız İhtilalinin tarihini ve bu tarihte Osmanlı tahtında hangi padişahın olduğunu yazınız.
5)Fransız İhtilalinin sonucunda önce Fransa’da daha sonra tüm dünyaya yayılan ilkeler nelerdir?
6)Milliyetçilik ilkesi,Osmanlı Devletini nasıl etkilemiştir?
7)Milliyetçilik ilkesinin etkisiyle,Osmanlı Devletinde ilk önce hangi devlet ayaklanmış,önce hangisi bağımsızlığını kazanmıştır?
8)Osmanlıdan ilk kez hangi antlaşma ile hangi devlet ayrıcalık elde etti? (Osmanlıya bağlı olanlardan)
9)Sırp isyanının nedenleri nelerdir?Sırplar hangi antlaşma ile özerk,hangi antlaşma ile bağımsız oldular?
10)Yunan isyanının nedenleri nelerdir? Yunanlılar hangi devletle yapılan,hangi antlaşma ile bağımsızlıklarını kazandılar?
11)Avrupa devletleri Yunan isyanın niçin desteklediler?
12)Osmanlı devletinin ,Mora’daki Rum ayaklanmasını bastırmak için M.Ali Paşadan yardım istemesine niçin karşı çıktılar?
13)NAVARİNDE Osmanlı donanması hangi devlet tarafından,niçin yakıldı?
14)Mısır valisi M.Ali Paşa Osmanlı devletine karşı niçin ayayklandı?Osmanlı Devleti bu ayaklanmaya karşı hangi devletten yardım istedi?
15)Mısır valisi M.Ali Paşa ile hangi devletlerin araya girmesi ile hangi antlaşma imzalandı?Şartları nelerdir?
16) 2.Mahmut,Kütahya antlaşmasına rağmen niçin Rusya ile Hünkar iskelesi antlaşmasını imzaladı?Bu antlaşmanın şartları nelerdir?
17)Hünkar iskelesi antlaşmasının önemi nedir?
18)Hünkar İskelesi antlaşması hangi sorun üzerine imzalanmıştır?İngilter ve Fransa bu antlaşmaya niçin karşı çıkmıştır?
19)Mısır sorunu nasıl Boğazlar sorununa dönüşmüştür?
20)Nizip savaşının nedeni nedir,Mısır sorunu,hangi devletlerin katılımı ile nasıl çözümlenmiştir?
21) Mısır sorununda İngiltere ve Fransa nasıl bir siyaset izlemişlerdir?
22)İkinci kez niçin hangi devletlerin katılımı ile 2. Londra antlaşması imzalanmıştır?Bu antlaşmada İngiltere’nin kazancı ne olmuştur?
23)Boğazlarla ilgili ilk uluslararası antlaşma hangisidir?
24)Kırım savaşının nedenleri nelerdir?
25)Kırım savaşında hangi devletler niçin Osmanlı devletinin yanında oldular?
26)Sinop baskınının nedeni nedir?Donanmamız kaçıncı kez yakılmıştır?
27)İtalya’daki Piyemonte devleti niçin Kırım SAVAŞINDA Osmanlı Devletinden yana oldu.?
28)Paris antlaşması hangi devletle hangi savaşın sonucunda imzalandı?
29)Paris antlaşmasının şartları nelerdir?
30)Osmanlı devletinin İLK KEZ AVRUPA DEVLETİ sayıldığı ancak topraklarının Avrupa devletlerinin garantisi altına alındığı antlaşma hangisidir?
31)Osmanlı devleti Kırım savaşında niçin Rusya gibi yenik sayıldı?
32)Osmanlı hangi savaş sırasında,hangi devletten ilk kez borç para aldı?Neye neden olmuştur?
33)1877-78 Osm-Rus savaşının nedenleri nelerdir?
34)Panislavizm nedir? Hangi devlet,niçin ortaya atmıştır?
35)Panislavizm hareketi,hangi devletleir niçin etkiledi?
36)Osmanlı Devleti 1.Meşrutiyeti niçin ilan etti?
37)1877-78 Osm-Rus savaşının sonucunda yapılan AYASTEFANOS ANT.niçin hangi devletler tarafından kabul edilmedi?Yerine hangi antlaşma imzalandı?
38)Berlin Ant.ile Osmanlıya bağlı hangi uluslar bağımsızlıklarını kazandılar?
39)93 Harbinden sonra Osmanlının hangi toprakları,hangi devletler tarafından işgal edildi?
40)2.Mahmut askeri alanda hangi yenilikleri yaptı?
41)“ “ devlet yönetiminde hangi yenilikleri yaptı?
42) “ “ eğitim alanında “ “ “ “?
43)Sened-i İttifak,hangi padişah döneminde kimlerle yapılmıştır?
44)AYAN nedir?
45)Osmanlı Devletinin 19.yy.da yaptığı demokratikleşme hareketleri nelerdir?Hangi padişahlar döneminde olmuşlardır?
46)19.yy. Demokratikleşme hareketlerinin tarihleri nelerdir?
______ & ______
Gün: 7 Ağustos 2008
-
fransız ihtilali ve 19. yüzyılda osmanlı devleti ile ilgili sorular
-
19. yüzyılda osmanlı devleti
19.YY.DA OSMANLI DEVLETİ:
FRANSIZ İHTİLALİ VE OSMANLI DEVLETİNE ETKİLERİ:
FRANSIZ İHTİLALİNİN NEDENLERİ:
Fransa’nın MUTLAKİYETLE yönetilmesi.Ülkede eşitlik ve özgürlüğün olmaması,kralın sarayda lüks yaşam sürmesi,halktan zorla ağır vergilerin alınması,halkın tepkilerine yol açtı.
17.yy.da İngiltere’de HAKLAR BİLDİRGESİNİN kabulü ve İngiltere’de MEŞRUTİYETİN kurulması,Amerika’da BAĞIMSIZLIK BEYANNAMESİNİN kabulü gibi olaylar Fransızları etkiledi.
Fransız aydınlarının yazdıkları yazılarla,halkı aydınlatıp krala karşı kışkırtmaları,
Fransa’da halk soylular,rahipler,burjuvalar ve köylüler gibi sınıflara ayrılmıştı.Bu sınıflar HAK ve ÖZGÜRLÜKLER bakımından büyük eşitsizlikler vardı.
Fransa’nın 18.yy.da katıldığı savaşlar ve gereksiz harcamalar devletin ekonomisini bozmuş,bu nedenle vergiler arttırılmıştı.
&
FRANSIZ İHTİLALİNİN SONUÇLARI:
Fransız İhtilali 1789’da başladı.Halkın ayaklanması başarıya ulaştı.Toplanan meclis bir ANAYASA hazırladı.Böylece Fransa’da MEŞRUTİYET (kral+meclis+anayasa) yönetimi kuruldu.
Fransız İhtilalinin sonunda imzalanan İNSAN ve YURTTAŞLIK HAKLARI BİLDİRGESİ ile halka verilen özgürlükler ve haklar daha sonra başka devletler tarafından da benimsendi.
İnsan hakları ANAYASA ile GÜVENCE altına alındı.
Fransız İhtilaliyle; HÜRRİYET( özgürlük),EŞİTLİK,ADALET,MİLLİYETÇİLİK akımları ortaya çıktı.Bu akımlar Fransa’dan bütün dünyaya yayıldı.
Milliyetçilik akımının etkisiyle çok uluslu devletler parçalandı.ULUS EGEMENLİĞİNE DAYALI YÖNETİMLER kuruldu.( İmparatorluklar/ İçinde birden çok devleti barındıran büyük devletler) ( Milliyetçilik: Bir ulusun imparatorluklardan kurtularak,bağımsızlığını kazanıp kendi devletini kurmasıdır.)
&
FRANSIZ İHTİLALİ OSMANLI DEVLETİNİ NASIL ETKİLEDİ?
***** Fransız ihtilali ile dünyaya yayılan MİLLİYETÇİLİK AKIMI,bütün çok uluslu devletler gibi Osmanlı İMP.etkilemiş,Osmanlı içindeki devletler,İngiltere,Fransa gibi Avrupa devletleri ve Rusya tarafında kışkırtılmışlar,bağımsız olmak için ayaklanmışlardır.Önce SIRPLAR,daha sonra Yunanlılar Osmanlı Devletine karşı bağımsız olmak için ayaklandılar.İlk önce Yunanistan bağımsızlığını kazandı:
&
SIRP İSYANI:
Nedenleri:
Milliyetçilik düşüncesi ile kendi devletlerini kurmak istemeleri
Avusturya,Rusya ve Fransa’nın,Osmanlıyı parçalamak için Sırpları kışkırtmaları
Sırp topraklarının Osmanlı-Avusturya savaşlarında savaş alanı olması halkın huzurunu bozdu
Sırbistan’da görev yapan yeniçerilerin sorumsuzca davranmaları.
&
Sonuçları:
Sırplar,1804 yılında bu nedenlerle isyan başlattılar.Osmanlının Rusya ile yaptığı BÜKREŞ/ 1812 Ant. İle bazı haklar elde ettiler. Osmanlı’dan ayrıcalık elde eden ilk ulus oldular.
Yine bir Osmanlı-Rus Antlaşması olan 1829/ EDİRNE Ant. İle ÖZERK bir eyalet oldular.Sadece dış işlerinde Osmanlı’ya bağlı kaldılar.
Osmanlı-Rus antlaşması olan 1878/ BERLİN ANTLAŞMASI ile TAM BAĞIMSIZ devlet oldular.( Sırplar,Rusya’nın yardımı ile bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.)YUNAN İSYANI:
Nedenleri:
Rumlar,Osmanlı egemenliğinde MORA ve çevresindeki adalarda yaşayan ticaretle zenginleşmiş bir azınlıktı.
Milliyetçilik düşüncesi Rumları da etkilemişti.Amaçları,BİZANS İMP. Yeniden kurmak ve Yunanistan’ın bağımsızlığını sağlamaktı.Bunun için cemiyetler kurup okullar açtılar.
Avrupa devletleri bu isyanı desteklediler.Rumlarla aynı dindendiler ve onlara Yunan uygarlığını yaratanların torunları olarak bakıyorlardı.Osmanlı da parçalanmış olacaktı.
&
İSYANIN SONUÇLARI:
İsyan MORA’DA 1821 yılında başladı.Osmanlı Devleti bu isyanı bastırabilmek için Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi.İsyan bastırıldı.
Avrupalı devletler işe karıştı.Çünkü DOĞU AKDENİZDE Mehmet Ali Paşa gibi güçlü bir vali çıkarlarına tersti.Bu nedenle İngiltere,Fransa ve Rusya Yunanistan’a bağımsızlık verilmesini istediler.Osmanlı Devleti bu durumu içişlerine karışma olarak kabul edip,reddettiği için NAVARİNDE Osmanlı donanması bu devletler tarafından yakıldı.( Donanmanın,İnebahtı ve Çeşme’den sonra 3.yakılışı)
Bu olaydan sonra İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti ile ilişkilerini kestiler.Rusya Osmanlı Devletine savaş açtı.Osmanlı ordusu yenildi.Rusya ile 1829/ EDİRNE Ant. İmzalandı.Bu antlaşma ile YUNANİSTAN BAĞIMSIZ oldu.( Sırbistan’da ÖZERK oldu)
*****Yunanistan,Osmanlı ülkesinde ilk bağımsızlığını kazanan ulustur.
_________&________MISIR SORUNU:
Osmanlı Devletinin Mısır valisi Mehmet Ali Paşa,Fransa’nın yardımları ile ordu ve donanmasını güçlendirmişti.Mehmet Ali Paşa Mora’da Rumların ayaklanmasında Osmanlı Devletine yardımcı olmuş,yardımına karşılık MORA ve GİRİT valiliklerini istemişti.Padişah 2.MAHMUT bu isteği kabul etmedi.Mehmet Ali Paşa SURİYE’Yİ alarak,KONYA’YA kadar ilerledi.Osmanlı Devleti Rusya’dan yardım istedi.Rusya bu yardımı kabul etti.
*****ÖNEMLİ: Mısır iç sorun iken,DIŞ SORUN HALİNE GELDİ.
Rusya,İstanbul’a bir donanma gönderdi.Rusya’nın BOĞAZLARI ELE GEÇİRMESİNDEN korkan İngiltere ve Fransa araya girerek Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı Devletini barıştırarak KÜTAHYA ANTLAŞMASINI imzalattılar.
KÜTAHYA ANTLAŞMASI:1833 ( Osmanlı Devleti& Mehmet Ali Paşa)
Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Mora valiliklerine ek olarak SURİYE VALİLİĞİ verildi.
Oğlu İbrahim Paşa’ya CİDDE valiliği ve Adana çevresinin vergilerini toplama hakkı verildi.
&
BOĞAZLAR SORUNU:
Osmanlı Devleti Kütahya Antlaşmasına rağmen Mehmet Ali Paşa’ya güvenemedi.2.MAHMUT,Rusya ile dostluk ve yardım antlaşması imzaladı.
Rusya ile HÜNKAR İSKELESİ ANT.imzalandı.(1833)Bu antlaşmaya göre:
Herhangi bir saldırı karşısında Rusya 0smanlı Devletine yardım edecekti.
Rusya savaşa girecek olursa Osmanlı Devleti,BOĞAZLARI kapatacaktı.
*****ÖNEMLİ: Osmanlının Boğazlarla ilgili BAĞIMSIZ OLARAK imzaladığı SON ANTLAŞMADIR.Bundan sonra Boğazlar DIŞ SORUN haline gelecek ve başka devletlerde boğazlarla ilgili konularda karar vereceklerdir.Hünkar İskelesi Antlaşması Rusya ile imzalana ikinci dostluk antlaşmasıdır.Boğazlar da MISIR SORUNU nedeniyle ULUSLAR ARASI SORUN haline gelmiştir. ( Savaş zamanı Boğazların kapatılacak olması İNGİLTERE ve FRANSA’NIN çıkarlarına ters düştüğü için Mısır sorunu,uluslar arası Boğazlar sorununa dönüşmüştür.)**NİZİP SAVAŞI ve MISIR SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ:
M.Ali Paşanın Osmanlı Devletine vergisini vermemesi ve bağımsızlığını ilan etmesi üzerine savaş yeniden başladı.NİZİP SAVAŞINDA Osmanlı ordusu yenildi.(1839) Bu sırada 2.Mahmut öldü.ABDÜLMECİT padişah oldu.
Rusya’nın HÜNKAR İSKELESİ Antlaşmasına dayanarak Osmanlı’ya yardım göndermesini çıkarlarına aykırı gören Avrupalı devletler harekete geçerek LONDRA KONFERANSINI (1840) topladılar.Bu konferansa İNGİLTERE,AVUSTURYA,RUSYA ve PRUSYA katıldı.M.Ali Paşa bu konferansta alınan kararları kabul etmedi.Fransa’nın desteği ile direnmeye devam etti.Üzerine gönderilen kuvvetlerden sonra şartları kabul etti.Konferansın şartları:
MISIR,OSMANLI DEVLETİNE BAĞLI KALMAK KOŞULU İLE,YÖNETİMİ MEHMET ALİ PAŞA ve ÇOCUKLARINA BIRAKILDI.
ŞAM(SURİYE),ADANA ve GİRİT VALİLİLERİ YENİDEN OSMANLI DEVLETİNE BAĞLANACAKTI.
SONUÇ: *****MISIR SORUNU AVRUPALI DEVLETLERİN ARAYA GİRMESİ İLE ÇÖZÜMLENMİŞTİR.( Mısır sorununda İngiltere ve Fransa’nın çıkarları çatıştığı için ayrı siyasetler izlemişler,Fransa M.Ali Paşa’dan yana olmuştur.)
___________ & ___________BOĞAZALARIN ULUSLARI BİR STATÜ KAZANMASI:
BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ-LONDRA ANTLAŞMASI (1841)
Hünkar İskelesi Antlaşmasının 8 yıllık süresi dolunca Avrupalı devletler RUSYA’NIN BOĞAZLARDAKİ AYRICALIKLARINA SON VERMEK İÇİN İKİNCİ KEZ LONDRA KONFERANSI düzenlediler.İKİNCİ LONDRA KONFERANSINA: İngilter,Rusya,Avusturya,Prusya ve Fransa katıldı.Bu antlaşmaya göre:
BOĞAZLAR,OSMANLI DEVLETİNİN EGEMENLİĞİNDE KALACAKTI.
BARIŞ ZAMANINDA BOĞAZLARDAN HİÇBİR YABANCI SAVAŞ GEMİSİ GEÇMEYECEKTİ.
SONUÇ: ******Avrupalı devletlerin istekleri doğrultusunda Osmanlı Devleti Boğazlardaki egemenliğine yeniden kavuşmuş,RUSYA’NIN BOĞAZLAR ve DOĞU AKDENİZ’DE EGEMENLİK KURMASI ENGELLENMİŞTİR.
*****1841 LONDRA ANTLAŞMASI, BOĞAZLARLA İLGİLİ İLK ULUSLAR ARASI ANTLAŞMADIR.
___________ & ____________KIRIM SAVAŞI ( 1853-1856 OSM-RUS SAVAŞI)
NEDENLERİ:
Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri.Hünkar İskelesi Antlaşması ile sağladığı ayrıcalıkları yeniden elde etme isteği.
Rusya’nın İngiltere’ye Osmanlı Devletini paylaşma teklifini götürmesi ve bu teklifin İngilter tarafında reddedilmesi.
Rusya’nın Küçük Kaynarca antlaşması ile ORTODOKSLAR üzerinde elde ettiği hakları genişletmek istemesi.İngiltere ve Fransa ÇIKARLARINA TERS düştüğü için Osmanlı Devletinden yana oldular.
&
SİNOP BASKINI ve KIRIM SAVAŞI:
Rusya’nın EFLAK ve BOĞDANI işgal etmesi üzerine Rusya’ya savaş açıldı.
AVUSTURYA, Balkanlardaki çıkarları nedeniyle OSMANLI DEVLETİNİN yanında yer aldı ve Rusya’dan Eflak Boğdan’ı geri aldı.
* LONDRA ANTLAŞMASINI tanımayan İngiltere ve Fransa donanmaları ÇANAKKALE BOĞAZINI geçtiler. Bu duruma kızan Rusya, Osmanlı filosunu SİNOP BASKININDA YAKTILAR.( 3. yanışı)
İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti ile anlaşarak birlikte RUSYA’YA savaş ilan ettiler.İtalya’daki PİYEMONTE DEVLETİ DE ( SARDUNYA) katıldı.4 devlet KIRIM SAVAŞINDA RUSYA’YI AĞIR BİR YENİLGİYE UĞRATTILAR.MALAKOF ve SİVASTOPOL kalelerini kaybeden Rusya barış istedi.( ***PİYEMONTE HÜKÜMETİNİN katılma amacı İtalya’da birliği sağlayabilmek için Fransa’dan destek almaktı.)
&
KIRIM SAVAŞININ SONUCU ve PARİS ANTLAŞMASI (1856):
Kırım savaşından sonra OSMANLI DEVLETİ,RUSYA,İNGİLTERE,FRANSA,AVUSTURYA,PRUSYA ve PİYEMONTE Hükümetlerinin katılımı ile PARİS KONFERANSI toplandı ve sonucunda PARİS ANTLAŞMASI imzalandı.Bu konferansta Osmanlı Devletinin ilan ettiği ISLAHAT FERMANI okundu.( Osmanlı Devleti PARİS ANT.Osmanlı Devletinin iç işlerine karışılacak bir madde koydurmamak için bu fermanı ilan etmişti.)
PARİS ANTLAŞMASININ ŞARTLARI1856:
Osmanlı Devleti AVRUPA DEVLETİ sayılacak,Avrupa devletler hukukundan yararlanacaktı,
Osmanlı Devletinin TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ Avrupalı devletlerin GARANTİSİ ALTINA GİRECEKTİ.(****** Osmanlı Devleti İLK KEZ BİR AVRUPA DEVLETİ sayıldı,ancak topraklarının bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisi altına girince GÜÇSÜZLÜĞÜ belgelendi.)
Karadeniz’de hiçbir devletin donanması olmayacaktı,
Osmanlı Devleti ve Rusya aldıkları yerleri geri vereceklerdi,
Boğazlar konusunda,BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ geçerli olacaktı.
&
PARİS ANTLAŞMASININ ÖNEMİ ve ÖZELLİKLERİ:
Osmanlı Devletinin 19.yy.da imzaladığı son kazançlı antlaşmadır.
Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri geçici bir süre ertelendi.
Boğazları kapanması ile İngiltere ve Fransa’nın Akdeniz’deki güvenlikleri sağlandı.
Osmanlı Devletinin güçsüz olduğu belgelendi.
Osmanlı devleti iç işleri ile ilgili Islahat Fermanını ilan etmek zorunda kaldı.
Osmanlı Devleti de Karadeniz’de gemi ve tersane bulundurayamayacak olması Rusya gibi yenik sayılması anlamına gelmekteydi.
&
******OSMANLI DEVLETİ İLK KEZ KIRIM SAVAŞI SIRASINDA İNGİLTEREDEN BORÇ PARA ALMIŞ (1854),daha sonra arkası gelmiş DUYUN-U UMUMİYE’YE NEDEN OLMUŞTUR.
_____ & _____1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI ( 93 HARBİ)
NEDENLERİ:
Rusya,Paris antlaşmasının Karadeniz’le ilgili olan maddesini tanımadığını açıkladı.
Rusya,Osmanlı devletini parçalamak için “PANİSLAVİZM” hareketini başlattı.
PANİSLAVİZM NEDİR? Balkanlarda yaşayan SLAV IRKINDAN olanları bir bayrak altında toplamak.( slav birliği)( Bu hareket egemenliği altında birçok SLAV’IN yaşadığı Osmanlıyı etkilediği gibi, topraklarında birçok slav barındıran AVUSTURYA-MACARİSTANI DA etkiledi.Rusya ile ters düştüler.)
PANİSLAVİZM hareketinin etkisiyle Balkanlarda ayaklanmalar çıktı.Bu ayaklanmaları görüşmek üzere 1876’da İSTANBUL KONFERANSI toplandı.Konferansa Osmanlı,İngiltere,Rusya,Avusturya,Fransa,Almanya katıldı.( Bu konferans toplandığı gün Osmanlı Devleti iç işlerine karışılmasını engellemek için 1.MEŞRUTİYETİ ilan etti.( Jön Türkler’in etkisiyle)
93 HARBİ (1877-78 OSM-RUS SAVAŞI)
1876 İstanbul konferansında BOSNA,HERSEK ve BULGARİSTAN’IN ÖZERK olması istendi.Osmanlı Devleti kabul etmedi.Rusya,Osmanlı devletine savaş açtı.(1877)
Rusya,Doğu Anadolu’da ERZURUM’A kadar ilerledi.Balkanlarda,GAZİ OSMAN PAŞA’NIN ***PLEVNE SAVUNMASINI geçerek EDİRNE’Yİ ele geçirdi.Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. 1878 AYASTEFANOS ( Yeşilköy) ANT.imzalandı.Avrupalı devletler “BULGARİSTAN’IN BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAYAN maddesine karşı çıktıkları için bu antlaşma iptal oldu,yürürlüğe girmedi.Çünkü bu madde Rusya’nın AKDENİZE İNMESİNİ SAĞLAYACAKTI.
Berlin’de Avrupalı devletlerin katılımıyla Ayastefanos Ant. Maddelerinde küçük değişiklikler yapılarak BERLİN ANT.imzalandı.
BERLİN ANTLAŞMASININ ŞARTLARI:
SIRBİSTAN,KARADAĞ ve ROMANYA Osmanlı’dan ayrılarak BAĞIMSIZ OLDU.
BULGARİSTAN,OSMANLI DEVLETİNE bağlı bir PRENSLİK OLDU.
*****KARS,ARDAHAN ve BATUM ,Ruslar’a bırakıldı.
BOSNA,HERSEK’İN yönetimi AVUSTURYA’YA BIRAKILDI.
ÖNEMLİ: Avrupa’lı devletler kendi çıkarları için Rusya’ın AKDENİZE inmesini engellemişler ancak yine Rusya’yı kullanarak Osmanlı Devletini PARÇALAMIŞLARDIR.
Birden fazla devlet Osmanlıdan koparak bağımsızlığını kazandığı için BERLİN ANTLAŞMASI,Osmanlı Devletinin DAĞILMA SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR AŞAMADIR.
_________ & _________
1877-1878 OSM-RUS SAVAŞINDAN SONRA KAYBEDİLEN TOPRAKLAR:
1)- 1878’ de İNGİLTERE,KIBRIS’A YERLEŞTİ.
2)- 1881’de FRANSA, TUNUS’U İŞGAL ETTİ.
3)- 1882’de İNGİLTERE,MISIR’I İŞGAL ETTİ.
4)- 1908’de YUNANİSTAN,daha önce işgal ettiği GİRİT’İN kendisine ait olduğunu resmen ilan etti.
5)- 1908’de AVUSTURYA,yönetimini üstlendiği BOSNA HERSEK’İ topraklarına bağladı.
6)- 1908’de BULGARİSTAN bağımsızlığını ilan etti.
_________ & _________
ÖNEMLİ: İNGİLTERE, 1856’DA HİNDİSTAN’I BABÜR DEVLETİNİ YIKARAK SÖMÜRGELEŞTİRDİ.1869’DA SÜVEYŞ KANALINI AÇTI.MISIR’I İŞGAL EDEREK SÖMÜRGELERİNE GİDEN YOLUN GÜVENLİĞİNİ SAĞLADI.
_________ & _________
OSMANLI DEVLETİNİN 19.YY.DAKİ YENİLİKLERİ VE DEMOKRATİKLEŞME HAREKETLERİ:
2.MAHMUT DÖNEMİNDE YAPILAN YENİLİKLER:
1808-1839 yılları arasında Osmanlı Devletini yönetti.2.Selimin yeniçeriler tarafından öldürülmesinden sonra tahta çıkmıştır.Bu nedenle dikkatli davranmıştır.Yaptığı yenilikler ASKERİ,DEVLET YÖNETİMİ ve EĞİTİM alanındadır.
ASKERİ ALANDAKİ YENİLİKLER:
1)SEKBAN-I CEDİT adında yeni bir ordu kurdu.Ancak yeniçeriler sadrazam ALEMDAR MUSTAFA PAŞA’YI öldürerek bu ocağı kapattırdılar.
2)Daha sonra EŞKİNCİ ordusunu kurdurdu.Bu orduda kısa ömürlü oldu.
3)Yeniliklere engel olan yeniçeri ocağını kaldırmakta kararlıydı.Devlet adamları ve halkın desteğini alarak 1826 yılında Yeniçeri Ocağını kaldırmayı başardı.Bu olaya VAKA-Yİ HAYRİYE ( hayırlı olay) denir.
4)Yeniçeri ocağının yerine ASAKİR-İ MANSURE-İ MUHAMMEDİYE adında yeni bir ordu kurdu.
5)Anadolu ve Rumeli’de ASKERİ AMAÇLI İLK NÜFUS SAYIMI yapıldı.
6)Orduya subay yetiştirmek için HARP OKULUNU açtı.
DEVLET YÖNETİMİNDEKİ YENİLİKLER:
1)DİVAN-I HÜMAYUN kaldırıldı.Yerine NEZARETLER ( bakanlıklar) kuruldu.Sadrazam ve şeyhülislamın yetkileri bakanlar arasında paylaştırıldı.
2)Memurlar iç işleri ve dış işleri olmak üzere ikiye ayrıldı.
3)Memurların atama ve yükselme işleri için kurallar kondu,memurlara maaş bağlandı.
4)Memurların aynı tip kıyafet giymeleri sağlandı.
5)Büyük iller bölünerek yenileri kuruldu ve bunlar merkeze bağlandı.Bunların başına valiler atandı.Valiler, hem yönetim işlerine bakacak hem de asker yetiştireceklerdi.
6)Vergi kuralları yeniden düzenlendi.
7)Halkın sağlığını korumak için karantina servisleri ve tıp okulları açıldı.
8)Posta teşkilatı kuruldu.
9)TAKVİM-İ VAKAYİ adlı İLK RESMİ GAZETE çıkarıldı.
______ & ______
EĞİTİM ALANINDAKİ YENİLİKLER:
1)İstanbul’da İLKÖĞRETİMİ ZORUNLU KILDI.Fakat uygulanamadı.
2)Yüksekokullara öğrenci yetiştirmek için RÜŞTİYE OKULLARI ( ortaokul) açıldı.
3)Devlet memurluğu için yeni bir okul açıldı.
4)Avrupa’ya öğrenci gönderildi.
_______ & ______
SENED-İ İTTİFAK :(1808)
Padişah 2.Mahmut ile OSMANLI AYANLARI arasında imzalanan sözleşmedir.Padişahın, ıslahatların uygulanması konusunda AYANLARA söz geçirememesi otoritesinin zayıfladığının göstergesidir.Ayanları ıslahatları desteklemesi için 2.Mahmut,Sened-i İttifak ile ayanlara birtakım ayrıcalıklar vermiştir.
AYAN: Bir bölgedeki nüfuzlu(güçlü,zengin kişi) valilik görevine getirilen kişiler.
_______ & _______
19.yy.daki DEMOKRATİKLEŞME HAREKETLERİ:
1- TANZİMAT FERMANI:1839-ABDÜLMECİT/ hazırlayan MUSTAFA REŞİT PAŞA.( Gülhane Hattı Hümayunu)
2- ISLAHAT FERMANI :1856-ABDÜLMECİT./ Paris Ant. Önce ilan edildi.Azınlıklarla ilgili.
3- 1.MEŞRUTİYET:1876-2.ABDÜLHAMİT/ Jön Türkler ilan ettirdi.
4- 2.MEŞRUTİYET: 1908-2.MEŞRUTİYET/ İttihat ve Terakki Cemiyeti ilan ettirdi.
_______ & ______ -
vatandaş olma sorumluluğu
VATANDAŞ OLMA SORUMLULUĞU
YURTTAŞ(VATANDAŞ) NEDİR?:Bir devlete yurttaşlık bağı ile bağlı olan kişilere yurttaş ya da vatandaş denir.
YURTTAŞLIK NEDİR?: Kişilerle devlet arasında anayasa ve yasalarla belirlenmiş olan karşılıklı hak(vatandaşlık halkaları) ve ödevlerden (yurttaşlık ödevleri) oluşan bir bağdır.
DEMOKRASİNİN TEMELİ NEYE DAYANIR?: Özgürlük(hürriyet),ulusal egemenlik ve eşitliğe dayanır.
DEMOKRASİ YÖNETİMİ NEDİR?:İnsan hak ve özgürlüklerinin tanındığı, onlara saygı gösterildiği,yurttaşların ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığı,ülkenin yasalarla yönetildiği,suç ve cezaların yasalara göre tespit edildiği,yurttaşların yasalara uymak zorunda olduğu yönetim biçimidir.
YURTTAŞ OLMA SORUMLULUĞU NASIL ORTAYA ÇIKAR:Demokratik yönetimlerde insanların vatandaş olma sorumluluğunu duymaları ve gereklerini yerine getirebilmeleri için önce VATANDAŞ OLMA BİLİNCİNİ taşımaları gerekir.
BİLİNÇ NEDİR?:İnsanın kendini ve çevresini tanıma yeteneği,farkında olmasıdır.
VATANDAŞ OLMA BİLİNCİ NEDİR?:Yurttaşların haklarının ve ödevlerinin bilincinde olması ve gereklerini yapmasıdır.
VATANDAŞ OLMA BİLİNCİNİN GEREKTİRDİKLERİ NELERDİR?
Yasalara uymak,
Diğer insanların özgürlük ve haklarına saygı duyar,
Yasal haklarının bilir ve bunları bilinçli bir biçimde kullanır.Ödevlerinin bilincinde olur ve yerine getirir.(Seçimlerde oy kullanır,kamuya ait alanlarda çevrenin temiz tutulmasına özen gösterir.)
İnsanlar arasında hiçbir nedenle (düşünce ve inanç ) ayrımcılık yaratmaz,hoşgörülü olur,
Eşitlik,özgürlük,adalet gibi değerleri ve demokrasiyi benimser,bunları korumak için çaba sarfeder,
Ülkesini sevmek ve yüceltmek için çaba sarfeder,
Ülke çıkarlarını kişisel çıkarlarının üstünde tutar.
VATANDAŞ OLMA BİLİNCİNİN GEREKLERİ YERİNE GETİRİLMEDİĞİ ZAMAN NELER OLUR?:
Bu durumda hem kendileri hem ülkeleri,hem de diğer insanlar olumsuz yönde etkilenir.
ÖRNEK:1- Doğal çevreye zarar veren bir işveren,ülkesine ve ülkesinin insanlarına zarar verir.Bu zarardan eninde sonunda kendisi de etkilenecektir.Sağlıksız insanların arasında,havası,suyu,toprağı kirlenmiş,ormanları yok edilmiş bir çevrede yaşamak zorunda kalacaktır.
ÖRNEK:2-Vergisini dürüstçe vermeyen kişiler,sonunda bundan kendileri de etkileneceklerdi.Devlet,yurttaşlarına
gerekli hizmeti götüremeyeceğinden bozuk yolları olan,yeterli iş yeri olmadığı için sokakları işsiz insanlarla dolu,sağlık hizmetleri yeterli olmayan,çocukların gidecek okul bulamadığı veya kalabalık sınıflarda teknolojiden habersiz eğitim gördüğü bir ülkede yaşamak zorunda kalacaklardır.
VATANDAŞ OLMA SORUMLULUĞUNU TAŞIMA YOLLARI:
Seçme ve seçilme hakkını kullanmak,
Vergisini dürüstçe ve zamanında ödemek,
Askerlik yapmak,
Kanun ve kurallara uymak,saygılı olmak,
Doğal,tarihsel ve kültürel değerlerimizi korumak.
SEÇME ve SEÇİLME:
Hem hak hem de ödevdir.
SEÇİM:Vatandaşların oy kullanarak devlet yöneticilerinin (kendilerini temsil edenleri) belirlenmesine katılmasıdır.Seçimlerde demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan SİYASAL PARTİLER ve BAĞIMSIZ ADAYLAR yer alır.Yurttaşlar bu partiler ya da adaylar için oy kullanarak seçimlere katılabildikleri gibi,aday da olabilirler.
Seçimlerde demokratik haklarımızı kullanırken BİLİNÇLİ hareket ederiz.ÇALIŞKAN,DÜRÜST,İYİ AHLAKLI,ÜLKESİNİN ÇIKARLARINI ÖNDE TUTAN yöneticileri seçmeye özen gösteririz.
Yasalarımıza göre;18 yaşını dolduran her Türk yurttaşı,seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.Silah altındaki er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler,oy kullanamazlar.Cezaevlerinde bulunan ve cezaları kesinleşmiş olanlar (hükümlüler) da oy kullanamazlar.Ancak tutuklular (bir suçtan dolayı cezaevine konmuş fakat yargılanması sürenler) oy kullanabilirler.
Seçme,seçilme ve siyasi etkinliklerde bulunma hakları Anayasamızın 67.maddesinde düzenlenmiştir.
Milletvekili seçilebilmek için(76.madde) ;30 yaşını doldurmuş olmak,en az ilköğretim okulu mezunu olmak,kıstlı olmamak,belli suçları işlememiş olmak gibi koşullar aranır.
Cumhurbaşkanı seçilebilmek için;40 yaşını doldurmuş olmak,yüksek öğrenim yapmış olmak,gibi şartlar aranır.
VERGİ VERMEK:
Anayasamızın 73. maddesinde yer alır.Vergi,kamu hizmetlerine harcanmak için hükümetin ve yerel yönetimlerin yasalara göre,yurttaşlardan topladığı paradır.Devletin harcamalarının ana kaynağını vergiler oluşturur.
Vergiler,doğrudan vergiler ve dolaylı vergiler olarak ikiye ayrılır.
Doğrudan vergiler:Vatandaşların gelirlerinden ya da sahip oldukları mallar üzerinden devlete ödedikleri vergilerdir.(Bunlar;Gelir vergisi,emlak vergisi,taşıt alım ve satım vergisi bu tür vergilerdir.
Dolaylı vergiler:Malların satış fiyatları üzerine eklenerek ödenen vergilerdir.(Katma değer vergisi)
Ülkemizde birçok vergi çeşidi vardır.Bunlar;
Gelir vergisi:Yurttaşların bir yıl içinde elde ettikleri gelirin belli bir oranda vergilendirilmesidir.
Kurumlar vergisi:Şirketler,kooperatifler,iş ortaklıkları gibi kurumlar da gelirlerinin belli bir oranını vergi olarak verirler.
Emlak vergisi
Veraset ve intikal vergisi
Akaryakıt tüketim vergisi
Katma değer vergisi
Damga vergisi
Motorlu taşıtlar vergisi
Taşıt alım ve satım vergisi
İletişim vergisi
Belediyelere ödediğimiz vergiler:
Emlak vergisi,İlan ve reklam vergisi,eğlence vergisi,imar ve iskan vergisi,ruhsat vergisi,çevre temizlik vergisi vb.
ASKERLİK YAPMA:
Anayasamızın 72.maddesinde yer alır.T.C.vatandaşı,20 yaşını doldurmuş her erkek askerlik görevini yapmakla yükümlüdür.Askerlik görevini bitirenler,gerekirse 41 yaşına kadar gerek görülürse tekrar askere çağrılabilirler.
Askerlik çağı;YOKLAMA,MUVAZZAFLIK ve İHTİYATLIK(YEDEKLİK) olmak üzere üç devreye ayrılır.
YOKLAMA DÖNEMİ; İlk ve son yoklama olarak ikiye ayrılır.
İlk yoklama,askerlik çağına gelen gençlerin nerede ve ne durumda olduklarını belirlemek için yapılır.(Askerlik çağı geldiği halde okulda öğrenci olanlar belirlenir)
Son yoklamada,askere çağrılacak gençlerin sağlık bakımından askerliğe uygun olup olmadıklarına,uzman kurullar tarafında bakılır.Askerliğe uygun olanların,bu görevlerini hangi sınıfta(ulaştırma,piyade,topçu vb.)yapacakları,hangi birliğe sevk edilecekleri belirlenir.
MUVAZZAFLIK ÇAĞI:Son yoklamasını yaptıran gençler askere çağrılır.Bu çağrıyı alan gençlerin askerlik şubelerine başvuran gençlerin askerlik hizmetleri başlar.Terhis olup sivil hayata dönünceye kadar sürer.
İHTİYATLIK ÇAĞI:Askerlik görevini tamamlayanlar yedek asker niteliğindedir.Bu durumda olanlar,her yıl askerlik şubelerine başvurarak yıllık yoklamalarını yaptırırlar.Bir tehlike durumunda,askere hemen çağrılmaya hazır olarak beklerler.
KANUN ve KURALLARA SAYGILI OLMAK:
Bir ülkede toplumsal düzeni ve adaleti sağlamak için yasalar vardır.Yurttaşlık görevlerinden biri de bu yasalara uymaktır.
Yurttaşlık bilincine sahip olan herkes,yasalara uyma sorumluluğunu taşır.Ülkesinin güvenliğini tehlikeye düşürmemek,devlet işlerinin kolayca yürümesini sağlamak için yasalara uyulması gerektiğini bilir.BİR ÜLKEDE YURTTAŞLAR SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMEDİĞİNDE ŞU SORUNLAR ORTAYA ÇIKAR:
Kişiler yasalara uymazlarsa insan hakları çiğnenir.İnsan haklarının çiğnendiği toplumlarda bireyler;DÜŞÜNME,ÜRETME,ÇEŞİTLİ ALANLARDA ESERLER ORTAYA KOYMA OLANAKLARINI ve YETENEKLERİNİ GELİŞTİREMEZLER.
Devlet,yurttaşa karşı görevlerini yerine getiremez,
Toplumsal dayanışma ve ulusal bütünlük bozulur,
Ülkeyi yönetenler,yurttaşların sorunlarına ilgi göstermez,halkı yeterince temsil edemezler,
Yöneticilerin yeterince denetlememesi nedeniyle hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınmaz,yargı bağımsızlığı zedelenir.
Ülke yönetiminde keyfilik başlar.Demokratik yönetimin yerini baskıcı yönetim alabilir.
Kişiler,vergilerini zamanında ödemediğinde devlet de halkın yol,elektrik,sağlık ve eğitim gibi gereksinimlerini yeterince karşılayamaz.
Ülkenin bütünlüğü,bağımsızlığı ve varlığı tehlikeye girer.
DAYANIŞMA NEDİR:
Toplumu oluşturan bireylerin bir işi gerçekleştirmek için duygu,düşünce ve güç birliği yapmasıdır.
Karşılaştığımız bazı sorunları ancak iş birliği ve dayanışma ile çözebiliriz.
MİLLİ BİRLİK BERABERLİK YÖNÜNDEN DAYANIŞMANIN ÖNEMİ:Bir ülkede,birlik ve beraberliğin sağlanmasında ve sürekli olmasında yurttaşlar arasındaki dayanışmanın önemi çok büyüktür.Dayanışma ile “Herkes kendi için yerine” yerine,”herkes herkes için” düşüncesi benimsenerek toplum sorunları çözülür.Türk ulusu,Kurtuluş savaşı sırasında dayanışmanın en güzel örneklerini vererek bu mücadele kazanılmıştır.
DAYANIŞMADA SEVGİ,SAYGI ve HOŞGÖRÜNÜN ÖNEMİ:
Bir toplumda,insanların barış içinde yaşamalarının en öncelikli koşullarından biri,ilişkilerin sevgi,saygı ve hoşgörü temeline dayanmasıdır.Bizim ülkemizde farklı soy,din,dil,kültür ve düşüncede olan insanlar vardır.Bu farklılıklara zenginliğimiz olarak baktığımız ve bu farklılıklara hoşgörü ile baktığımız sürece ülkemiz kalkınır ve barış içinde yaşarız.Aksi halde bir çok tehlike ortay çıkar.(Ülke bütünlüğü tehlikeye girer.)Toplu halde yaşamanın temel koşulu sevgi ve saygıdır.
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1-Ulus,yurt,yurttaş yurttaşlık nedir tanımlayınız.
2-Demokrasinin temeli nelere dayanır?
3-Demokrasi yönetimi nedir?
4-Vatandaş olma sorumluluğu nasıl ortaya çıkar?Vatandaş olma bilinci ne demektir?
5-Yurttaş olma bilincinin gerektirdikleri nelerdir?
6-Yurttaş olma bilinci taşınmadığı ve yerine getirilmediği zaman neler olur?Örneklerle açıklayınız.
7-Vatandaş olma sorumluluğunu nasıl yerine getiririz?
8-Seçimlerde olması gereken demokrasinin vazgeçilmez unsurları nelerdir?Oy kullanırken adaylarda hangi özelliklere bakmalıyız?
9-Milletvekili ve cumhurbaşkanı seçilme şartları nelerdir?
10-Vergiler kaça ayrılır?Dolaylı ve dolaysız vergi nedir,örneklerle açıklayınız.
11-Vergi çeşitleri nelerdir,belediyeler hangi vergileri toplar?
12-Askerlik çağı kaça ayrılır,ilk ve son yoklama nedir?
13-Muvazzaflık dönemi ne zaman başlar,ne zaman sona erer?
14-İHTİYATLIK (yedeklik)dönemi nedir,hangi durumlarda kullanılır?
15-Bir ülkede yurttaşlar sorumluluklarını yerine getirmedikleri zaman hangi sorunlar ortaya çıkar?
16-İnsan haklarının çiğnendiği toplumlarda bireyleri hangi tehlikeler bekler?
17-Dayanışma nedir?Bir ülkede milli birlik ve beraberliğin sağlanması için ve dayanışma niçin önemlidir?
18-Dayanışma da sevgi,saygı ve hoşgörü ülkelerin özellikle bizim ülkemizin geleceği açısından niçin çok önemlidir?açıklayınız. -
vatandaşlık hakları
VATANDAŞLIK (YURTTAŞLIK) HAKLARI
İnsanların yurttaş olarak devlete karşı görevlerinin yanında hakları da bulunmaktadır.Bir ülkenin yurttaşı olmak,o kişiye bazı haklar sağlar.Bunlardan bazıları;SOSYAL HAKLAR,EKONOMİK HAKLAR ve SİYASAL HAKLARDIR.Bu haklar,o ülkenin anayasasında düzenlenip güvence altına alınan haklardır.Yurttaşlık hakları,kişinin devletle olan ilişkilerinden doğar.Bu haklar kişilerin;özgür,eşit ve sosyal güvenlik içinde olmasını sağlar.Demokratik bir devlet olmanın en önemli koşulu,insan haklarının tanınmasıdır.Vatandaşlık haklarını kişiler devletten isteme hakkına sahiptirler.
Çünkü anayasa ile bu hakları güvence altına alınmıştır.Vatandaşlık hakları anayasamızın “Temel Haklar ve Ödevler” kısmında yer alır.
VATANDAŞLIK HAKLARISOSYAL HAKLAR EKONOMİK HAKLAR SİYASAL HAKLAR
Ailenin korunması Çalışma hakkı Vatandaşlık hakkı
Eğitim ve öğrenim hakkı Sendika hakkı Seçme ve seçilme hakkı
Sağlık,çevre ve konut hakları Toplu iş sözleşmesi, Siyasa faaliyette bulunma hak
Sosyal güvenlik hakkı grev ve lokavt hakkı Kamu hizmetlerine girme hak
Tarih,kültür ve tabiat Mülkiyet hakkı Dilekçe hakkı
Varlıklarının korunması hakkı Tüketici hakları
Gençlik ve spor hakları
Sanatın ve sanatçının
Korunması hakkıSOSYAL HAKLAR:
Herkese insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlamayı amaçlayan haklardır.
SOSYAL DEVLET;Toplumdaki eşitsizlikleri olabildiğince gidererek yurttaşlarına insan onuruna yaraşır yaşam düzeyi sağlamayı amaç edinen devlet demektir.Sosyal haklar devlet desteği olmadan gerçekleşemez.Sosyal haklar,”SOSYAL DEVLET” ilkesinin gereklerindendir.
Ailenin korunması:Devlet,ailenin huzur ve refahı ile ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimini sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
Eğitim ve öğrenim hakkı:Anayasamızın 42.maddesinde düzenlenmiştir.İlköğretim,kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu ve devlet okullarında parasızdır.Eğitim ve öğretim;Atatürk ilke ve devrimleri ve çağdaş bilim doğrultusunda olmak zorundadır.Devlet ayrıca parasal olanakları yeterli olmayan öğrenciler için burslar sağlayıp gerekli yardımları yapar.Özel öğretime gereksinimi olanlar için gerekli önlemleri alır.
Sosyal güvenlik hakkı:Anayasamızın 60.maddesinde düzenlenmiştir.Ülkemizdeki başlıca sosyal güvenlik kuruluşları;memurlar için Emekli sandığı,işçiler için Sosyal sigortalar kurumu ve serbest çalışanlar için Bağ-kur’dur.
Sağlık,çevre ve konut hakları:Sağlık hakkı anayasamızın 56.maddesinde yer alır.Devletin hastaneler açmak,salgın hastalıkları önlemek,çocukların aşılanmalarını sağlamak,yoksulların hastalık durumlarında bakımlarını yapmak görevidir.
Sanat ve sanatçının korunması:Anayasamızın 64.maddesinde yer alır.Buna göre devlet,sanat etkinliklerini desteklemek,sanatçıyı korumak,sanat eserlerini değerlendirmek ve sanat sevgisini yaymakla yükümlüdür.
EKONOMİK HAKLAR:
Çalışma hakkı:Anayasamızın 49.maddesindeki “Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir.” İfadesiyle çalışmanın bir görev olduğu vurgulanmıştır.Çalışmak bireyin,kendisine ve topluma karşı saygısının bir sonucudur.Kişi,ancak çalışarak toplumun diğer bireylerine yük olmaktan kurtulur.Devlet,çalışmak isteyenlere iş bulmak için gerekli önlemleri almak zorundadır.
Ayrıca ,” Dinlenmek çalışanların hakkıdır.Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve koşulları yasayla düzenlenir.” İfadesiyle de çalışanların dinlenmeye hakları olduğu kabul edilmiştir.
Çalışanlar haklarını korumak ve geliştirmek için sendika kurma hakkına sahiptirler.Memurlar ve kamu görevlerinin sendika kurma ve toplu sözleşme hakları vardır.Ancak grev hakları yoktur.
İşçi ve işverenler arasındaki ilişkiler,toplu iş sözleşmesi ile düzenlenir.TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ bir sendikaya bağlı olan işçilerin işverenle yaptıkları SÖZLEŞMEDİR.
Anayasamıza göre,işçilerin grev hakkı vardır.GREV;İşçilerin topluca çalışmayarak iş yerinde faaliyeti durdurmalardır.Amaçları toplu iş sözleşmesinin istekleri doğrultusunda yapılmasını sağlamaktır.
Anayasamız,işverene de haklarını koruma hakkını tanımıştır.Bu hak lokavt’tır.
LOKAVT;Grev yapan işçilerin topluca işten uzaklaştırılarak iş yerinin kapatılmasıdır.
Tüketicinin korunması:Anayasamızın 172. maddesinde,”Devle,tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri alır,tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini destekler.” İfadesiyle tüketicilerin bazı hakları olduğu ve bunları devletin koruyacağı belirtilmiştir.
SİYASAL HAKLAR:
Siyasal Haklar, ülke yönetimine katılmayı sağlayan haklardır.Bu haklardan sadece vatandaşlar yararlanabilir.
Türk vatandaşlığı:Anayasamızın 66.maddesinde,”Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür.Yabancı babadan ve Türk anadan doğan çocuğun yurttaşlığı yasayla düzenlenir.” İfadesi yer almaktadır.
Hiçbir Türk,vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir harekette bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.Devlet yönetimine sadece Türk vatandaşları katılabilirler.
Seçme ve seçilme hakkı: Bu hak demokrasinin en önemli haklarından biridir.Anayasamızın 67.maddesinde yer alır.Bu hak sadece Türk vatandaşlarına tanınmıştır.Yurttaşların seçmen olabilme hakkı;servet,dil,din,mezhep,eğitim,cinsiyet ve ırk bakımından sınırlandırılamaz.18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı oyunu özgürce kullanabilir.Herkes seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.
Seçimler; Genel,serbest,gizli oy ,açık sayım döküm esaslarına göre yargı gözetim ve denetiminde yapılır.
Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler,ceza ve tutuk evlerinde bulunan
Hükümlüler oy kullanamazlar.18 yaşını dolduran herkes siyasi partilere üye olabilir.
Kamu hizmetlerine girme hakkı:Anayasamızda “Her Türk kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.Hizmete alınmada,görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez.” İfadesi yer alır.Kamu hizmetine girenler mal bildiriminde bulunurlar.Bunun süresi yasayla belirlenir.
Dilekçe hakkı:Anayasamızda,” Vatandaşlar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında yetkili makamlara ve T.B.M.M. ne yazı ile başvurma hakkına sahiptirler.Dilekçe ile başvurma yazılı başvurmadır.Dilekçe sahibinin adı,soyadı,imzası ve adresi dilekçeye yazılır.Dilekçeler elden verilebildiği gibi postayla da gönderilebilir.Dilekçe sonucu yapılan işlemler,dilekçe sahiplerine en geç iki ay içinde bildirilir.
TÜRK KADINININ TOPLUMDAKİ YERİ:
Orta Asya Türk devletlerinde (Hun-Göktürk-Kutluk-Uygur) kadın ve erkek arasında fark gözetilmezdi.Kadın ve erkek,tüm toplumsal işlerde bir aradaydı.Türk hakanı diğer devletlerin yöneticilerine yazdığı mektuplara,” Gökle yerin tahta geçirdiği,güneşle ayın koruduğu Türk hakanı der ki “ diye başlardı.Gök ve güneş hatunun,yer ve ay ise hakanın simgesiydi.Kadın;savaşta,siyasi toplantılarda,avda daima eşiyle birlikte olurdu.Kız çocuk sahibi olunmak istenir,kadın örtünmez ve erkekten kaçmazdı.
Osmanlı ,İmparatorluğu’nda devletin din kurallarıyla yönetilmesi (Teokratik) nedeniyle kadının toplum içindeki konumu değişti.Bağımsızlığı elinden alındı.Aile içinde ancak erkek çocuk sahibi olduktan sonra saygı gördü.Mirastan eşit olarak pay alamadı.Eşinin izni olmadan hiçbir şey yapamazdı.Mahkemelerde ancak iki kadının şahitliği kabul edilirdi.
Bu durum,Kurtuluş Savaşına kadar devam etti.Kurtuluş Savaşında cephede savaşan Türk kadını,Cumhuriyet döneminde bütün haklarını elde etmiştir.Kadın,toplum yaşamına girmiş,istediği mesleği seçebilmiştir.Siyasal haklarını kazanmıştır.Önceleri şehir meclisine üye olabilen kadın,vatandaşların en doğal hakkı olan seçme ve seçilme hakkına da sahip olmuştur.T.B.M.M.ne milletvekili seçilmiştir.
Ülkemizde kadınların haklarını elde etmesi mücadele sonucu değil,Atatürk!ün Türk kadınına armağanı ile gerçekleşmiştir.
KADIN HAKLARI İLE İLGİLİ YASALAR:
1-İlk önemli yasa,1924 yılında kabul edilen TEVHİD-İ TEDRİSAT kanunudur.
(Eğitim ve öğretimde birlik) Bu yasayla medreseler kapatılmış,eğitim ve öğretim devlet denetimine girmiştir.Kız ve erkek öğrenciler,laik bir eğitim anlayışıyla bir arada öğrenim görmeye başlamıştır.
2-1925’te “Şapka Kanunu” ile kılık kıyafette değişiklik yapıldı.
3-İkinci önemli yasa 1926 yılında kabul edilen MEDENİ KANUN’DUR.Bu yasa her konuda kadın ve erkeği eşit duruma getirmiş.Günümüzde kadın ve erkeği eşit duruma getirmek için medeni kanunda değişiklikler yapılmaktadır.
4-1930’da belediye seçimlerinde,1934’de milletvekili seçme ve seçilme haklarını elde etmiştir.
5-İş kanunu ,sosyal sigortalar kanunu gibi yasalarla da kadın haklarını koruyucu hükümler getirilmiştir.Kadınların anne olmalarından dolayı yer altında,ağır ve tehlikeli işlerde çalışmaları yasaklanmıştır.Bu durum ayrımcılık sayılamaz.Kendilerini bir çok alanda kanıtlamış kadınlarımız:
Havacılıkta :İlk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen
Müzikte:İdil Biret,Suna Kan,Leyla Gencer dünya çapında ün kazanmış müzik yorumcularımızdır.
Edebiyatta:Halide Edip Adıvar,Adalet Ağaoğlu…
Türk sanat müziğinde:Müzeyyen Senar…
Sinemada:Türkan Şoray,Hülya Koçyiğit…
Tiyatroda:Afife Jale,Cahide Sonku…
Resimde:Nazlı Ecevit..
Seramikte:Jale Yılmabaşar büyük başarılar kazanmış kadın öncülerimizdir.Günümüzde sayılar gittikçe artmaktadır.
ÖLÇME –DEĞERLENDİRME:
1-Vatandaşlık hakları nasıl doğmuştur.niçin gereklidir?
2-Demokratik bir devlet olmanın en önemli koşulu nedir?
3-Sosyal devlet nedir tanımlayınız.
4-Demokratik ülkelerde kişiler devletten vatandaşlık haklarını istem hakkına niçin sahiptirler?
5-Vatandaşlık hakları anayasamızın hangi kısmında yer alır?Kaça ayrılır,bunlar nelerdir?
6-Sosyal haklarımız,ekonomik ve siyasi haklarımız hangileridir?
7-Eğitim,sosyal güvenlik,çalışma,tüketici ,seçme ve seçilme,Türk vatandaşlığı,sanatçının korunması,sağlık ve çevre haklarımız anayasamızın kaçıncı maddelerinde yer alır?
8-Bireyin çalışması niçin çok önemlidir?
9-Sosyal haklar niçin devlet desteği olmadan gerçekleşemez?Örnekler vererek açıklayınız.
10-Devletimizin sağlıkla ilgili görevleri nelerdir?
11-Ülkemizdeki sosyal güvenlik kuruluşları hangileridir?Kimler hangi kuruluşun güvencesindedir?
12-Çalışanların niçin sendika kurması ve üye olması gereklidir?
13-Toplu iş sözleşmesi,grev ve lokavt nedir?tanımlayınız.
14-Türk vatanlığı nasıl elde edilir?açıklayınız.
15-Ülkemizde oy kullanma ve bir siyasi partiye üye olma yaşı kaçtır?
16-“ “ “ kimler oy kullanma hakkına sahiptir?
17-“ “ “ kimler oy kullanamaz?
18-“ “ “ seçimler nasıl yapılır?
19-Kamu hizmetine kimler girme hakkına sahiptir,hangi şartlar aranır?
20-Dilekçe hakkı hangi durumlarda ve nasıl kullanılır?Verilen dilekçenin cevaplanma süresi ne kadardır?
21-Türk kadınının,Orta Asya Türk devletlerinde ve Osmanlı devletinde durumu nasıldı?
22-Türk kadınının durumunun Osmanlı devletinde bozulmasının nedeni nedir.Bu durum ne zaman sona ermiştir?Açıklayınız.
23-Cumhuriyet döneminde kadınlarımız hangi yasalarla,hangi haklarını elde etmiştir?Yazınız.
24-Bir çok alanda kendilerini kanıtlamış kadınlarımızı ve başarı ve ün kazandıkları dalları yazınız. -
uygulama biçimlerine göre demokrasi
UYGULAMA BİÇİMLERİNE GÖRE DEMOKRASİ
Doğrudan Demokrasi Yarı Doğrudan Demokrasi Temsili Demokrasi
Doğrudan Demokrasi:Toplumlarda,ilk ortaya çıkan demokrasi örneğidir.Egemenliğin sahibi olan millet,devlet işlerini kendisi görür.Halkın tamamı zaman zaman toplanarak devlet işlerini görüşüp kabul eder.Günümüzde kalabalık ve büyük toplumlar oluşturan insanların,hepsinin bir meydanda toplanıp kararlar alması olası değildir.Bu yönetim şekli İlkçağda eski Yunan sitelerinde (şehir devletleri)
Uygulanmıştır.Ancak kadınlar ve kölelere oy kullandırılmadığı için tam demokrasi sayılamaz.
Yarı Doğrudan Demokrasi:Bu demokrasilerde halkı temsil eden,seçimle gelmiş yöneticiler vardır.Bu yöneticilerin yetkileri sınırlıdır,kendi başlarına karar veremezler.Alınan kararlar,hazırlanan yasalar halkın oyuna sunulur.(Referandum:Halk oylaması)Bu yasalar,halk tarafından kabul edilirse uygulanır.Halkın veto(reddetme) etme yetkisi vardır.Ayrıca halktan kişiler de yasa(kanun) teklifinde bulunabilirler.
Temsili Demokrasi:Günümüzde uygulanan demokrasi şeklidir.Halk bu sistemle yönetime katılabilir.Belirli bir süre için kendisini yönetecek olanları seçer.Yönetim yetkisi belli bir süre için milletvekillerine verilir.Seçilenler,milleti temsil ederler.Sadece kendilerine oy veren bölgenin ve ilin temsilcileri değil,tüm ulusun temsilcileridir.Görevlerini halk adına yaparlar.Mecliste halk adına görevlerini yerine getirir,çalışmaları halk tarafından başarılı görülenler yeniden seçilebilirler.
__________________&__________________
T.C.DEVLETİNİN YÖNETİM YAPISIGENEL YÖNETİM(Merkezi yönetim) YERİNDEN YÖNETİM
Kuruluşları
Merkez Örgütü Taşra Örgütü 1-Yerel Kuruluşlar
Cumhurbaşkanı İl-ilçe-kasaba (İl özel yönetimi,
Bakanlar Kurulu Belediyeler,
Bakanlıklar Köyler)MERKEZE BAĞLI 2-Hizmet Kuruluşları
YARDIMCI KURULUŞLAR (Üniversiteler,
(Danıştay,Sayıştay,Devlet planlama KİT’ler,TRT,
teşkilatı,Milli Güvenlik Kurulu) Emekli Sandığı)
3-Meslek Kuruluşları Baro,Ticaret odası
Devletimizde yönetim;Merkezi yönetim,il yönetimi ve yerel yönetimler olarak ayrılır.
MİLLİ GÜVENLİK KURULU:Devletin varlığı ve bağımsızlığı,ülkenin bütünlüğü,toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar,Bakanlar kurulunca öncelikle dikkate alınır.
DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI:Ana görevi ekonomik,sosyal ve kültürel kalkınma konularının planlanmasında hükümete yardımcı olmak,danışmanlık yapmak,önerilerde bulunmak,plan ve program hazırlamak ve bunların uygulanmalarını izlemek ve koordine etmektir.1960 yılında kurulmuştur.İlk kalkınma planı 1933’te hazırlanmış ve bununla KİT’ler kurulmuştur.İkinci kalkınma planı 1939’da hazırlanmış fakat İkinci dünya savaşı nedeniyle uygulanamamıştır.
DANIŞTAY:Bir anayasa kurumudur.Bağımsız bir kuruluştur.Bir yandan en yüksek yönetsel mahkeme,diğer yandan da devletin en yüksek danışma ve inceleme organıdır.
SAYIŞTAY:Devlet kuruluşlarının gelir ve giderleri ile mallarını,TBMM adına denetleyen kuruluştur.Kurumların harcamalarını bütçeye ve hukuka uygunluk açısından denetler.Mali konuları düzenleyen yönetmelikler çıkarılmadan önce Sayıştay’ın onayı alınır.Sayıştay’ın yargı yetkisi de vardır.
____________&_____________
TAŞRA ÖRGÜTÜ(İl-ilçe-kasaba)
İL YÖNETİMİ
İller yasa ile kurulur.Ülkemizde 81 il vardır.İl yönetimi merkezi yönetimin
uzantısıdır.İl yönetimi üç bölümden oluşur.Bunlar;Vali,İl Yönetim Başkanları(İl Müdürleri) ve İl İdare Kuruludur.
VALİ:İl yönetiminin başında VALİ bulunur.Vali olabilmek için yasalr ve özel nitelikler öngörülmemiştir.Hükümet güvendiği kişileri vali olarak atayabilir.Ülkemizde vali ataması İç İşleri Bakanının önerisi,Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanının onayı ile yapılır.Valiler,hem hükümetin hem devletin hem de tek tek bakanlıkların ildeki temsilcisidir.Vali,il sınırları içinde yasarlı ve hükümet emirlerini uygular.Güvenlikten ekonomiye,çevre sorunlarından savunmaya kadar pek çok alanda geniş yetkileri vardır.İl içindeki adalet kuruluşları(mahkemeler) ve askeri kuruluşlar valinin yönetimi dışındadır.
İL YÖNETİM BAŞKANLARI:Bunlar illerdeki bakanlıkların alt kuruluşları olan İL MÜDÜRLÜKLERİDİR.Defterdar,İl Jandarma Komutanı,İl Emniyet Müdürü,İl Milli Eğitim Müdürü,İl Nüfus Müdürü,İl Sağlık Müdürü,İl Tarım Müdürü,Bayındırlık ve İskan Müdürü,Hukuk İşleri Müdürü,İl Kültür Müdürü,İl Turizm Müdürü gibi.
Bu il müdürleri valinin emri altındadırlar,görevlerinden dolayı valiye karşı sorumludurlar.Merkezle olan yazışmalarını vali kanalı ile yaparlar.
İL İDARE KURULU:Yönetsel alanda valiye yardımcı olan bir kuruluştur.Danışma niteliğindeki görevleri yerine getirir.Valinin başkanlığında Hukuk işleri Müdürü,Milli Eğitim Müdürü,Bayındırlık ve İskan Müdürü,Sağlık Müdürü ile Tarım Müdüründen oluşur.
______________&________________
İLÇE YÖNETİMİ
İller bağlı idari birimlerdir.İlçelerde iller gibi yasalarla kurulur ve üç bölümden oluşur.
Kaymakam:İlçe yönetiminin başındaki kişilerdir.Valinin gözetiminde görev yaparlar. İlçe yönetimi kamu hizmetlerinin halka götürülmesi ve çevredeki toplumsal,ekonomik koşulların geliştirilmesi yönünden önem taşır.
İlçe Yönetim Başkanları:İlçe müdürleridir.Yazı işleri müdürü,emniyet amiri,jandarma komutanı,mal müdürü,ile milli eğitim müdürü ve tarım müdüründen oluşur.
İlçe Yönetim Kurulu:Kaymakam başkanlık yapar.Yazı işleri müdürü,sağlık ocağı hekimi,ilçe milli eğitim müdürü ve tarım müdüründen oluşur.Görevleri danışmanlıktır.
___________&_____________
KASABALAR
İlçedeki kaymakamlar tarafından yönetilirler.Belediyeler kurulmuştur.
___________&______________YEREL YÖNETİMLER
İl Özel İdaresi: Belediye Yönetimi: Köy Yönetimi:
Vali Belediye Bşk. Muhtar
İl Genel Meclisi Belediye Meclisi İhtiyar Meclisi
İl Daimi Encümeni Belediye encümeni Köy Derneğiİllerde,ilçelerde ve köylerde yaşayanlara o bölgelerin gerektirdiği bazı hizmetlerin götürülmesini sağlamak amacı ile kurulan yönetim örgütlerine denir.Her yere,her türlü hizmetin merkezden götürülmesi gerekmez.Bazı işler ve hizmetler sadece o bölgelerde yaşayan insanları ilgilendirir.
İL ÖZEL İDARESİ:İlin yerel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuştur.İl sınırları içinde merkezi yönetimce yürütülen BAYINDIRLIK,EĞİTİM,SAĞLIK,TARIM,SOSYAL YARDIM gibi hizmetlere sınırlı biçimde yardımcı olur.Bu hizmetlere mali gücü oranında katkıda bulunur.İl özel idaresi yasa ile kurulur.Yılda iki kez toplanarak ilin ihtiyaçları görüşülür.
VALİ: özel yönetiminin başında vali vardır.Vali adına görevleri İL ÖZEL İDARE MÜDÜRÜ yerine getirir.İl özel idaresinin geliri;büyük ölçüde DEVLETTEN ve EMLAK VERGİLERİNDEN ayrılan paylardan oluşur.Özel idareye ait taşınır ve taşınmaz mallardan
Mallardan elde edilen gelirler de bütçeye dahil edilir.
GENEL MECLİSİ:İl sınırları içindeki her ilçeden beş yıl için seçilen kişilerden oluşur.Üye sayısı ,ilin nüfusuna ve ilçe sayısına göre değişir.İl özel yönetiminin KARAR ORGANIDIR.Yılda iki kez toplanarak ilin ihtiyaçlarını görüşür.Gerekli kararları alır.Meclisin başkanlığını vali yürütür.İL DAİMİ ENCÜMENİ:İl özel İdaresinin İKİNCİ KARAR ORGANIDIR.Üyeleri,il genel meclisi üyeleri arasından her yıl BEŞ ASİL,İKİ YEDEK üyeden oluşur.Üyeler her yıl değişir.En önemli görevi valilikçe yapılan aylık harcamaları denetler.
____________&_____________BELEDİYE YÖNETİMİ
Belediyeler,nüfusu iki bini aşan yerler ile nüfuslarına bakılmaksızın il ve ilçe merkezlerinde HÜKÜMET KARARIYLA kurulur.Bazı şehirlerimizde birden merkez ilçe vardır.Belediye sınırları içinde birden çok ilçe bulunan bazı şehirlerde 1984 yılından itibaren büyük şehir (anakent belediyeleri) oluşturulmuştur.Bu belediyelerin;kentin bütününü ilgilendiren su,kanalizasyon,ana yolların yapımı ve bakımı,ulaştırma,imar gibi görevleri vardır.
Belediye yönetiminin başlıca organları;belediye başkanı,belediye meclisi ve belediye encümenidir.Belediyelerin görevleri belediyeler kanununda belirtilmiştir.
BELEDİYELERİN GÖREVLERİ:
İmar planlarının yapılması,bu planlara uygun olarak her türlü inşaat ve onarım izinlerinin verilmesi,
Pazar yerlerinin kurulması ve buraların denetlenmesi,
Yollar ve parklar yapılması,buraların bakım ve hizmetlerinin görülmesi,
Yangın söndürme(itfaiye) birimlerinin kurulması,
Gıda maddelerinin sağlığa uygunluk açısından denetlenmesi,
Kent içinde ulaşımın sağlanması,
Çöp toplama ve temizlik hizmetlerinin görülmesi,
İçme ve kullanma suyunun sağlanması,
Kanalizasyon sisteminin kurulması vb..
Belediyeler,bu görevleri yerine getirirken ihtiyaç duydukları gelirleri devletin belediyelere ayırdığı ödenekler,emlak vergisi,çevre temizlik vergisi,eğlence vergisi,yaptıkları hizmetler karşılığı olarak halktan aldıkları ücretlerden(otobüs ve su ücretleri gibi…) karşılarlar.
BELEDİYE MECLİSİ:Üyeleri beş yılda bir yapılan yerel seçimlerde HALK TARAFINDAN seçilir.Üye sayısı yerleşim yerinin nüfusuna göre değişir.En az DOKUZ üyeden oluşur.Belediyenin KARAR ORGANIDIR.Yılda ÜÇ KEZ toplanır.Belediy bütçesini ve çalışma programını hazırlar,kabul eder.Meclise,belediye başkanı başkanlık eder.BELEDİYE ENCÜMENİ:Belediye meclisinin kendi üyeleri arasında seçtiği üyelerle,belediye fen işleri müdürü,sağlık işleri müdürü,hesap işleri müdürü gibi kişilerden oluşur.Bu yöneticileri belediye başkanı atar.
GÖREVLERİ:
Aylık hesapları inceler,
Şehir içi otobüs ve dolmuş fiyatları ve su fiyatları gibi bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarını belirler.
BELEDİYE BAŞKANI:Belediye yönetiminin başıdır.Yerel seçimlerde doğrudan halk tarafından seçilirler.Belediye meclisinin ve encümenin almış olduğu kararları uygular.
___________&____________KÖY YÖNETİMİ
Köy kurma yetkisi İç İşleri Bakanlığındadır.Köy yönetimi,köy derneği,ihtiyar meclisi ve muhtardan oluşur.
Köy İhtiyar Meclisi:İki tür üyeden oluşur.Seçilmiş üyeler;beş yıl için seçimle halk tarafından seçilirler.Doğal üyeler ise;köy öğretmeni ve köy imamıdır.İhtiyar heyeti,muhtara danışma organı gibi görev yapar.Haftada en az bir kere toplanır.
Görevleri:
İmece ve salmaya karar vermek,
Köy muhtarının harcamalarını denetlemek,
Köyün bütçesini hazırlamak ve kabul etmek,
Köylüler arasındaki uyuşmazlıkları gidermek.
SALMA:Gelir ve geçim durumlarına göre köylüden alınan vergiye denir.
İMECE:Dayanışma ve yardımlaşma amacıyla köyün bazı işlerinde köylülerin birlikte çalışması.
Köy Derneği:Köyde yaşayan ve seçme hakkına sahip olan olanlar köy derneğini oluştururlar.
Muhtar:Beş yılda bir yapılan seçimlerle halk tarafından seçilir.İhtiyar meclisine başkanlık eder.Yasaları ve hükümet emirlerini köylülere duyurur.Evleneceklerin nikahını kıyar.
___________&____________ -
insan hakları ile ilgili uluslararası kuruluşlar ve belgeler
İNSAN HAKLARININ KORUNMASI
İNSAN HAKLARI:Din,dil,ırk,cinsiyet vb. ayrımlar olmaksızın tüm insanların doğuştan sahip olduğu,insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşayabilmemiz için gerekli olan haklardır.
İnsan hakları ÖZGÜRLÜK,EŞİTLİK,ADALET gibi EVRENSEL değerlere dayanır.Akıllı ve sorumlu varlıklar olarak bu haklardan yararlandığımız sürece İNSANCA yaşayabiliriz.
İNSAN HAKLARININ KORUNMAMASI SONUCU ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR:
İnsanın kendini geliştirebilmesi için gerekli olan YAŞAM HAKKI güvencede olmaz,
Doğuştan getirdiği birtakım olanaklarını geliştiremez,
Ekonomik,sosyal,siyasal ve kültürel haklarını kullanamaz,
Yaşadığı toplumda barış ve güven ortamı bozulur,kimse başkalarının haklarına saygı göstermez,
Güçlü olanlar güçsüzleri ezer ve sömürür,insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmek olanaksızlaşır,
İnsanlar arasında dil,din,ırk,cinsiyet vb. ayrımlar yapılır,
İnsan haklarına saygı duyulmaması toplumu DEMOKRASİDEN uzaklaştırır,
Yurttaşların devlete olan güveni azalır,toplumda huzursuzluklar ortaya çıkar,
Devletin diğer devletlerle ve uluslar arası kuruluşlarla olan ilişkilerinde sorunlar ortaya çıkar,
Savaşlar,kıyımlar,işkenceler,dayak,şiddet hep insan haklarının korunmamasının sonuçlarıdır,
İnsanlar kendilerini geliştiremedikleri için ülkelerinin ve insanlığın ilerlemesine katkıda bulunamazlar,
Toplumdaki dayanışma ve duygu bağı yok olur.Böyle bir toplumun da bağımsızlığı tehlikeye girer.İNSAN HAKLARINI KORUMANIN SONUÇLARI:
Bireyler ve toplum huzur ve güven içinde olur,
Toplumda ADALET sağlanır,insanların yargıya olan güvenleri tamdır,
Yurttaşın devlete,devlet yurttaşına güven duyar,
İnsanlar,doğuştan getirdikleri yeteneklerini devletin yardımıyla geliştirip,değerlendirebilirler.Böylece hem ülke kalkınmasına hem de tüm insanlığın gelişimine katkıda bulunurlar,
Herkese eşit haklar tanınır,ayrımcılık olmaz,
Demokratik sosyal yaşam gelişir,insanlar ihtiyaçlarını rahatça karşılayabilirler,
Demokratik siyasal yaşam gelişir.Bireyler,kendilerini yönetecek kişileri oylarıyla belirler,yönetime katılırlar,
İnsanlar YURTTAŞ OLMA BİLİNCİNE sahip olurlar.Devlete karşı görevlerini yerine getirirler.Bunların kendilerine hizmet olarak geri döneceğini bilirler,
İnsan haklarını ihlal edenlerin yasalar uyarınca cezalandırılacağını bilirler.Toplum düzeninin yasalarla korunacağını bilirler,
Yurttaşlar birlik ve beraberlik içinde olurlar.Ulusal bütünlükleri korunur,bağlılıkları artar,
Ülkede demokrasi korunur ve güçlenir,
Diğer devletler arasında ülkenin saygınlığı artar.
_____&____
İNSAN HAKLARININ KORUNMASIULUSAL DÜZEYDE ULUSLAR ARASI DÜZEYDE
ULUSAL DÜZEYDE İNSAN HAKLARININ KORUNMASI:
Anayasa ve yasalarla,
İnsan haklarını korumakla yükümlü devlet organları ile,
İnsan haklarını korumak için kurulmuş sivil toplum örgütleri ile,
İnsan Hakları Danışma Kurulları aracılığı ile.ANAYASA VE YASALARLA İNSAN HAKLARININ KORUNMASI:
ANAYASA:Devletin işleyişini düzenleyen kuralların bütününe denir.Anayasa,diğer yasaların temelini düzenleyen üst yasa niteliğindedir.Bu nedenle çıkarılan hiçbir yasa anayasaya aykırı olamaz.Hak ve özgürlükleri güvence altına almak anayasaların temel işlevidir.
Anayasalar ve yasalar yapılırken uluslar arası sözleşmelerin hükümlerine uygun düzenlemeler yapılmasına dikkat edilmelidir.Bizim anayasamızın pek çok maddesi insan haklarının korunması ile ilgilidir.Bunlar;
5.MADDE:Devlet,kişinin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayan engelleri ortadan kaldırmakla yükümlü kılınmıştır.
14.MADDE:Kişilerin TEMEL HAK VE ÖDEVLERİ(Kişi hakları,sosyal ve ekonomik haklar,siyasi haklar ve ödevler )belirtilmiştir.Bunlardan eğitim,sağlık ve sosyal güvenlik hakları ayrı bir niteliğe sahiptir.Devletin bu konularda bireylere hizmet sunması gereklidir.Bu nedenle bu haklara İSTEME HAKLARI da denir.
40.MADDE:Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes,yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
Yine bu maddeye göre;Kişinin,resmi görevliler tarafından yapılan haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre devlet tarafından karşılanır.
125.MADDE:Yurttaşlar,hakları devlet tarafından çiğnendiği zaman mahkemeye başvurarak haklarını arayabilirler.T.B.M.M,son yıllarda insan hakları bilincinin gelişmesine paralel olarak birçok yasal düzenlemeler yapmıştır.Örneğin;Tüketici Hakları ve Çocuk Hakları ile ilgili yasaların çıkarılması gibi.
İNSAN HAKLARINI KORUMAKLA YÜKÜMLÜ DEVLET ORGANLARI:
1)-TBMM: Yasama organıdır.İnsan haklarını koruyan ve güvence altına alan yasalar çıkarır.Bunun dışında TBMM içinde insan hak ve özgürlüklerini korumak üzere çeşitli komisyonlar kurulur.Bu komisyon geçici olarak
görev yapar.İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU bu amaçla kurulmuş bir komisyondur.Bundan başka DİLEKÇE KOMİSYONU ise sürekli olarak görev yapar.Her konuda olduğu gibi insan hakları ile ilgili dilekçeleri kabul eder.
2)- YARGI ORGANLARI: Bağımsız mahkemelerdir.Haksızlığa uğrayanları korur.Haksızlık yapanları cezalandırır.Bir yüksek mahkeme olan ANAYASA MAHKEMESİ,anayasaya aykırı olarak TBMM tarafından çıkarılan yasaları iptal eder.Devlet tarafından bir haksızlığa uğradıklarını düşünenler mahkemelere dava açabilirler.Mahkemeler ve yargıçlar görevlerini tam bir bağımsızlık içinde,kimseden emir almadan yerine getirirler.
3)- YÜRÜTME ORGANI: Yasaları uygulayan CUMHURBAŞKANI ve HÜKÜMET’TİR.Yürütme organının görevlerini yerine getirmesi için MEMURLAR,İŞÇİLER,SÖZLEŞMELİ PERSONEL gibi kamu görevlileri görevlendirilmiştir.Bunlar yurttaşın günlük işlerini aksatmadan yerine getirirler.Örneğin; sınıfta ders veren bir öğretmen,yürütme organının bir uzantısıdır ve sınıf içindeki her türlü eylem davranışlarından dolayı yürütme organına karşı sorumludur.Bu nedenle kamu çalışanları görevlerini yerine getirirken tüm insanlara eşit ve adil davranmalıdırlar.Okullarda VATANDAŞLIK ve İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ DERSİNİN okutulması insan haklarının ulusal düzeyde korunması çalışmalarına bir örnektir.
İNSAN HAKLARININ KORUNMASINDA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE İŞLEVLERİ:
Sivil toplum kuruluşları,DİNLERİ ,DİLLERİ,IRKLARI,CİNSİYETLERİ,SİYASAL GÖRÜŞLERİ ne olursa olsun hiçbir ayrım yapılmaksızın tüm insanların haklarıyla ilgilenmek üzere kurulur.Bu yüzden insan hakları ile ilgilenen sivil toplum örgütlerinin etkisi tüm dünyada giderek artmaktadır.İnsan hakları ile ilgili sivil toplum kuruluşları,insan haklarının İHLAL EDİLMESİNİ ÖNLEMEKLE GÖREVLİ DEĞİLDİR.Bu kuruluşlar,İNSAN HAKLARINA AYKIRI EYLEM VE DAVRANIŞLARI AÇIKLARLAR VE İLGİLİLERDEN BUNLARA ÇÖZÜM BULUNMASINI İSTERLER.İNSAN HAKLARI KONUSUNDA KAMUOYU OLUŞTURMAK İÇİN TOPLANTILAR,PANELLER,BASIN AÇIKLAMALARI DÜZENLERLER.UYARI GÖREVİ YAPARLAR.İNSAN HAKLARI İLE İLGİLENEN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI:
*Türkiye İnsan Hakları Kurumu
* Sokak Çocuklarını Koruma Derneği
* Ankara Kadın Dayanışma Vakfı
ÇEVRE SORUNLARI İLE İLGİLENEN SİVİL TOPLUM KURUŞLARI:
Türkiye Erozyonla Mücadele,Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı ( TEMA)
Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Vakfı (ÇEKÜL)
Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD)
TÜKETİCİ HAKLARI İLE İLGİLENEN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI:
*Tüketici Haklarını Koruma Derneği ( TÜKODER)
*Türkiye Tüketicileri Koruma ve Eğitim Vakfı ( TÜKETİCİ VAKFI )
Yukarıda sayılan kuruluşlardan başka; KIZILAY,SOSYAL HİZMETLER ve ÇOCUK ESİRGEME KURUMU,YEŞİLAY,MİLLİ EĞİTİM VAKFI gibi dernek ve vakıflar yararlı çalışmalar yürütmektedirler.
&
İNSAN HAKLARI DANIŞMA KURULLARI VE İŞLEVLERİ:
İnsan haklarının korunması için dünyanın birçok ülkesinde çeşitli kuruluşlar oluşturulmaktadır.Bunlardan biri de insan hakları danışma kurullarıdır.Danışma kurullarında İNSAN HAKLARI KONUSUNDA UZMAN OLAN KİŞİLER,HUKUKÇULAR,BİLİM ADAMLARI,DÜŞÜNÜRLER,SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ TEMSİLCİLERİ ve DEVLET ORGANLARININ TEMSİLCİLERİ YER ALIR.
Ülkemizde bu amaçla1997 yılında İNSAN HAKLARI KOORDİNATÖR ÜST KURULU kurulmuştur.Bu kurul İNSAN HAKLARINDA SORUMLU DEVLET BAKANININ BAŞKANLIĞINDA, BAŞBAKANLIK,ADALET,İÇİŞLERİ,DIŞİŞLERİ,MİLLİ EĞİTİM VE SAĞLIK BAKANLIKLARININ MÜSTEŞARLARINDA oluşur.
&
İNSAN HAKLARININ ULUSLAR ARASI DÜZEYDE KORUNMASI:
İnsan haklarının uluslar arası düzeyde korunması düşüncesi 2.DÜNYA savaşından sonra ortaya çıkmıştır.Savaş sırasındaki insan hakları ihlalleri insan haklarının uluslar arası düzeyde korunması gerçeğini ortaya koymuştur.Daha önceleri devletlerin iç sorunu olarak görülen insan hakları ihlalleri,uluslar arası bir sorun olarak görülmüştür.Bu nedenle çeşitli kurum ve kuruluşlar oluşturulmuştur.
BU KURULUŞLAR: ( Birleşmiş Milletler,Avrupa Konseyi, Amerikan Devletleri Örgütü,Afrika Birliği Örgütü)1)-BİRLEŞMİŞ MİLLETLER(BM) .(Konusunda ilk kuruluş)Uluslararası barış ve güvenliğin sürekliliğini sağlamak,anlaşmazlıkları barışçı yollarla çözmek,insan hakları ile ilgili konularda ülkeler arasında iş birliğini sağlamak amacıyla 1945 yılında kurulmuştur.Türkiye aynı yıl üye olmuştur.BM, dünyadaki barışı ve insan haklarını koruyucu kuruluşların en etkini ve en önemlisidir.Merkezi.ABD’nin NEWYORK kentindedir.Birleşmiş Milletler İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİNİ HAZIRLATIP üye devletlerin imzasına sunmuştur.Bu bildirgede insan hakları evrensel düzeyde hazırlanmıştır.
Birleşmiş Milletler,insan hakları konusunda çeşitli komisyon ve komiteler kurarak çalışmalarını yürütmektedir.Bunlardan bazıları şunlardır:
* EKONOMİK ve SOSYAL KONSEY,
* İNSAN HAKLARI KOMİSYONU,
* AYRIMCILIĞIN KORUNMASI ve AZINLIKLARIN KORUNMASI HAKKINDA ALT KOMİSYON,
* KADININ STATÜSÜ KOMİSYONU,
* IRK AYRIMCILIĞINI KALDIRMA KOMİSYONU,
* İNSAN HAKLARI KOMİTESİ,
* EKONOMİK VE KÜLTÜREL HAKLAR KOMİTESİ,
* İŞKENCEYE KARŞI KOMİTE,
* KADINLARA KARŞI AYRIMCILIĞIN KALDIRILMASI KOMİTESİ,
* ÇOCUK HAKLARI KOMİTESİ.
&
BÖLGESEL KURULUŞLAR:
2)- AVRUPA KONSEYİ:
Avrupa devletleri arasında insan hakları ve demokrasiyi korumak,geliştirmek sağlık,toplumsal refah,eğitim,kültür,çevre,yerel yönetim ve adalet gibi çok geniş alanda üye devletler arasında uyum sağlamak amacıyla 1949’ da kurulmuştur. Merkezi Fransa’nın STRASBOURG kentindedir. Türkiye 1950 yılında üye olmuştur.Avrupa konseyinin en önemli amaçlarından birisi,insan haklarının ve temel özgürlüklerin geliştirilmesi ve korunmasıdır.Konsey bu amacı gerçekleştirmek için 1950’ de AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNİ hazırlamıştır.Bu sözleşme ile üye ülkelerdeki insanları temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır.Sözleşme ile getirilen hükümlere tüm üye ülkelerin uyma zorunluluğu vardır.Uymayan ülkelerin cezalandırması kabul edilmiştir.
Avrupa Konseyinin BAKANLAR KOMİTESİ ve DANIŞMA MECLİSİ gibi iki önemli organı vardır.BAKANLAR KOMİTESİ:Üye ülkelerin dış işleri bakanlarından oluşur.Avrupa konseyinin en etkin organıdır.DANIŞMA MECLİSİ: Üye devletlerin belirleyeceği milletvekillerinden oluşur.İnsan hakları konusu ile ilgili sorunları izler,değerlendirir,tavsiye kararları alır.
Avrupa Konseyinde insan haklarının korunması ile ilgili olarak iki organ daha vardır.Bu organlar; AVRUPA İNSAN HAKLARI KOMİSYONU ve AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİDİR.
AVRUPA İNSAN HAKLARI KOMİTESİ: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzalayan üye devletlerin sayısı kadar üyeden oluşur.Üye devletlerin insan haklarına aykırı davranışlarını içeren dilekçeleri inceler.Dilekçelerin ilk geldiği yerdir. Verilen dilekçelerdeki iddiaları ciddi bulursa tarafları uzlaştırmaya çalışır.Dostça çözüm bulunamayan dilekçeleri İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE GÖNDERİR.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ: Avrupa İnsan Hakları Divanı adı ile de bilinir.Üye devlet sayısı kadar yargıçtan oluşur.Gelen davalara bu yargıçlar arasından seçilen 7 yargıç bakar.Üye devletler,mahkemenin vereceği kararlara uymak zorundadır.***Ülkemiz vatandaşlarına 1987
Yılında komisyona bireysel başvuru hakkını tanımıştır.1990 yılında ise mahkemenin zorunlu yargı yetkisini kabul etmiştir.
3)- AMERİKAN DEVLETLERİ ÖRGÜTÜ:Amerika kıtasındaki ülkeler üyedir.Örgüt bu kıtada insan haklarının korunması ile ilgilenir.
4)- AFRİKA BİRLİĞİ ÖRGÜTÜ: Afrika ülkeleri üyedir.Afrika’da insan haklarının korunması ile ilgilenir.İNSAN HAKLARI İLE İLGİLİ ULUSLAR ARASI BELGELER:
1-İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ
2- AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ
3- HELSİNKİ NİHAİ SENEDİ
4- PARİS ŞARTI
5- ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ
&
1)- İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ: Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanmış ve 10 ARALIK 1948 tarihinde kabul edilmiştir.İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi günümüz anayasalarının ve öteki insan hakları belgelerinin hazırlanmasına KAYNAKLIK eden en önemli belge niteliğindedir.
2)- AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ: İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinden sonra en önemli belgedir.Sözleşme Avrupa Konseyi tarafından hazırlanmıştır.1950 tarihinde imzalanmış,1953 tarihinden yürürlük kazanmıştır.3)- HELSİNKİ NİHAİ SENEDİ: Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) tarafından 1975 yılında imzalanmıştır.Arnavutluk dışındaki tüm Avrupa ülkeleri ve ABD ve Kanada’nın imzaladığı bu belge,ULUSLAR ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİNİ GELİŞTİRMEK amacını taşımaktadır.Belgenin 7.maddesiyle insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı ilkesi ilan edilmiştir.
4)- PARİS ŞARTI: AGİK tarafından üye ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları ile 1990’da bir PARİS ZİRVESİ yapıldı. PARİS ŞARTI, bu zirvede sonucunda ortaya çıkmıştır.”YENİ BİR AVRUPA İÇİN İLK ADIM” sloganı ile belge sunulmuştur.
5)-
İNSAN HAKLARI İLE İLGİLİ ULUSLAR ARASI GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR:
Bunlara HÜKÜMET DIŞI ÖRGÜTLER de denir.Hükümetlerin ve resmi kuruluşların insan hakları konusunda yetersiz kalmaları nedeniyle kurulmuşlardır.Bunlar :
1)- ULUSLAR ARASI AF ÖRGÜTÜ
2)- HELSİNKİ YURTTAŞLAR MECLİSİ
3)- ULUSLAR ARASI KIZIL HAÇ KOMİTESİ
4)- “ “ “ “ HUKUKÇULAR KOMİSYONU
5)- ULUSLAR ARASI PEN KLUBÜ( Yazarlar Birliği)
6)- İNSAN HAKLARI İÇİN ULUSLAR ARASI BİRLİK
ULUSLAR ARASI AF ÖRGÜTÜ: 1961 yılında İngiltere’de kurulmuştur.Şiddete başvurmamış olmak koşuluyla DÜŞÜNCE ve İNANÇLARI YÜZÜNDEN TUTUKLANAN HAPSE ATILAN İNSANLARI SERBEST BIRAKILMALARI İÇİN ÇABA GÖSTERİRİR.Bu kişilere “DÜŞÜNCE TUTUKLULARI” adı verilir.Örgüt ÖLÜM ve İŞKENCEYE karşıdır.1977 yılında NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜNE layık
görülmüşlerdir. ______&______ A.ÇakacıoğluBİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN KOLLARI VE AÇILIMLARI:
1)- UNESCO: Birleşmiş Milletler EĞİTİM,BİLİM ve KÜLTÜR ÖRGÜTÜ
2)- UNİCEF: Birleşmiş Milletler ÇOCUKLARA YARDIM FONU
3)- WHO: DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ
4)- IMF: ULUSLAR ARASI PARA FONU
5)- FAO: Birleşmiş Milletler GIDA ve TARIM TEŞKİLATI
6)- ILO : ULUSLAR ARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ
7)- UNFPA: Birleşmiş Milletler NÜFUS FONU
8)- NATO: KUZEY ATLANTİK SAVUNMA PAKTI (Birleşmiş Milletlerin ASKERİ KOLU)ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ: 1989’ da kabul edilmiş,1990 yılında yürürlüğe girmiştir.Türkiye bu sözleşmeyi 1994 tarihinde imzalamıştır.Bu sözleşme,18 yaşına kadar herkesin çocuk olduğunu kabul etmektedir.Çocuk hakları sözleşmesinde; çocuklar arasında ırkları,renkleri,dilleri,dinleri,siyasal inançları nedeniyle ayrım yapılamayacağı açıkça belirtilmiştir.
-
insan hakları ile ilgili sorular 2
ÖLÇME DEĞERLENDİRME:
1)İnsan haklarının korumanın sonuçlarından iki madde yazınız.
2)İnsan hakları ULUSAL DÜZEYDE nasıl korunur?
3)Anayasa nedir? Anayasa ile insan hakları nasıl korunur?
4)1982 Anayasamızda insan hakları ile ilgili bir maddeyi açıklayınız.
5)İnsan haklarını korumakla yükümlü devlet organları hangileridir?
6)TBMM insan haklarını korumakla ilgili neler yapar?
7)TBMM içinde insan hakları ile ilgili olarak kurulmuş süreli ve süresiz komisyonların isimlerini yazınız.
8)İnsan haklarının korunması ile ilgili yargı organı neler yapar?
9)Anayasa mahkemesinin insan hakları ile ilgili görevi nedir?
10)İnsan haklarının korunması ile ilgili olarak YÜRÜTME ORGANI neler yapar?
11)Yürütme organı görevlerini kimlere yaptırır?
12)İnsan haklarının korunması konusunda SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ neler yapar?
13)İnsan hakları ile ilgilenen sivil toplum örgütleri hangileridir?
14) Çevre sorunları ile ilgilenen sivil toplum kuruluşları hangileridir?
15)Tüketici hakları “ “ “ “ “ “ “ “ “ ?
16)İnsan hakları DANIŞMA KURULLARINDA KİMLER GÖREV YAPAR?
17)İnsan haklarının uluslararasında korunmasının nedeni nedir? Bu düşünce hangi olaydan sonra ortaya çıkmıştır?
18)İnsan haklarının uluslar arası düzeyde korunması için hangi kuruluşlar kurulmuştur?
19)Birleşmiş Milletler nerede,kaç yılında,niçin kurulmuştur?
20)Birleşmiş Milletlerin hazırladığı insan hakları ile ilgili ilk belgenin adını ve kabul edildiği tarihi yazınız.
21)Birleşmiş Milletlerin kolları ve açılımları nelerdir?
22)AVRUPA KONSEYİ kaç yılında ,nerede,niçin kurulmuştur?
23)Türkiye BM ve Avrupa Konseyine kaç yıllarında üye olmuştur?
24)Avrupa Konseyinde imzalanan insan hakları ile ilgili belgenin adı nedir?
25)Avrupa Konseyinde bulunan organların isimlerini yazınız.
26)Avrupa konseyinin bir organı olan BAKANLAR KOMİTESİ nasıl oluşur?
27)“ “ “ “ “ “ “ DANIŞMA MECLİSİ nasıl oluşur?
28)Avrupa İnsan Hakları KOMİTESİ nasıl oluşur?
29)İnsan hakları ihlali durumunda ilk dilekçe Avrupa konseyinin hangi organına verilir?
30)İnsan hakları ihlalinde Avrupa konseyine gidecek bir dilekçenin izlediği yolu anlatınız.
31)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nasıl oluşmuştur? Burada davalara nasıl bakılır?
32)Ülkemiz vatandaşlarına kaç yılında insan hakları ihlali durumunda bireysel başvuru hakkı tanımış,kaç yılında mahkemenin zorunlu yargı yetkisini kabul etmiştir?
33)İnsan Hakları ile ilgili ULUSLAR ARASI BELGELERİN İSİMLERİNİ YAZINIZ.
34)İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nerelerde,hangi yıllarda hazırlanmıştır?
35)Helsinki Nihai senedi nerede hazırlanmıştır?Amacı nedir?
36)Paris şartı nerede,hangi sloganla ortaya çıkmıştır?
37)Çocuk hakları sözleşmesini ülkemiz hangi yılda kabul etmiştir?Kaç yaşına kadar kişiler çocuk olarak kabul edilmiştir?
38)Çocuk hakları sözleşmesinin konusu nedir?
39)İnsan Hakları ile ilgili gönüllü kuruluşlarda iki tanesinin ismini yazınız.
40)Uluslar arası AF ÖRGÜTÜ hangi amaçla kurulmuştur?
41)“ “ “ PEN KLUBÜ “ “ “ “ “ ? -
insan hakları eğitimi ile ilgili sorular
İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ İLE İLGİLİ SORULAR:
1-İnsan hakları eğitimi hangi kaç türlü yapılır?Örnekleyiniz.
2-İnsan hakları eğitiminin basamakları nelerdir?
3-İnsan hakları eğitiminde en etkin görev nereye düşer?
4-“ “ “ eğitiminin basamaklarından biri olan bilgilendirme nasıl yapılır?
5-Duyarlı vatandaş nasıl olur?
6-İnsan hakları ile ilgili olan özel günler hangileridir?
7-İç tehdit,dış tehdit,anarşi,anarşist,terör,terörizm,uluslar arası terör ne demektir? Tanımlayınız.
8-Terörün yayılma nedenleri nelerdir?
9-Terör örgütleri hangi özellikteki gençleri ağlarına düşürürler?
10-Bazı kitle iletişim araçlarının bilerek bilmeyerek terörizme katkılarının sonucunda neler olur?
11-Doğal afetlerde çıkan söylentiler ile terörizme nasıl destek verirler?
12-Bazı ülkelerin terörü desteklemesinin ekonomik nedenini açıklayınız.
13- “ “ “ “ “ “ “ siyasi “ “ “ “
14-Teröre karşı halk niçin duyarsız olur?
15-Terörle mücadelede kişilere düşen görevler nelerdir?
16-Güncel tehdit nedir,kaça ayrılır?
17-İç tehdit nedir? Nasıl bir nitelik taşırlar?
18-*İç tehdit unsurlarını yaratanların amaçları nelerdir?
19-* Dış tehdit nedir?Dış tehdit unsurlarını yapanlar neler yapıyorlar?
20-*Ülkemizi tehdit eden dış tehdit unsurlarını yaratanları yazınız.
21-*İnsan haklarının korunmasında karşılaşılan sorunlar nelerdir?
22-*İnsan haklarının korunmasını hangi kişilik yapısında olan insanlar engeller?
23-* Eğitimsizlik, insan haklarının korunmasını nasıl engeller?örnekle açıklayınız.
24-* Siyasal nedenler, insan haklarının korunmasını nasıl engeller?
25-*Ekonomik nedenler. “ “ “ “ “ “ “ ?
26-*Kültürel “ “ “ “ “ “ “ “ “?
27-*İnsan olma bilinci nedir? Eksikliği insan haklarının korunmasını nasıl etkiler?Örneklerle açıklayınız.
28-* Hoşgörülü olma nedir? İnsan haklarının korunmasında niçin çok önemlidir? -
insan haklarının korunmasında insan hakları eğitiminin önemi
İNSAN HAKLARININ KORUNMASINDA İNSAN HAKLARI EĞİTİMİNİN ÖNEMİ:
İnsan haklarının korunmasında en etkili yol EĞİTİMDİR.Çünkü eğitim süreci,öğrenilenlerin davranışa dönüştürülmesini de içermektedir.Bunun anlamı,insanların öğrendiklerini uygulamalarıdır.İnsan haklarının korunması için önce neler olduğunun bilinmesi gerekir.Bu da eğitimle olur.
İnsan hakları eğitimi iki şekilde verilebilir:
1)- ÖRGÜN EĞİTİM YOLUYLA OKULLARDA VERİLEBİLİR.
2)- YAYGIN EĞİTİM VE BASIN YAYIN KURULUŞLARI ARACILIĞI İLE BİREYLERİN İNSAN HAKLARI KONUSUNDA EĞİTİLMESİ.
İlköğretimde VATANDAŞLIK ve İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ DERSİ, orta eğitimde DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI derslerinin kapsamında yer alan konular ÖRGÜN EĞİTİME örnektir.İnsan hakları konusunda düzenlenen SEMİNERLER,KONFERANSLAR,KONGRELER,AÇIK OTURUMLAR,RADYO ve TELEVİZYON PROGRAMLARI ise YAYGIN EĞİTİME örnektirler.
İNSAN HAKLARI EĞİTİMİNİN BASAMAKLARI:
1)- HABERDAR ETME
2)- BİLGİLENDİRME
3)- DAVRANIŞ GELİŞTİRME
4)- DUYARLI YURTTAŞ YETİŞTİRME’DİR.
&
1)- HABERDAR ETME: İnsan hakları eğitiminin ilk basamağı, kişiler bu haklardan haberdar etmektir.İnsanlar sahip olduğu hakların neler olduğu konusunda bilgilendirilmelidir.Çünkü bireyleri insan hakları konusunda bilgilendirmeden korunması olanaksızdır.Bu hakların neler olduğu,hangi uluslar arası belgelerde yer aldığı öğretilmelidir.Haberdar etme konusunda en etkin görev KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARINA düşmektedir.
2)- BİLGİLENDİRME: İnsan haklarının anlam ve öneminin kavranabilmesi için daha ayrıntılı bir öğretme ve öğrenmedir.Bu bilgilendirme;
* İnsan haklarının neler olduğu,bu hakların kapsamı ve niteliği
* İnsan haklarını tarihsel gelişimi ve bugünkü durumu
* Dünyadaki insan hakları uygulamaları
* Ülkemizde ve dünyada insan hakları ile ilgilenen kurum ve kuruluşlar
* İnsan haklarının nasıl kullanılacağı ve korunacağı konularında yapılır.
Bilgilendirme konusunda en etkin görevi SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ üstlenmektedir.
3)- DAVRANIŞ GELİŞTİRME: Eğitimin temel hedefi davranış geliştirmedir.Eğitim sürecinde öğrenilenler,davranışa dönüştürülemezse eğitim amacına ulaşmamış demektir.İnsan hakları eğitimi DAVRANIŞ GELİŞTİRME EĞİTİMİDİR.Haklarında haberdar olan,bu konuda yeterli bilgiye sahip olan insanlar,doğal olarak bu hakları kullanırlar.Başkalarının haklarına saygı göstermenin aslında kendi haklarına saygı göstermek olduğunu bilirler ve ona göre davranırlar.
4)- DUYARLI VATANDAŞ YETİŞTİRME: İnsan hakları eğitiminin amaçlarından biri de haklarının ve ödevlerinin bilincinde olan,insan haklarına duyarlı yurttaşlar yetiştirmektir.Duyarlı yurttaşlar kendi haklarının çiğnenmesine izin vermezler.Hakları çiğnendiğinde sessiz kalmak yerine yasal yollardan haklarını ararlar.Herhangi bir kişinin haklarının çiğnenmesi durumunda tepki gösterirler.Davranışları ile başka insanlara örnek olurlar.Duyarlı yurttaşlar; devletin işlerini kolaylaştırırlar.Sokaklarda biriken çöpler toplanmazsa ilgililere haber verirler.Denizleri,gölleri,akarsuları kirletmemeye özen gösteririler.Duyarlı yurttaşlar ayrımcılık yapmazlar.Farklı düşüncelere ve görüşlere saygılı olurlar.
İNSAN HAKLARI İLE İLGİLİ ÖZEL GÜNLER:
1)-İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edildiği 10 ARALIK günü ile başlayan hafta İNSAN HAKLARI HAFTASI olarak kutlanır.
2)- DÜNYA BARIŞ GÜNÜ (1 Eylül)
3)- DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ ( Ekim ayının ilk pazartesi günü)
4)- BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNÜ ( 24 Ekim)
5)- ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ ( 20 Kasım)
6)- DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ( 8 Mart)
7)- ÖZÜRLÜLER HAFTASI ( 10-16 Mayıs)
8)- ÇEVRE KORUMA HAFTASI ( Haziran ayının ikinci pazartesi günü)
9)- 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI ( TBMM 1986 yılında aldığı bir kararla bu bayramın dünyanın diğer ülkelerden gelen çocuklarla birlikte kutlanmasını kararlaştırdı.)
________&________
ÜLKEMİZE YÖNELİK İÇ VE DIŞTEHDİT
İÇ TEHDİT: Bir ulusun KÜLTÜR,DİL,DİN,YURT,TARİH ve ÜLKÜ BİRLİĞİNİN zayıflatılarak ülkenin parçalanmasının amaçlanmasına denir.
DIŞ TEHDİT: Diğer ülkelerin, bir ulusun birlik ve beraberliğini bozmak, o ülkeyi ele geçirmek amacı ile oluşturdukları tehlikedir.
Ülkemiz stratejik konumundan dolayı iç ve dış tehdit altındadır.
ANARŞİ: Bir ülkede, siyasi ve idari kurumlardaki çözülme sonucu devlet denetiminin kalmamasıdır.
ANARŞİST : Siyasi ve idari kurumlarda çözülme yaratmak ve devlet denetimini ortadan kaldırmak amacıyla eylemlere girişenlere denir.
TERÖR:Belli kişi ya da toplulukların,toplumu yıldırma,cana kıyma ve malı yakıp yıkma,korkutma yolu ile hedeflerine ulaşmayı hedeflemesidir.
TERÖRİZM : Siyasal bir amaca ulaşmak için şiddet,korkutma ,yıldırma hareketlerini düzenli bir biçimde tekrarlanmasıdır.
ULUSLAR ARASI TERÖR: Terör, sadece bir ülkenin sınırları dışına taşarak yabancı hedeflere yöneliyorsa,bir ya da daha çok yabancı devlet tarafından destekleniyorsa,uluslar arası nitelik taşıyan örgütler tarafından gerçekleştiriliyorsa buna uluslar arası terör denir.
&
TERÖRÜN YAYILMA NEDENLERİ:
Bugünlerde dünya kamuoyunu en çok meşgul eden sorunlardan biri terördür.Giderek yayılan teröre bir çözüm bulunması insanlığın önünde bekleyen önemli bir sorundur.Terörün pek çok yayılma nedeni vardır.
1)- BİLGİ ve ANLAYIŞ AZLIĞI: Terör örgütleri; gazeteler,dergiler,radyo ve televizyonlar aracılığı ile çeşitli propagandalara girişerek toplumu etkilemeye çalışırlar.Böylece kendilerine yandaşlar bulmak için çaba gösterirler.Terörün yarattığı kötü sonuçlar hakkında bilgisi olmayan bazı gençler, zaman zaman bu propagandaların etkisi altında kalmaktadırlar.Özellikle AİLE İÇİ SORUNLARI OLAN,EKONOMİK SIKINTI ÇEKEN,EĞİTİMSİZ,İŞSİZ GENÇLER TERÖR ÖRGÜTLERİNİN VAATLERİNİ GERÇEK SANMAKTA bu örgütlere katılmaktadırlar.Bu gençler,bir süre sonra gerçekleri görüp yaptıkları eylemlerden pişman olsalar ve bu örgütlerden ayrılmak isteseler bile örgütlerin baskısından kolayca kurtulamamaktadırlar. 2)- KAMUOYUNUN TERÖR KONUSUNDA EĞİTİMSİZLİĞİ : Kamuoyunun terör konusunda eğitilmemesi,halkın terör olayları karşısında tepkisiz kalmasına neden olur.Kamuoyunu terör konusunda bilinçlendirmek için,toplumun tüm kesimlerine demokrasi,eşitlik,adalet,insan hakları,tarih ve siyasal kültür konularında bilgi verilmesi gereklidir.
3)- BAZI KİŞİ VE KURULUŞLARIN BİLEREK VEYA BİLMEYEREK TERÖRİZME KATKISI:
Bilerek terörizmi destekleyenler,terörden çıkar sağlamak amacındadırlar.( silah ve uyuşturucu kaçakçıları ..) Haksızlığa uğrayan bazı insanlar terör örgütlerinin tuzağına düşüp bunların çalışmalarına bilmeden destek verebilirler.
4)- BAZI KİTLE HABERLEŞME ARAÇLARININ BİLEREK VEYA BİLMEYEREK TERÖRİZME KATKISI: Kitle haberleşme araçları; radyolar,televizyonlar,gazeteler ve dergilerdir.Bunlar her eve girmiş durumdadırlar ve dünyaya açılan pencerelerimizdir.Teröristlerin amaçlarından biri de halkı etkilemek ve propaganda yapmaktır.Bazı kitle haberleşme araçları,terörist olayları yayımlarken teröristleri bu amaçlarına bilerek ya da bilmeyerek hizmet etmiş olurlar.Toplumda teröristleri çok güçlü oldukları kanısının uyanmasına neden olabilirler.Eğer olaylar tam bir yansızlıkla yansıtılmazsa,bazı kişiler teröristlere sempati ile bakabilirler.Basın organları olayları yansıtırken çok dikkatli olmalıdır.
5)- DOĞAL AFETLERDE ÇIKAN SÖYLENTİLER :
Ülkemiz,yeryüzünün önemli deprem kuşaklarından biri üzerindedir.Bu nedenle ülkemiz, sık sık deprem yıkımıyla karşı karşıya kalmaktadır.Ancak bazı kişiler, bu felaketleri kötü amaçları için kullanmaktadırlar.Bu gibi durumlarda,fırsatçı insanların yaydığı söylentilere inanmamalıyız.Resmi kaynaklı haberlerin dışındaki bilgileri kuşku ile karşılamalıyız.
6)- TERÖRÜ DESTEKLEYEN DEVLETLERİN VARLIĞI: Terörün hızla yayılmasının nedeni bazı ülkelerin terörü desteklemeleridir.Bazı ülkelerin terörü desteklemelerinin pek çok nedeni vardır. Ancak bu nedenlerden en önemlileri,EKONOMİK ve SİYASAL NEDENLERDİR. Bazı ülkeler,kendilerine rakip olarak gördükleri ülkelerin ekonomik yönden güçlenmesini istemezler.Kendi ürettiği malları bu ülkeye satarak orayı kendi pazarları durumuna getirirler.Siyasal nedenlerle terörü destekleyen bazı ülkeler ise kendilerine düşman olarak gördükleri bütünlüğünü bozmak,bu devleti ortadan kaldırmak için terörü desteklerler.Bu isteğini açıkça savaşla yerine getirmek yerine,devleti içten parçalayabilmek için SOĞUK SAVAŞIN EN ETKİLİ VE DAHA AZ MASRAFLI yöntemlerinden birisi olan ANARŞİ ve TERÖR faaliyetlerini desteklemektedirler.
7)- BAZI SİLAH ÜRETİCİLERİNİN ÖRGÜTLERE SİLAH SATMASI: Anarşi ve terörü besleyen en önemli kaynaklar,silah ve uyuşturucu ticaretidir.
8)- ÜLKELER ARASINDA İŞ BİRLİĞİNİN SAĞLAMAMASI : Bazı ülkeler teröre karşı duyarsız kalmaktadırlar.
9)- HALKIN YETERİ KADAR DUYARLI OLMAMASI : Halkın bilgisi ve eğitimsiz olması nedeniyle terör olaylarına karşı seyirci kalmaktadır.Terörden en büyük zararı yine halk görmektedir.Bu yüzden halkın terör olaylarına karşı duyarlı olması,hem gerekli hem de zorunludur.Yasaların izin verdiği yolları kullanarak tepki göstermeyi gerektirir.
________&________TERÖRLE MÜCADELEDE KİŞİLERE DÜŞEN GÖREVLER:
Terörle mücadeleyi esas olarak devlet güçleri yürütür.Ancak kişilere de çok önemli görevler düşer.
1)- MİLLİ HEDEFLER DOĞRULTUSUNDA BİLİNÇLİ OLMAK: Milli hedefleri kavrayan insanlar,ulusal çıkarları kişisel çıkarlarının üstünde tutarlar.
2)- EĞİTİM ve ÖĞRETİMİ, MİLLİ BİRLİK ve BERABERLİĞİ SAĞLAYICI ve GÜÇLENDİRİCİ TARZDA SÜRDÜRMEK.
3)- YIKICI ve BÖLÜCÜ FAALİYETLERE KARŞI BİLİNÇLİ OLMAK
4)- YIKICI ve BÖLÜCÜ FAALİYETLERİ ETKİSİZ KILABİLECEK DÜŞÜNCE YAPISINA SAHİP OLMAK
5)- TERÖRİZME KARŞI DUYARLI OLMAK
6)- TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE,TÜRK TOPLUMUNA ,TÜRK MİLLİ DEĞER ve KÜLTÜRÜNE BAĞLI OLMAK
7)- CUMHURİYET YÖNETİMİNE İNANÇLA BAĞLI OLMAK
8)- TÜRK OLMAKLA GURUR DUYMAK
9)- VATAN ve BAYRAK SEVGİSİ İLE DOLU OLMAK
________&________
GÜNCEL TEHDİT
TANIMI:Bir ülkenin yaşanılan dönemde karşı karşıya kaldığı tehlikeleri anlatır.İç ve dış tehdit olmak üzere iki türlüdür.
İÇ TEHDİT UNSURLARI:Devletimizin varlığını ve birliğini tehdit eden,kendi içimizden çıkan ve diğer devletler tarafından yönlendirilen unsurlardır.Yıkıcı,bölücü,gerici ve ırkçı bir nitelik taşırlar.Bunların temel hedefi; laik,demokratik,sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye cumhuriyetini yıkmak;Atatürk ilkelerini ve cumhuriyetimizi ortadan kaldırıp,kendi amaçları doğrultusunda rejimi değiştirmektir.
Amaçlarına ulaşmak için neler yaparlar:
1-Hedefleri doğrultusunda kullanabilecekleri her türlü kurum ve kuruluşa sızarlar.Buralarda denetim kurmak isterler.
2- Terör eylemleri ile halk üzerinde korku ve dehşet yaratırlar.Halkımızı yıldırmaya çalışırlar.
3-Çeşitli vaatlerle gençleri kandırıp,örgütlerine yeni elemanlar kazandırıp güçlenmeye çalışırlar.
4-Halkımız arasındaki her türlü farklılıkları kullanarak ırk,din,siyasi görüş ayrılıklarını körükleyip,ulusal bütünlüğümüzü bozmak için ellerinden geleni yaparlar.
5-Öldürme,yaralama,adam kaçırma gibi eylemleri yaparak gündemde kalmaya çalışırlar.Kendilerinin devlet otoritesinden daha güçle oldukları imajını vermeye çalışrlar.
6-Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi işlere girişir,soygun yapar,haraç toplarlar.Bu yollardan elde ettikleri parayı amaçlarına ulaşmak için kullanırlar.
&DIŞ TEHDİT UNSURLARI:
TANIMI:Bir ülkenin bulunduğu yer (stratejik önem taşıması),yer üstü ve yer altı kaynakları bakımından zengin olması gibi nedenlerle başka ülkeler tarafından tehdit altında olmasıdır.
DIŞ TEHDİT UNSURLARININ AMAÇLARI:
Ülkemiz coğrafi konumu nedeniyle dünyanın stratejik öneme sahip bir bölgesinde yer almaktadır.Güçlü bir Türkiye çıkarların sarsacak bölgeyi istedikleri gibi kullanamayacaklardır.Bu nedenle; 1-Kalkınmamızı,gelişip güçlenmemizi istemiyorlar.( Üretimimizi engelleyip onlara muhtaç olmamızı istiyorlar)
2-Ülkemizin kültürel değerlerini yok edip,kendi kültürlerini benimsetmek için ellerinden geleni yapıyorlar.( Dilimizi bozmak,yabancı müzik,giyim ve yemek tarzımızı değiştirmek)
3-Ülkemizin birliğini ve beraberliğini bozmak,ülkemizi parçalayıp bölmek için türlü oyunlar oynayıp,iç tehdit unsurları olan yıkıcı ve bölücü unsurlarla iş birliği yapmaktadırlar.
ÜLKEMİZİ TEHDİT EDEN DIŞ TEHDİT UNSURLARININ BAŞLICALARI:
1-Ülkemize ve ulusumuza düşman olan devletler .( Bunlar arasında tarihten gelen düşmanlıklar vardır.)
2-Ülkemizde kendi siyasal sistemlerinin bir benzerini kurmak isteyen devletler.
3-Ülkemizin güçlenip kalkınmasını kendi çıkarlarına uygun bulmayan devletler.
4-Uluslar arası silah ve uyuşturucu kaçakçılarıdır.( Kaçakçıların temel hedefi,ülkemizi silah ve uyuşturucu pazarı olarak kullanıp ceplerini doldurmaktır.)
_____________ & _______________
İNSAN HAKLARININ KORUNMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR:
1-KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİNDEN KAYNAKLANAN ENGELLER: Ön yargılı,inatçı,sinirli,
öfkeli,kavgacı bir kişiliğe sahip olan kişilikler insan haklarının korunmasında engel teşkil ederler.Sessiz ve çekingen kişiliklere sahip olanlar da haklarını arayamazlar.
2- EĞİTİMSİZLİKTEN KAYNAKLANAN ENGELLER:Belli bir eğitim görmeyen görmeyen yurttaşlar,yaşamlarına yön verecek bilgi ve becerilerden yoksun kalırlar.Örneğin: okuma yazma bilmeyen bir yurttaş,hakları çiğnendiği zaman yasal yollara başvurabilmek için bir dilekçe bile yazamaz.Temel hak ve özgürlüklerinin farkında olmayanlar da vardır.
Eğitim ailede başlar,çevrede,sokakta ve günlük yaşamda devam eder gider.Eğitimin ikinci ve en önemli basamağı okulda verilen eğitim ve öğretimdir.Temel bilgilerin pek çoğu okulda öğrenilir.
3- SİYASAL NEDENLERDEN KAYNAKLANAN ENGELLER: ( Siyaset,devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıdır.) Demokratik rejim dışındaki rejimlerde insan hak ve özgürlükleri yoktur.Bu hakların aranması anayasa ile güvence altına alınmadığı için buralarda yaşayan insanlar haklarından habersizdirler.4- EKONOMİK NEDENLERDEN KAYNAKLANAN ENGELLER:
EKONOMİ: Üretim,dağıtım,tüketim ve bölüşüm ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.
Her ülkenin ekonomik yapısı ve özellikleri farklıdır. Kaynakları zengin ülkelerdeki insanlar rahat yaşarken,kaynakları kıt,ekonomisi gelişmemiş ülkelerde milli gelir adaletsiz paylaşılmaktadır.Zengin ülkelerden faiz karşılığı alınan borçların ve bu borçların ödenmesinde yaşanan sıkıntılar,bu ülkelerdeki halkın giderek daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır.
5-KÜLTÜREL NEDENLERDEN KAYNAKLANAN ENGELLER: İnsanların zaman içinde oluşturduğu tüm maddi ve manevi değerlerine kültür denir.Her toplumun kendine özgü bir kültürü vardır.Bu kültürün bir sonucu olarak gelenekleri,giyinişleri,sanatları,edebiyatları farklıdır.Kültürel davranış kalıpları bazen insan hakları açısından olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilir.Örneğin; kadının tüm ev işlerini tek başına yapması,çalışan kadının kazancını kocasına teslim etmesi,küçük çocukların yaşına uygun olmayan işlerde çalıştırılması gibi.Bu tür davranışlar insan haklarına aykırıdır ve insan gelişiminin önündeki engellerdir.
6-İNSAN OLMA BİLİNCİNİN EKSİKLİĞİ:İnsan olduğunun,ve insan olmaktan dolayı birtakım haklarının olduğunun bilincinde olan kişi insan olma bilincine sahip kişidir.Bu bilince sahip kişiler haklarının çiğnenmesine izin vermezler.Kendi haklarını korumakla yetinmez,başka insanların hakları çiğnendiği zaman da tepki gösteririler.Hakları çiğnenen insanlara yardımcı olur,onlara yasal yolları gösterirler.Kendini başka insanlardan üstün gören ırk,din,dil,cinsiyet ayrımcılığı yapan insanlarda insan olma bilinci GELİŞMEMİŞTİR.Örneğin; insan olma bilinci eksik bir kişi,çevrenin kirletilmesine duyarsız kalır,hatta düşüncesizce kendisi de çevreyi kirletir.Büyükler,küçüklerin de bir insan olduğunu,onların da aile içi sorunlarda düşüncelerini belirtmeleri gerektiğini bilir,küçüklerin görüş ve düşüncelerini de alarak kararları öyle verirler.
7-HOŞGÖRÜSÜZLÜK: Bir şeyi anlayışla karşılayarak hoş görme durumu,müsamaha,tolerans demektir.Hoşgörü bir insanın olabileceği insani değerlerin en güzellerinden biridir.Hoşgörülü bir insan,başkalarının kendisinden farklı düşünebileceğini,farklı değerlere inanabileceğini bilir.Kendisine en aykırı gelen düşünce,yaşayış ve inanışları yadırgamaz.Birbirini dinlemeyen,
karşıt düşüncelere saygı göstermeyen kişilerden oluşan bir toplumda hoşgörüden söz edilemez.Hoşgörüsüz kişi,kendi düşüncesinin doğruluğuna kesin olarak inanır.Hoşgörüsüz insanların çoğunlukta olduğu toplumlarda insan haklarına saygı gösterilmez.Farklı düşünüş ve inanışlar,toplumsal zenginliklerdir.
8- TOPLUMSAL İLİŞKİLERİN DÜZENLENME BİLİNCİ: İnsan toplumsal bir varlıktır.Toplum içindeki öteki kişilerle ve toplumsal kurumlarla sürekli bir ilişki içindedir.Bu ilişkilerin tümü,belli kurallara ve yasalara uygun olarak yürütülmektedir.
________&________ A.Çakacıoğlu -
trikopis ve mustafa kemal atatürk
Trikopis ve Mustafa Kemal
Büyük Taarruz esnasında Gazi’nin yanında bulunan arkadaşları, Yunan Kuvvetleri Komutanı General Trikopis’in Başkomutan Çadırı’na nasıl getirildiğini şöyle anlattılar:
Trikopis, diğer esir kolordu ve tümen komutanları ile birlikte Gazi’nin huzuruna çıkarıldıkları zaman, hepsi çok heyecanlı ve bitkin halde imişler. Gazi, bunları oturtmuş, kendilerini teselli için bu gibi yenilgilerin tarihte örnekleri olduğunu, sevk ve idareyi eksiksiz yapmış iseler vicdanen rahat olabileceklerini söylediği zaman, Trikopis:
-Askeri görevimi tamamen yaptığıma eminim. Fakat asıl görevimi maalesef yapamadım, diye intihar edemediğini anlatmak isterken, Gazi:
-O size ait bir düşüncedir, diye sözünü kesmiş ve harita üzerinde:
-Şurada bir tümeniniz vardı. Niçin onu şuraya almadınız. Filan yerdeki kuvvetlerinizi falan yere sürseydiniz daha iyi olmaz mıydı? Gibi bazı eleştiriler yapmış, Trikopis:
-Ben öyle hareket etmek için emir verdim. Fakat (yanındaki Kolordu Komutanı’nı göstererek) bu yapamadı, demiş.
Bu görüşmeler olurken esir komutan yavaşça yanında bulunan subaylarımızdan birine:
-Bizim ile konuşan bu general kimdir? diye sormuş, subay:
-Başkomutan Mustafa Kemal, deyince adam hayrete düşmüş:
-Şimdi anladım biz niçin mağlup olduk! Bizim Başkomutan İzmir’de vapurda oturuyordu, diyerek derdini dökmüş.Em.Tümg. Muzaffer ERENDİL, İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Atatürk, s.43
Padişahların Tılsımlı Gömlekleri
Osmanlı sultanlarının ayet, hadis ve sembollerle süslü her biri üç-dört yılda dokunan ‘tılsımlı gömlekler’inin sırrı hâlâ çözülemiyor. Uzmanlar, gömleklere işlenen şifrelerin Osmanlı tarihine ışık tutacağına inanıyor. Osmanlı padişahlarının savaşta galip gelmek, nazardan korunmak ve şifa bulmak için giyindikleri tılsımlı gömleklerin üzerindeki harf ve rakamların işaret ettiği anlam şimdilik bir sır.
Üstelik çözülemeyen yalnızca şifreler değil, kumaşların nasıl olup da 8 bin çözgü ipiyle dokunduğu da anlaşılabilmiş değil.
Gömleklerin şifresini ve dokuma tekniğinde kullanılan formülü bulmak ise merak tatmininden daha öte bir anlam taşıyor. Amaç, ‘altın oran’ı Türk tekstilinin hizmetinde kullanmak.Tılsımlı sultan gömlekleri, ayet ve duaları tespit eden bir alim, işe başlamak için ‘eşref saati’ni hesaplayan müneccim ve sonunda gömleği bezeyen nakkaşların ortak ürünü. Kumaşlar çoğunlukla o zamanki adıyla Tonguzlu olan Denizli’den getiriliyor saraya. Denizli’nin kaliteli pamuğundan dokunan bezler, iç giyimi olarak tasarlanan tılsımlı gömlekler için bire bir. Hattatların kağıdı terbiye etmek için kullandığı aharlama yöntemiyle yazıya elverişli hale getirilen kumaşlar nakkaşlar atölyesinde işlenmiş. Bir gömlek üzerinde 3-4 yıl uğraşan hattatlar için meçhul kahramanlar yakıştırması yerinde olur; çünkü gömleklerin pek azında kimin tarafından yapıldığı yazılı.
1978 yılından bu yana Topkapı Sarayı Müzesi’nde Osmanlı tekstili ve padişah giysileri üzerine çalışan Doç. Dr. Hülya Tezcan, tılsımlı gömlekleri grafik sanatının zirvesi olarak tanımlıyor. Gömleklerin üzerine celi, sülüs, kufi yazıyla işlenen ayetler ve dualar kare, yıldız gibi geometrik şekillerin ya da Kadem-i Saadet, Süleyman Mührü, Zülfikâr, lale gibi anlamlı motiflerin içine yazılmış. 15-20. yüzyıl arasında hazırlanan padişah giysilerini içeren saray koleksiyonunda Peygamber Efendimizin nübüvvet mührü, Hilye-i Şerif ve O’nun için yazılan Kaside-i Bürde’yle bezenmiş dört gömlek yer alıyor. Ancak diğer gömlekler üzerinde de yine Peygamberimize ait Kadem-i Saadet ve Nalın-ı Saadet motifleri kullanılmış.
Tılsımlı gömlekler üzerinde sıkça yer alan iki motif ise Hz. Ali’nin ucu çatallı kılıcı ‘Zülfikâr’ ve çoğunlukla Musevi inancıyla bağdaştırılan Süleyman Mührü. Hülya Tezcan, gömleklerde Süleyman Mührü’nün saltanatın ebediyetini temsilen kullanıldığını ve Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali isimlerinin çoğunlukla bir arada anıldığını tespit etmiş. Koleksiyonun en eski tarihli gömleği Şehzade Cem’e ait. Üzerinde 1477-1480 yılları arasında yapıldığına dair bir not bulunan gömlek ihtimal ki, 18 Temmuz 1482’de Anamur açıklarında şövalyelerin gemisine binerek Rodos’a hareket eden Cem Sultan’ın üzerindeydi. Talihsiz şehzade, saltanat yarışından galip çıkması için giydiği tılsımlı gömleğe rağmen Rodos’ta esir alındı. Cem’in gömleği şimdi Topkapı Sarayı koleksiyonunda. Ancak Viyana kuşatmasında bozguna uğrayan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın gömleğinin hâlâ Viyana’da bir manastırda olduğu tahmin ediliyor.
Hülya Tezcan, Osmanlı tarihinin tılsımlı gömlekler üzerinden okunabileceğini söylüyor. Nitekim 2. Selim’e Hürrem Sultan tarafından diktirilen gömlek yalnızca Selim ve Bayezıd arasındaki taht mücadelesini değil, Rüstem Paşa’nın entrikalarıyla boğdurulan Şehzade Mustafa’nın hazin sonunu da anlatır. Sultan 3. Murat’a ait gömlekte ise Konya Mevlevihanesi’ni kuran Şeyh Sinaneddin Dede’nin padişahlarla kurduğu iletişimi görmek mümkün. Sinaneddin Dede sadece gömleği yapan kişi değil, doğu seferine çıkarken elini öpüp hatırını soran Yavuz Sultan Selim’e; ‘Seferden zaferle döneceksin; benim senden tek isteğim dergâha yardım etmendir.’ diyen ilginç bir kişilik.Yavuz hakikaten savaştan zaferle dönüyor ve Konya Mevlevihanesi’ni yapmaya başlıyor. Yavuz’dan sonra Kanuni ve 2. Selim dönemlerini de gören Şeyh Sınaneddin Dede’nin ömrünün son demlerinde 3. Murat’a hediye ettiği tılsımlı gömlek saraya bir teşekkür babında. Yine aynı sultana ait gömleklerden biri ‘Oğlum, aslanım.’ diye başlayan kitabesiyle diğerlerinden ayrılıyor. Oğluna pek düşkün olan Nur Banu Sultan’ın hazırlattığı gömleğin amacı gözü Safiye Sultan’dan başkasını görmeyen 3. Murat’ın başka evlilikler yapması. Nur Banu Sultan tahtı vârissiz bırakmamak için girdiği bu gömlekli mücadeleden zaferle çıkıyor ve 3. Murat ardında 19 erkek 20 küsur kız çocuğu bırakarak bu dünyadan ayrılıyor. Ancak erkek çocukların sonraki taht kavgalarında öldürülmesi Nur Banu Sultan’ın çalışmalarının boşa gittiği şeklinde yorumlanabilir.
Allahım sevgimi kulun Mustafa’nın gönlüne ver!Tılsımlı gömlekler sadece padişahlar ve şehzadeler için yapılmamış. Saray çevresine yakın paşalardan özellikle makam hırsı olanlar da kendileri için gömlek hazırlatmışlar. Onlardan biri Moralı Hasan Paşa, gömleğinin üzerine şöyle yazdırmış: ‘Allahım senden sevgimi, muhabbetimi kulun Mustafa’nın gönlüne vermeni dilerim. Nasıl vahyini sevgilin Muhammed’in kalbine ilham etmişsen ruhumla Sultan Mustafa’nın ruhunu uzlaştır.’ Gömleğin yakasındaki küçük karelerde ise ‘Ey herşeyi kolaylaştıran Allahım, Hasan Paşa’nın muradını da kolaylaştır.’ yazıyor. Hasan Paşa’nın muradı nedir, sadrazam olmak.Hülya Tezcan bu gömlekten hareketle yaptığı araştırmada, paşanın çok hırslı bir adam olduğu ve sadrazam olabilmek için padişahları canından bezdirdiği bilgisine ulaşmış. Moralı Hasan Paşa sonunda muradına ulaşıp sadrazam olabilmiş. Saltanat kavgalarının uzağındaki halk da tılsımlı gömleklerden payına düşeni almış. Dönemin tarikat dergahlarında, sarılıktan, akrep sokmasından korunmaya yönelik hazırlanan gömlekler arasında kadınları eşlerine şirin gösteren gömlekler de var. İç gömleklerden günümüze ulaşanlar, üzerlerindeki leke hatta yaka kirleriyle duruyor; çünkü bu gömleklerin yıkanması mümkün değil.
Bir de hiç kullanılmadan kaldırılan gömlekler var koleksiyonda. Tezcan, ‘Sarayda her şeyin bol bol yedeği vardır. Elimizde yüzlerce giyilmemiş bebek elbisesi var.’ diyor. İpeğin nadir kullanıldığı bu alanda tılsımlı takke ve takma yakalar da var. Takma yakayla ilgili bir açıklamaya rastlamayan Hülya Tezcan, kendince bir çıkarımda bulunuyor: ‘Yaka, sultanların törenlerde giydiği kaftanın yaka kesimine benziyor. Üzerindeki iplik izlerine bakılırsa kötülüklerden korunma niyetiyle kaftanın içine monte edildiği söylenebilir.’Gömlekler şimdi koruma altında; sergilenmek için özel izinle saraydan çıkarılabiliyorlar; ancak kimi zaman hiç hesapta olmayan çok daha özel istekler olabiliyor. Tezcan, Osmanlı Hanedanı’ndan ismini açıklamadığı bir kadının şifa bulmak için tılsımlı gömleklerden birini giyerek bir müddet beklediğini ve sonra teşekkür ederek ayrıldığını söylüyor. Hülya Tezcan yaklaşık 30 yıldır gömlekler arasında yaşasa da tılsımlarını çözmeye hiç çalışmamış. ‘Bir şifre var, bu açık; ama o rakamları ve harfleri çözmek uzmanlık gerektirir. Kaldı ki, giysilerin olduğunu kabul etmeliyiz. Dokuma üzerine çalışanlar da 8 bin çözgü teliyle dokunan Gülistanî Kemha tekniğini henüz çözemediler.’ Hülya Tezcan’ın hazırladığı Padişah Giysileri kitabı önümüzdeki günlerde Kültür Bakanlığı tarafından yayımlanacak. Şifreyi çözmek Türk tekstiline yeni bir açılım getirecekTürkiye’de tılsımlı gömlekler üzerindeki şifreyi çözmeye çalışan tek isim Mehlika Orakçıoğlu. Bilinen tek isim demek daha doğru; çünkü gömleklere ulaşma hususunda Hülya Tezcan’la bağlantıya geçmiş başka biri yok. 1998’den bu yana ‘Türk Tekstilindeki Kültürel Etkiler’ başlıklı doktora tezi üzerinde çalışan Orakçıoğlu, şu günlerde 2. Selim’in gömleğini inceliyor. Şimdilik gömleğin ön yüzündeki küçük karelere yerleştirilen rakamlarla Fetih Sûresi’nin kodlandığını keşfetmiş. Tezini Londra’daki bir üniversite’de hazırlayan Mehlika Hanım, İngiliz danışmanlarının kendisini bu alana yönlendirdiğini ve asıl niyetlerinin gömlekler üzerindeki kodlama sistemini çözerek günümüz tekstiline yeni bir açılım kazandırmak olduğunu söylüyor: ‘Bu konu, dışarıda daha çok ilgi topluyor. Harvard Üniversitesi bütün imkanlarını ücretsiz olarak seferber etti mesela. Sonunda neye ulaşacağımı bilmiyorum. Kodlama sistemini günümüze uyarlamayı başaramasam bile bu tez bitirilmeyi hak ediyor. Fakat çözebilirsem yeni tekstil tasarımları oluşturmak zor olmayacaktır.’
Osmanlı tekstilini incelerken siyaset, ekonomi ve tarihten yararlanmak gerektiğini söyleyen Orakçıoğlu, tılsımlı gömlekler üzerinde dörde yakın formül kullanıldığını tespit etmiş. Uzun yazılar yerine rakamlar ve harfler tercih etmek sınırlı zemini verimli kullanmayı sağlıyor. Ancak altta, gündelik hayatta pratik olma felsefesi yatıyor. Nitekim Osmanlı döneminde tüccarların uzun cümleler yerine kelimelerin sayısal değerleriyle anlaştığı biliniyor. Gömlekler üzerindeki geometrik desenler ve kodlanan rakamlar bir matematik dehasına da işaret ediyor. Prof. Dr. İsmail Yakıt’ın Türk İslam Kültürü’nde Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme (Ötüken Yayınları) adlı kitabından faydalanan Orakçıoğlu, Mimar Sinan’ın da eserlerinde ebced hesabı kullandığını hatırlatıyor.Mehlika Orakçıoğlu sadece bir gömlek üzerinde çalışıyor. İncelenmeyi bekleyen onlarca tılsımlı gömlek olduğu hesaba katılırsa gömleklerin dilinin çözülmesinin hayli vakit alacağı söylenebilir. Fakat onun halihazırda çözdüğü bir figür var. Yavuz Sultan Selim’in kaftanı üzerindeki desenleri inceleyerek ‘ellerini gökyüzüne açmış yakaran insan figürü’ne ulaşan Orakçıoğlu, yurtdışında bu kaftan üzerine üç konferans vermiş. Sanatkârın desenler arasına ustaca gizlediği figür, kutsal hazineleri İstanbul’a taşıyan ve ilk Osmanlı Halifesi unvanını alan Yavuz’un İslamî esasların koruyucusu olduğunu simgeliyor. Mehlika Hanım’a göre, görsel bir illüzyon halinde kimi zaman açıkça görünüp kimi zaman da desenler arasında yiten figürü doğrudan Yavuz Selim’e atfetmek de mümkün. Çünkü taç kullanan tek Osmanlı Padişahı Yavuz.ABD’nin yabancı dille imzaladığı tek antlaşma
“…Yıl, 1783… Avrupa standartlarına göre mütevazı da olsa, yeni bir denizci devlet olan ABD, denizlerde tek başına bayrak gezdirmeye başladı…
Daha 25 Temmuz 1785’te, bu yeni bayrağı taşıyan ilk gemi Cezayir açıklarında Osmanlı gemileri tarafından ele geçirildi. Bu gemi, Boston limanına bağlı, Kaptan Isaak Stevens’ın idaresindeki Maria idi.
Arkasından, Philadelphia limanına bağlı, Kaptan O’Brien’ın Dauphin’i de aynı akıbete uğradı. 1793 Ekim ve Kasım aylarında 11 ABD gemisi daha Osmanlıların eline geçti…
Kongre, 27 Mart 1794 yılında, Osmanlı denizcilerine karşı koyacak güçte savaş gemileri inşa edilmesi veya satın alınması için, Başkan George Washington’a 700.000 altına yakın harcama yetkisi verdi.
Osmanlıların oluşturduğu deniz tehdidi sayesinde, ABD donanmasının temelleri atılıyordu. 5 Eylül 1795’te ABD bu tehdide karşı bir anlaşma yapmayı kabul etti. Bu anlaşmaya göre ABD, Cezayir’deki esirlerin iadesi ve gerek Atlantik’te, gerekse Akdeniz’de ABD sancağı taşıyan hiçbir tekneye dokunulmaması karşılığında, 642.000 altın ve yılda 12.000 Osmanlı altını (216.000 dolar)ödeyecekti.
Dili Türkçe olan ve 22 maddeden oluşan anlaşmaya, Başkan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı imza koydular…
Böylece ABD yıllık vergiye bağlanmış oldu. Bu, ABD’nin iki asrı aşkın tarihinde, yabancı bir dille imzalanan tek anlaşma olduğu gibi, yabancı bir devlete vergi ödemeyi kabul eden tek Amerikan belgesidir…
Kısacası:
*ABD tarihinde kendi dilinde olmayan tek uluslararası anlaşma Türkçe’dir ve
*ABD tarihinde vergi vermeyi kabul ettiği tek ülke Osmanlı İmparatorluğu’dur….
*ABD başkanı George Wasington Efendi Osmanlı İmparatoru tarafından muhatap görülmemiş ve anlaşma Cezayir beylerbeyi tarafından imzalanmıştır.
Hey gidi günler hey