http://ruttkamp.gmxhome.de/dhcpsrv/dhcpsrv.htm
ayrıca pac file oluşturup http://en.wikipedia.org/wiki/Proxy_auto-config ile otomatik proxy yapabiliyoruz.
http://ruttkamp.gmxhome.de/dhcpsrv/dhcpsrv.htm
ayrıca pac file oluşturup http://en.wikipedia.org/wiki/Proxy_auto-config ile otomatik proxy yapabiliyoruz.
TBMM’ ne KARŞI ÇIKARILAN AYAKLANMALAR
Bu isyanların görülmesinde İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümetinin çalışmaları önemli bir rol oynamıştır.
İSYANLARIN NEDENLERİ:
1-İşgallerin kolaylaşmasını sağlamak,
2-Azınlıkların kendi devletlerini kurmak istemeleri,
3-Ulusal mücadeleyi sona erdirme düşüncesi,
4-Mustafa Kemal’i etkisiz hale getirme isteği,
5-İstanbul Hükümetinin mahkeme kararları ve şeyhülislamın fetvası ile Mustafa Kemal ve arkadaşlarının vatan haini ve dinsiz ilan edilmesinin halk üzerindeki etkisi,
6-Düzenli orduya geçilmeyip Anadolu hareketinin başsız bırakılmak istenmesi.İşgal devletlerinin bir an önce amaçlarına ulaşıp Sevr’i imzalatmak istemeleri.
İÇ İSYANLAR ÇIKIŞ NEDENLERİ BAKIMINDAN DÖRDE AYRILIR.
1-Doğrudan İstanbul Hükümetinin Çıkardığı Ayaklanmalar,
2-İstanbul Hükümeti ve İşgal Devletlerinin Birlikte Çıkardığı İsyanlar,
3-Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar,
4-Kuva-yi Milliye Yanlısı İken İsyan Edenler.
__&__
1-İSTANBUL HÜKÜMETİNİN ÇIKARDIĞI ÇIKARDIĞI İSYANLAR(Damat Ferit döneminde çıkmış isyanlardır.)
ANZAVUR İSYANI: Ahmet Aznavur isimli Osmanlı ordusunda görevli alaylı bir asker tarafından Kasım 1919’dan Nisan 1920’ye kadar olan dönemde Balıkesir,Manyas,Susurluk civarında çıkmış,Çerkes Ethem tarafından bastırılmış bir isyandır.
KUVA-Yİ İNZİBATİYE ( Halifelik ordusu): İznik ve civarında İstanbul Hükümetinin isteği ve İşgal devletlerinin maddi desteği ile Süleyman Şefik Paşa komutasındaki birliklerin çıkardığı,Ulusal mücadeleyi yok etme amaçlı bir isyandır.Kuva-yi Milliye birlikleri tarafından bastırıldı.
2- İSTANBUL HÜKÜMETİ ve İŞGAL DEVLETLERİNİN BİRLİKTE ÇIKARTTIĞI İSYANLAR
( Anadolu halkının dini duyguları kullanılarak çıkarılan isyanlardır.)
BOLU-DÜZCE-HENDEK-ADAPAZARI İSYANLARI
İstanbul 1.Sıkıyönetim Mahkemesinin,Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında aldıkları gıyabi idam kararı ve şeyhülislamın fetvasının etkisiyle (İngiliz ve Yunan uçakları ile halka dağıtılan) çıkan isyanlardır.Kuva-yi Milliye tarafından bastırıldı.
AFYON İSYANI
Din istismar edilerek Çopur Musa isimli bir kişi tarafından çıkarılmış bu kişi daha sonra Yunanlılara sığınmıştır.
KONYA-BOZKIR-ÇUMRA İSYANLARI
Bozkır’da Sivas Kongresi döneminde ve Çumra’da Delibaş Mehmet tarafında çıkarılmış ve bütün Konya’da geniş bir alanda etkili olmuştur.
YOZGAT İSYANI
Çapanoğlu ailesinin çıkarttığı bir isyandır.Çerkes Ethem tarafından bastırılmıştır.
KOÇGİRİ-ŞEYH EŞREF-CEMİL ÇETO İSYANLARI
Doğu,Güney ve Orta Anadolu’da çıkan isyanlardır.
MİLLİ AŞİRETİ İSYANI
Urfa’da Fransızların kışkırtmaları ile çıkan isyandır.
3-AZINLIKLARIN ÇIKARTTIĞI İSYANLAR
İtilaf devletlerinin kışkırtması ile çıkan isyanlardır.
ERMENİ AYAKLANMALARI
Doğu’da İngilizlerin,Güneyde Fransızlar!ın kışkırtmaları ile çıkan ayaklanmalardır.
RUM AYAKLANMALARI
Doğu Karadeniz( Pontusçular),Batı Anadolu ve Marmara’da çıkan isyanlardır.En uzun süreni 1923 yılına kadar Pontus isyanıdır.
4-KUVA-Yİ MİLLİYE YANLISI İKEN İSYAN EDENLER
Kuva-yi Milliye içindeki eşkiyaların çıkarttığı isyanlardır.Kendi çıkarlarını ön planda tutan,bağımsız hareket etmek isteyen düzenli orduya katılmak istemeyenlerin çıkarttığı isyanlardır.
DEMİRCİ MEHMET EFE İSYANI
Denizli’de Çerkes Ethem’in kışkırtması ile isyan çıkartmıştır.Savaş sonuna kadar gözlem altında tutulmuştur.
ÇERKES ETHEM İSYANI
Kuva-yi Milliye içinde yer almış,Yunan işgallerini belli bir süre geciktirmiş,İç isyanların bastırılmasında etkili olmuş ancak daha sonra KENDİNE ÇOK GÜVENEREK Mustafa Kemal’i küçümseyerek onun yerine göz dikmiş,bağımsız hareket etmek için düzenli orduya katılmak istememiştir.Düzenli ordu tarafından isyanı bastırılmış,Yunanlılarla beraber ülkeyi terk etmiştir.
İÇ İSYANLARA KARŞI ALINAN ÖNLEMLER:
1-29 Nisan 1920’de HIYANET-İ VATANİYE kanunu çıkarılmıştır.
2-18 Eylül 1920’de İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.
3-İstanbul Hükümetinin yaptığı her türlü çalışma geçersiz sayılmış,İstanbul’dan gelecek her türlü resmi evrak geri gönderilmiştir.
4-Şeyhülislamın fetvasına karşı Anakara müftüsü Rıfat Börekçi ve bazı din adamları tarafından fetva yayınlanmıştır.
5-Halka doğru bilgi vermek ve dünyaya haklılığımızı anlatmak için Anadolu Ajansı kurulmuştur.
İÇ İSYANLARIN SONUÇLARI:
1-Kurtuluş Savaşını geciktirdi.
2-Bazı bölgelerin işgallerini kolaylaştırdı.
3-Ulusal güçler maddi kayıplara uğradı.
4-Düzenli ordunun kuruluşunu geciktirdi.
_____________ & ______________
TBMM’nin İLK YÜRÜTME KURULU ( Kabinesi) ( 3Mayıs 1920’ de seçildi.)
UMUR-U ŞERİYE BAKANI: Mustafa Fehmi Efendi ( Karacabey müftüsü)
DAHİLİYE BAKANI: Cami Bey
ADLİYE BAKANI: Celalettin Arif Bey
BAYINDIRLIK BAKANI: İsmail Fazıl Paşa
DIŞİŞLERİ BAKANI: Bekir Sami Bey
SAĞLIK ve SOSYAL YARDIM BAKANI: Dr. Adnan Bey
İKTİSAT BAKANI: Yusuf Kemal Bey
MİLLİ SAVUNMA BAKANI:Fevzi Paşa (Çakmak)
GENELKURMAY BAŞKANI: İsmet Bey ( İnönü)
MALİYE BAKANI: Hakkı Bekir Bey
MİLLİ EĞİTİM BAKANI: Dr. Rıza NUR
Bu Hükümetin açıkladığı ( 9Mayıs 1920) program,FETHİ OKYAR’ ın 5 Eylül 1923’ de açıklayacağı kendi hükümetinin programına kadar geçerli kalmıştır.
23 Nisan 1920’de yapılan ilk toplantıda 115 kişi hazır bulunmuştur.Daha sonra bu sayı 390’a çıkmıştır.390 kişinin 294’ü seçimle gelmiş,daha sonra “Evliye-i Selase”den (Kars-Ardahan-Batum) 12 temsilci gönderilmesi ile bu sayı 306’ya yükselmiştir.İstanbul Meclisinden katıla 70 kişi ve İngilizlerin tutukladıkları İstanbul Meclisi üyesi 14 kişinin de katılımı ile bu sayı 390 olmuştur.
KÜTAHYA_ESKİSEHİR MUHAREBELERİ
(10_24 TEMMUZ 1921)
1.ve 2.İNÖNÜ SAVAŞLARINDA yenilen Yunan ordusu,İngilizlerin desteği ile yeni bir saldırı için hazırlandı.AMAÇLARI;
Yeni kurulmakta olan ve henüz taarruz gücüne sahip olmayan Türk ordusunu dağıtarak ANAKARA’YA ULAŞMAKTI.10-20 TEMMUZ 1921 tarihleri arasında,Batı cephesinde önemli çarpışmalar oldu.Bütün kahramanlığına rağmen,Türk ordusunun merkez ve sağ kanadı geriledi.Mustafa Kemal’den aldığı emirle ordu,daha iyi şartlar altında savaşa devam etmek için SAKARYA NEHRİNİN DOĞUSUNA ÇEKİLDİ.Bunun sonucunda ESKİŞEHİR,AFYON ve KÜTAHYA Yunanlıların eline geçti.Fakat Mustafa Kemal Yunan ordusunu MEVZİLERİNDEN UZAKLAŞTIRMIŞ,İKİ ORDU ARASINA SAKARYA NEHRİNİ ENGEL KOYMUŞTU.
Türk ordusunun çekilmesi,mecliste heyecan yarattı.Meclis merkezinin KAYSERİ’ ye taşınması dahi gündeme geldi.Bu fikir kabul edilmedi.Mustafa Kemal,ordunun başına geçmesi istendiğinde ancak MECLİS YETKİSİNİN KENDİSİNE VERİLME ŞARTI ile BAŞKOMUTANLIĞI kabul edebileceğini bildirdi.Muhaliflerin karşı çıkmasına rağmen,Mustafa Kemal’e Türk ordularının ( Başkomutanlık yasası çıkarılarak)BAŞKOMUTANLIĞI ve TBMM tarafından EMİRLERİNİN KANUN KUVVETİNDE GEÇERLİ OLACAĞI ÜÇ AYLIK BİR SÜRE İÇİN YETKİ VERİLDİ.***Bu yasa ULUSAL EGEMENLİK ile bağdaşmamaktadır ancak o şartlarda KARARLARIN HIZLA ALINIP UYGULAMAYA KONULMASI İÇİN ÇIKARILMIŞTIR.)*** (5 AĞUSTOS 1921)
***** Mustafa Kemal,tekrar askerlik görevine dönmüş,ayrıca o dönemde PADİŞAHA AİT OLAN BAŞKOMUTANLIK YETKİSİNİ HALK ADINA KULLANMAYA BAŞLAMIŞTIR.
*****Mustafa Kemal bu yetki ile ilk iş olarak TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİNİ (Milli yükümlülükler)yayınladı.Bu emirlerin amacı:
Ordunu yiyecek,giyecek,silah,cephane,ulaşım gibi sorunlarını çözmek hedeflenmiştir.
40 yaşına kadar olan bütün erkekler silah altına çağrıldı.
Ayrıca çıkabilecek sorunlar için İSTİKLAL MAHKEMELERİNİN görev sahası genişletildi.
SAKARYA MEYDAN SAVAŞI(22 AĞUSTOS 1921)
13AĞUSTOS 1921’de Yunan ordusu ESKİŞEHİR_SEYİTGAZİ üzerinden ilerledi.22 AĞUSTOS’ tan itibaren SAKARYA NEHRİ kıyılarında,nehrin doğu tarafında bulunan tepeler ve vadilerde 100 km’ lik bir cephe üzerinde,22 gün geceli gündüzlü bir mücadele sürdü.Kanlı çarpışmalar sırasında Yunan ordusunun ANAKARA’ ya 50km. yaklaştığı zamanlar oldu MUSTAFA KEMAL’ in “ HATTI MÜDAFAA YOKTUR,SATHI MÜDAFAA VARDIR.O SATIH BÜTÜN VATANDIR.VATANIN HER KARIŞ TOPRAĞI,VATANDAŞ’IN KANI İLE ISLANMADIKÇA,TERK OLUNAMAZ.” Buyruğunu alan Türk ordusunun uyguladığı bu taktikten sonra,Yunanlılar savaşa devam edemeyecek duruma geldiler ve Sakarya ırmağının doğusundan çekildiler.
Sakarya Zaferi,ANADOLU’NUN KURTULUŞUNU ilan ediyordu.*Bu zaferden sonra Yunan ordusu TAARRUZ GÜCÜNÜ kaybetti.Taarruz gücü TÜRK ORDUSUNA geçti.*
TBMM bu zaferin muzaffer komutanı Mustafa Kemal Paşa’ya GAZİ ünvanı ile birlikte yeni Türk devletinin MAREŞAL (MÜŞİR) rütbesini verdi.(19 EYLÜL 1921)
SAKARYA SAVAŞININ SONUÇLARI:
1)Türklerin 1683(17yy) 2.VİYANA KUŞATMASINDAN beri devam eden geri çekilişleri durdu.
2)Yunanistan bu savaştan sonra SAVUNMAYA geçti.
3)FRANSA ve İTALYA,Yunanistan’dan desteğini çekti.
4)2.İNÖNÜ SAVAŞINDAN sonra topraklarımızdan KISMEN ÇEKİLEN İTALYA,bu savaştan sonra tamamıyla topraklarımızı terk etti.Onlarla savaş yapılmadığı için ANTLAŞMA İMZALANMADI.
5)MUSTAFA KEMAL’ e TBMM tarafında GAZİ ve MAREŞAL ünvanları verildi.
(19 EYLÜL 1921)
6) Fransızlarla ANKARA ANTLAŞMASI imzalandı.( 20EKİM 1921)
7) İngilizlerle anlaşılarak MALTA’ daki Türk esirlerin serbest bırakılması sağlandı.
8) Sovyet Rusya’ya bağlı AZERBAYCAN,ERMENİSTAN ve GÜRCİSTAN ile KARS ANTLAŞMASI imzalandı. _____&_____
KARS ANTLAŞMASI: .(13 EKİM 1921)
Sakarya Savaşı sonrasında Sovyet Rusya’ya bağlanan ERMENİSTAN,GÜRCİSTAN ve AZERBAYCAN ile MOSKOVA ANTLAŞMASININ esasları kabul edilerek imzalanmıştır.
Buna göre Moskova Antlaşmasındaki şartları Sovyet Rusya’ya katılan diğer devletlerde kabul etmiştir.
ÖNEMİ.:
BATUM konusunda Misak-ı Milliden ÖDÜN verilmiştir.( Türkiye’nin bugünkü doğu sınırları EN SON ŞEKLİNİ almıştır.
TBMM’ nin etkinliğini arttırmıştır.
ANKARA ANTLAŞMASI: (20 EKİM 1921)
Fransızların,Güneydoğu’da kayıplar yaşaması,TBMM’ nin Batı cephesinde başarı kazanması,Doğu sınırımızın kesin olarak çizilmesi ve Fransa’daki kamuoyu baskısı sonucu bu antlaşma imzalanmıştır.
ŞARTLARI:
1)TÜRKİYE-SURİYE SINIRI HATAY sancağı dışırıda kalmak üzere çizilmiştir.
( Misak-ı Milliden ödün verilmiştir.)
2)Antlaşmayı izleyen iki ay içinde birlikler kendi taraflarına çekileceklerdi.
3)HATAY ve İSKENDERUN’DA Fransızların MANDASINDA ÖZEL BİR YÖNETİN kuruldu.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME:
1)Kütahya-Eskişehir Savaşları hangi tarihler arasında oldu.Yunanlıların amacı ne idi.Yunanlıların eline hangi şehirlerimiz geçti?
2)Bu yenilgiden sonra Mustafa Kemal’in ordumuzu Sakarya ırmağının doğusuna çekmesindeki amacı ne idi?
3)Mustafa Kemal’in üç aylı bir süre ile bütün yetkileri eline alması ulusal egemenlikle bağdaşmamasına rağmen,niçin bu yetkiyi meclisten istemiştir?
4)Tekalif-i Milliye emirlerinin amacı nedir,hangi savaştan sonra çıkarılmıştır?Bu emirlerle neler istemiştir,neler yapılmıştır?
5)Sakarya Meydan Muharebesi hangi tarihler arasında olmuştur;ne kadarlık bir alanda yapılmıştır?
6)Mustafa Kemal,bu savaşta ordularına hangi sözünü söyleyerek taktik vermiştir?Bu sözün açıklaması nedir?(Askerlerine ne anlatmak istemiştir?)
7)TBMM Sakarya Zaferinden sonra Mustafa Kemal’e hangi rütbeleri vermiştir?Tarihleriyle yazınız.
8)Sakarya Savaşının sonuçları nelerdir?
9)İtalya,hangi savaştan sonra KISMEN,hangi savaştan sonra tamamen işgal ettiği yerlerden çekilmiştir?
10)Sakarya Zaferinden sonra hangi devletlerle,hangi antlaşmalar imzalanmıştır?Tarihleriyle yazınız.
11)Ankara Antlaşması hangi illerimiz Misak-ı Milli dışında kalmıştır,buraların durumu ne olacaktı?12) Kars antlaşması ile hangi ilimiz Mısak-ı Milli dışında kalmıştır,bu antlaşmanın şartları nelerdir?
12)Kars Antlaşması,hangi devletlerle imzalanmıştır?Doğu sınırımızı hangi antlaşmalarla çizdik?.
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 EKİM 1918)
EGE DENİZİNDE LİMNİ ADASININ MONDROS KOYUNDA AGAMEMNON İSİMLİ BİR İNGİLİZ ZIRHLISINDA İMZALANDI.
ANTLAŞMAYA KATILANLAR:
OSMANLI DEVLETİ ADINA: İTİLAF DEVLETLERİ ADINA:
Bahriye Nazırı: RAUF ORBAY İngiliz Amirali CALTROPHE imzaladı.
Hariciye Müsteşarı:REŞAT HİKMET
Askeriyeden: SADULLAH BEY
Osmanlı Devletini temsil eden bu heyet,İtilaf Devletlerinin temsilcileri ile görüşmek üzere LİMNİ adasının MONDROS koyuna gitti.İtilaf devletleri daha savaş devam ederken Osmanlı topraklarını kendi aralarında gizlice paylaşmışlardı.Osmanlı Devletinin itiraz etseler de bir şey değişmedi.Görüşmeler çok kısa sürdü ve antlaşma imzalandı.
******Bu antlaşma Osmanlı Devletinin EGEMENLİK haklarını kısıtlıyor,ASKERİ gücünü azaltıyor ve EKONOMİK yükümlülükler getiriyordu.
******ANTLAŞMANIN EN AĞIR HÜKÜMLERİ:
7.MADDE: İtilaf devletleri,GÜVENLİKLERİNİ TEHDİT EDECEK bir durumun ortaya çıkması halinde HERHENGİ BİR STRATEJİK (bulunduğu yer bakımında önemli yerler) NOKTAYI işgal hakkına sahip olacaklardı.*****Bu madde; İtilaf devletlerine BÜTÜN ÜLKEYİ İŞGAL ETME İMKANI GETİRİYORDU.
24.MADDE (Doğu Anadolu ile ilgili madde): SİVAS,ERZURUM,VAN,BİTLİS,DİYARBAKIR,ELAZIĞ (HARPUT) gibi illerde karışıklık çıktığı takdirde,bu illerin herhangi bir bölümü İtilaf devletlerince işgal edilebilecekti.*****Bu madde; Osmanlı Devletini parçalayıp Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulmasına ortam hazırlamaktı.
1.MADDE (BOĞAZLARLA İLGİLİ MADDE): Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak,Karadeniz’e geçiş sağlanacak,Çanakkale ve İstanbul Boğazları kaleleri işgal edilecek.*****Bu madde; Boğazlar üstündeki Türk hakimiyetini sona erdiriyordu.
5.MADDE(TÜRK ORDUSU İLE İLGİLİ MADDE): Ordumuzun terhis edilmesini öngörerek ÜLKEYİ,KENDİNİ SAVUNAMAZ DURUMA GETİRİYORDU.
_______&_______
MONDROS MÜTAREKESİ imzalandığı zaman iktidarda (14 Ekim 1918) TALAT Paşa’dan devralmış olan AHMET İZZET PAŞA bulunuyordu.Bu kabine antlaşmanın imzalanmasından 10 gün kadar sonra yerini TEVFİK PAŞA hükümetine bırakacaktır.*****Daha sonra da 4 MART 1919’dan 30 EYLÜL 1919’a kadar sürecek olan ilk DAMAT FERİT PAŞA hükümeti kurulacaktır.
2 KASIM 1018 gecesi ENVER,TALAT ve CEMAL Paşalarla Dr. NAZIM, Dr. BAHADDİN ŞAKİR gibi,bir dönemin büyük sorumluluğunu taşıyan yöneticiler yurt dışına kaçtılar.(İttihatçılar)
_______&_______
13 KASIM 1918’de 55 parçalık bir donanma İstanbul limanına demirledi ve karaya asker çıkardı.(Aynı gün Mustafa Kemal, SURİYE CEPHESİNDEN İstanbul’a döndü.Gördüğü manzara karşısında ümitsizliğe düşmeyerek “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER!” dedi.)Bu gemilerden 22’si İngiliz,12’si Fransız,17’si İtalyan,4 tanesi Yunan bandıralı idi.Osmanlı Devletinin silahlarına ,cephanelerine,ulaşım ve haberleşme araçlarına el kondu.Karaya çıkan İtilaf askerleri İstanbul’un önemli noktalarını ve boğazdaki tabyaları denetim altına aldılar.Osmanlı İmparatorluğunun başkenti kağıt üzerinde özgürdü ancak “FİİLEN” İŞGAL edilmişti.
______&_______
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA GÖRE ÜLKEMİZİN NERELERİ, KİMLER TARAFINDA İŞGAL EDİLDİ:
İNGİLİZLER;Boğazların kontrolünü ele geçirdiler.Ayrıca MUSUL,ANTEP,URFA,MARAŞ,KARS’I işgal edip, İZMİT,AFYON,ESKİŞEHİR,SAMSUN, MERZİFON ve BATUM’ a asker çıkardılar.
FRANSIZLAR; DÖRTYOL,MERSİN,Pozantı’ya kadar ADANA’ yı,ÇİFTEHAN ve AFYONKARAHİSAR istasyonunu işgal ettiler.
İTALYANLAR; ANTALYA’YI,KUŞADASINI,FETHİYE,MARMARİS ve BODRUM’U işgal edip,KONYA ve AKŞEHİR’ e asker göndermişlerdir.
İşgal hareketleri hem MONDROS ATEŞKES hükümlerine hem de WİLSON İLKELERİNE aykırıydı.İtilaf devletleri yalnız kendi çıkarlarını düşünüyor HÜRRİYET ve BAĞIMSIZLIK gibi değerlere aldırış etmiyorlardı.*****Bu anlayışın bir sonucu olarak PARİS BARIŞ KONFERANSINDA İZMİR’İN İŞGALİNE karar verdiler.Yunanistan bu fırsattan yaralanıp,Türk toprakları üzerindeki emellerini dile getirdi.Tarihi gerçeklere uymayan belgelerle BATI ANADOLU’DA Rumların çoğunlukta olduğunu iddia etti.İngiltere,Yunanlıların İZMİR’E asker çıkarmalarını istedi.(Bu bölge daha önce İtalyanlar’ a vaat edilmişti.Yunanistan gibi kukla bir devlete ihtiyaçları vardı.)ABD. İngiltere’nin isteğini kabul edince Yunanlıların İZMİR’ i işgal etmesi karar altına alındı.
İZMİR’İN İŞGALİ(15 MAYIS 1919)
14 MAYIS’ ta olayı duyan İzmirliler bir gösteri düzenlediler.İzmir valisi İstanbul hükümetinden aldığı emirle tepkileri yatıştırmaya çalıştı.Yunanlılar,İngiliz,Fransız,Amerikan savaş gemilerinin koruması altında İzmir’e çıktılar.Yerli Rumlar,Yunan askerlerini sevgi gösterileri ile karşıladılar.Pek çok Türk askeri ve halk katledildi.Olaylara dayanamayan HUKUK’U BEŞER (İnsan Hakları) gazetesinin başyazarı HASAN TAHSİ
( OSMAN NEVRES) Konak meydanında KURTULUŞ SAVAŞININ İLK KURŞUNUN sıkarak kendiside orada şehit oldu.
_______&_______
ZARARLI CEMİYETLER
Osmanlı Devletinde yaşayan azınlıklar,bağımsızlığın mümkün olmadığına inanan yılgınlar ve sadece kendini düşünen padişah ve çevresinin(milli mücadele hareketine karşı olanlar) yardımları ile işgalcilerin işini kolaylaştırmak için birtakım zararlı cemiyetler kuruldu.Bu cemiyetler iki kategoride toplanır.
1-AZINLIKLARIN KURDUĞU CEYETLER:( Mavri Mira, Rum-Pontus, Taşnaksütyun ve Hınçak, Alyans-İsrailit (Macabi), Etnik-i Eterya.)
2-OSMANLICI ve HİLAFETÇİ, MANDA’DAN YANA OLAN CEMİYETLER: (Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Teal-i İslam Cemiyeti, Kürdistan Teal-i Cemiyeti, İngiliz Muhipleri(hayranları) Cemiyeti, Wilson Prensipleri Cemiyeti.)
&
1-AZINILLARIN KURDUĞU CEMİYETLER
ORTAK NOKTALARI:
a)Güvenliği bozmak ve Mondros Ateşkes antlaşmasının 7.maddesinin uygulanmasına ortam hazırlamak,
b)Osmanlı devletini parçalamak,
c)Hepsi de İtilaf devletlerinden yardım görüyor,
d)Anadolu’daki MİLLİ MÜCADELE hareketine karşıdırlar.
&
*MAVRİ MİRA: İstanbul Rum Patrikhanesinde (Fener’de) kurulmuştur.Yunan hükümetinden aldığı emir,maddi ve manevi yardımlarla çalıştı.Amacı:* Eski Bizans İmparatorluğunu yeniden diriltmekti. (MEGALO İDEA:Büyük Ülkü)
Emrinde Yunan kızıl haçı,Rum okullarındaki izci teşkilatları ve Resmi Göçmenler Cemiyeti vardı.
*RUM-PONTUS CEMİYETİ: Trabzon,Samsun ve Kuzeydoğu Anadolu’da faaliyette bulundu.Rum Patrikhanesine bağlı olarak çalıştı.Amacı: * İnebolu’dan Batum’ a kadar uzanan bölgede Rum Pontus devleti kurmaktı.(Fatih Sultan Mehmet’in yıktığı -1461- Trabzon Rum İmparatorluğunu yeniden diriltmek.4.Haçlı seferi sırasında haçlıların Bizans imparatorluğunu yıkıp yerine Latin İmp. kurmaları üzerine kurulmuştu. )
*TAŞNAKSÜTYUN ve HINÇAK CEMİYETİ: Ermeni Patriği ZAVEN Efendi tarafından kurulmuştur.Amaçları:*Doğu Anadolu’da Mondros’un 24.maddesine dayanarak bir Ermeni devleti kurmaktı.Kendilerinin Doğu Anadolu’da çoğunlukta olduğunu iddia ederek İtilaf devletlerinden yardım istiyorlardı.( Bu iddiayı Doğu Anadolu’da araştırma yapan ABD generali HARBORD bölgedeki incelemelerinden sonra yalanlamıştır.)
* ALYANS-İSRAİLİT: Osmanlı Devletinin parçalanması durumunda Filistin’de bir Yahudi devleti kurmak.Bu amaçlarını ABD’nin yardımıyla ikinci dünya savaşından sonra gerçekleştirmişlerdir.)
ETNİK-İETERYA: Yunanlıların Fransız İhtilalinin milliyetçilik ilkesinin etkisiyle ve Avrupa devletlerinin kışkırtması ile 19.yy’da Osmanlı’dan kopmak için kurmuşlardı.(1829 Edirne antlaşması ile bağımsızlıklarını kazandılar)Mondros Ateşkes antlaşmasından sonra Anadolu’da Bizans İmp. diriltmek için yeniden teşkilatlandılar.
2- OSMANLICI ve HİLAFETÇİ CEMİYETÇİLER (Türk olup,bağımsızlığın mümkün olmadığını düşünen mandacı devletler.)
ORTAK NOKTALARI:
a)Osmanlı Devletinin kurtuluşu mümkün değildir,varlığını sürdürebilmesi için yabancı bir devletin egemenliği altına girmesi gereklidir.
b)Yaptıkları faaliyetlerle,işgallere karşı direnen vatansever insanların direnme azmini kırmak ve moral güçlerini zayıflatmak.Dolayısıyla azınlıkların kurdukları cemiyetler gibi Anadolu’daki Milli mücadele hareketine karşıdırlar.
&
*SULH ve SELAMETİ OSMANİYE FIRKASI: Meşrutiyet ve demokrasi yolunda kurulduklarını iddia etmişlerdir.Daha sonra Hürriyet ve İtilaf fırkası ile birleşmişlerdir.
*TEAL-İ İSLAM CEMİYETİ: Merkezi İstanbul’dadır.Konya ve çevresinde faaliyet göstermiştir.Saltanat ve Halifeliğin gücünü arttırmaya çalışıyor,İtilaf devletlerinden yardım alıyordu.Anadolu’daki milli mücadele hareketine karşıdır.
* KÜRDİSTAN TEAL-İ CEMİYETİ: Merkezi İstanbul’dadır.İtilaf devletlerinden yardıma alır.İşgal devletlerinin himayesinde Doğu illerimizde bir devlet kurmak amacındadırlar.Siyasi amaçlıdır.Bölgede yaşayan vatansever halkın tepkisi ile amacına ulaşamamıştır.
* İNGİLİZ MUHİPLERİ (Hayranları-sevenleri) CEMİYETİ : Merkezi İstanbul’dadır.İşgal kuvvetlerine bağlı Hürriyet ve İtilaf fırkası ile işbirliği yapmıştır.Bu cemiyetin amacı: Ülkemizi İngiltere’nin himayesi altına sokmak ve işgallere karşı ortaya çıkan ulusal harekete güç veren ULUSAL (MİLLİ) BİLİNCİ yok etmek.
* WİLSON PRENSİPLERİ CEMİYETİ: Yenilme üzüntüsünü Wilson beyannamesi ile unutarak diğer devletlerle eşit hukuka sahip almak.Amerika’ya yakınlık ve sevgi ile kurulmuş ve kurucuları Amerikan mandası taraftarıdır.
__________&_________
AMİRAL BRİSTOL HEYETİNİN RAPORU:
KURTULUŞA YÖNELEN ULUSAL CEMİYETLER (YARARLI CEMİYETLER)
ORTAK ÖZELLİKLERİ:
a)Ulusal bir harekettir,kaynağını milliyetçilikten alır,
b)Fedakar ve vatansever Türk halkı tarafından işgal altındaki bölgeleri kurtarmak amacıyla kurulmuşlardır,
c)Basın yayın yoluyla haklılıklarını dünyaya duyurmak ve dünyanın tarafsız ülkelerinden destek bulmak,
d)Ülkemizin parçalanmasını önleyip bağımsızlığımızı sağlamak.
&
YARARLI CEMİYETLERİN KURULUŞ AMAÇLARI:
Mondros Ateşkes antlaşmasından sonra İtilaf devletlerinin yurdumuzun işgal edilmesi ve bu işgallere karşı İstanbul hükümetinin ve padişah Vahdetinin kayıtsız kalması,işgal devletleri ile işbirliği yapması üzerine vatansever halkı hareketi geçirdi.İşgallere karşı kendi bölgelerini savunabilmek için bu cemiyetleri kurdular.
&
* DOĞU ANADOLU MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ:
Müdafaa-i Hukuk: Hakların savunulması anlamına gelir.
Merkezi İstanbul’dadır.Erzurum ve Elazığ’da şubeleri vardır.DOĞU İLLERİMİZİN ERMENİLERE VERİLMESİNİ ENGELLEMEK,DOĞU ANADOLU’NUN BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK için kurulmuştur.Mondros Ateşkes antlaşmasının 24.MADDESİNİN uygulanmasını önlemek ve DOĞU ANADOLU’NUN TARİHİ ve KÜLTÜRÜ İLE TÜRK YURDU OLDUĞUNU SAVUNUP,Ermenilerin çalışmalarını engellemeye yöneliktir.
* TRAKYA PAŞAELİ MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ:Edirne’de kurulmuştur.Amacı;Trakya’nın Yunanistan’a katılmasını önlemekti.Trakya’daki Rum taşkınlıklarına karşı koymak ve bölge halkını ortaya çıkabilecek saldırılara karşı silahlı direniş hazırlıkları yapmak.
* TARBZON MİLLİ HAKLARINI SAVUNMA DERNEĞİ: Rum-Pontus cemiyetine karşı kurulmuştur.Trabzon ve çevresinin Rumlara verilmesini engellemek.
* KİLİKYALILAR CEMİYETİ: İstanbul’da kuruldu.ADANA ve çevresindeki düşman işgallerine karşı DİRENİŞ HAREKETLERİNİ TEŞKİLATLANDIRMAK.
* İZMİR HAKLARINI SAVUNMA CEMİYETİ ( İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti) : İzmir’in Yunanlılara verileceğinin duyulmasından sonra İzmir’de kuruldu.EGE BÖLGESİNİN TÜRKLERE AİT OLDUĞUNU DÜNYA’YA DUYURMAK(iddia edildiği gibi Rum nüfusunun çok olmadığını) VE İSPATLAMAK için çalıştı.Batı Anadolu’daki DİRENME KURULUŞLARINA SİLAH ve CEPHANE SAĞLAMAKTA YARDIMCI OLDU.
* REDD-İ İLHAK: İzmir’in işgalinden önce kuruldu.İstanbul hükümetinin ve İzmir valisinin sessiz kalması üzerine İZMİR’İN İŞGALİNİ ÖNLEMEK ve YUNANİSTAN’A KATILMASINI ÖNLEMEK AMAÇLIDIR.
* MİLLİ KONGRE CEMİYETİ: İstanbul’da kurulmuştur.Amacı; TÜRKLER’E KARŞI DÜNYA’DA YAPILMIŞ VE YAPILMAKTA OLAN ZARARLI PROPAGANDALARA BASIN ve YAYIM YOLU ile karşı koymak,TÜRK MİLLETİNİN HAKLARINI ve *TARİHİ ÖZELLİKLERİNİ DÜNYA’YA DUYURMAK AMAÇLIDIR. Kurulmuş olan ulusal cemiyetler arasında çok farklı bir yeri vardır.”KUVA-Yİ MİLLİYE “ deyimini ilk kez kullanan İLK SİYASİ KURULUŞTUR.Diğer tüm cemiyetlere silah ve cephane sağlamıştır.
&
***Bu ulusal cemiyetlerin çoğu eski “ittihatçılar” tarafından kurulmuş olup,temelde silahlı bir savaşımı örgütlemekten çok,dünya kamuoyunu haklılığımız konusunda aydınlatmak ve etkilemek, ülke bütünlüğünü koruma amacına yöneliktir.
&
İŞGALLER KARŞISINDA İSTANBUL HÜKÜMETİNİN TUTUMU :
Mondros’tan sonra başlayan işgaller ve İtilaf devletlerinin gemilerinin İstanbul’u baskı altına alması Osmanlı yönetimi üzerinde karamsar bir etki yarattı.İş başına gelen hükümetler işgallere karşı konulmasını istemiyordu.Anlaşmazlıkların görüşmeler yoluyla çözüleceğine inanıyorlardı.Osmanlı yönetiminin düşüncesi her şeyden önce HİLAFET (halifelik) ve SALTANATIN VARLIĞI GÜVENCE ALTINA ALINMALIYDI.Olaylar karşısında işgal devletlerinin tepkilerini çekmemek için çekingen davranılıyordu . ÜLKEYİ KURTARMAK İÇİN UMUT ve GÜVEN VERİCİ TEDBİRLER ALINMIYORDU.Bu tutumları İZMİR’İN İŞGALİ SIRASINDA AÇIKÇA GÖRÜLDÜ.İtilaf devletleri Osmanlı yönetiminden ciddi bir karşı koyma görmeyince İŞGAL HAREKETLERİNİ DAHA GENİŞ BİR ALANA YAYMA CESARETİNİ BULDULAR.Bu durum Türk ulusunu sahipsiz bıraktı,HAKLARINI KENDİ GÜÇLERİ İLE KORUMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİLER.Yayılan işgal hareketleri karşısında AHMET İZZET PAŞA ve onun yerine geçen TEVFİK PAŞA istifa etti.
____&____
İŞGALLER KARŞISINDA MUSTAFA KEMAL’İN TUTUMU :
Mustafa Kemal, 1.Dünya Savaşı sona erdiği sırada SURİYE CEPHESİNDE YILDIRIM ORDULARI KOMUTANI olarak görev yapıyordu.Ateşkes antlaşması gereğince ordular dağıtılınca İstanbul’a döndü.( 13 KASIM 1918) İstanbul İtilaf devletleri filosu tarafında FİİLEN İŞGAL EDİLMİŞTİ.Durumun çok ciddi olmasına rağmen umutsuzluğa düşmedi.( “GELİKLERİ GİBİ GİDERLER!”) Bu sözler onun ULUSUNA OLAN GÜVENİNİ,İNANCINI ve UZAK GÖRÜŞLÜLÜĞÜNÜ gösteriyordu.
İstanbul’da bulunduğu süre içinde padişah ve hükümeti ile görüşmeler yaptı.ŞİŞLİ’DEKİ evinde başta arkadaşları ALİ FUAT CEBESOY,KAZIM KARABEKİR,FEVZİ ÇAKMAK ve İSMET İNÖNÜ başta olmak üzere güvendikleri ile sık sık toplantılar yaptı.
O sıralarda değişik kurtuluş çareleri ortaya atılıyordu.Bunlar;
* İNGİLRE ve AMERİKAN MANDASI ALTINA GİRMAK; ( Onlara göre Osmanlı Devleti ancak bu çarelerle ayakta durabilir ve bütünlüğünü koruyabilirdi.
* BÖLGESEL KURTULUŞ ÇARELERİ ARAYANLAR; Milli cemiyetlerin bir çoğu bu anlayışın sonucunda ortaya çıkmıştır.
Mustafa Kemal bu görüşleri doğru bulmuyordu.Şerefli bağımsızlığına düşkün bir ulusa bunlar yakışmazdı.Ortada bir avuç Türk’ün barındığı ata yurdu kalmıştı.Bu durum karşısında sağlam ve en gerçek karar MİLLET EGEMENLİĞİNE DAYANAN,KAYITSIZ ŞARTSIZ,BAĞIMSIZ BİR TÜRK DEVLETİ KURMAKTI.Bu yeni devletin düzenli ordusuyla işgallere karşı koymaktı.Milli mücadelenin MİLLETİN AZİM ve KARARIYLA KAZANILACAĞINA inanıyordu.
Tehlikelerle dolu İstanbul’da bir şey yapamayacağını anlayınca düşündüklerini gerçekleştirmek ve halkı ile beraber gerçekleştirmek için ANADOLU’YA geçti.O’na göre bu hareket ANADOLU’DA başlamalıydı.Bu düşünce ile 10 MAYIS 1919’da milli mücadele hareketini başlatmak için SAMSUN’A çıktı.
__________&_________
MUSTAFA KEMAL’İN HAYATI
YETİŞTİĞİ ORTAM:
Rumeli’nin en önemli kenti olan SELANİK’TE doğdu ve büyüdü.Yaşadığı yer Osmanlı Devletinin çöküşüne yol açan olayların(Balkanlardaki bağımsızlık hareketleri) yoğunlaştığı,ekonomik,siyasi ve kültürel bakımdan komşu ülkelerden etkilenen bir bölgeydi.Hristiyan milletlerin kışkırtmalar ile Osmanlı Devletine karşı ayaklanmaları,büyük devletlerin yayılmacı ve egemenlik politikaları en çok bu bölgede hissediliyordu.
Mustafa Kemal’in çocukluğu ve gençliği, Osmanlı İmparatorluğunun en bunalımlı yıllarına rastlar.İmparatorluğun nasıl parçalanmak istendiğini ve Osmanlı yönetimindeki hataları gözlemiş,nelerin yapılabileceği konusunda kafasında sürekli olarak fikirler üretmiştir.Siyaset,ekonomi,edebiyat,felsefe ve askerlik konularında sürekli kitaplar okumuş dağarcığını genişletmiştir.BALKANLAR,2.Abdülhamit’in baskısından çok uzakta olduğu için daha özgür bir ortam vardır.Avrupa’daki gelişmelerden daha kolay haberdar olunuyor ve etkileniliyordu.Bu ortam Mustafa Kemal’i yaratmış ve fikirlerinin oluşmasını sağlamıştır.
ÖĞRENİM HAYATI:
1)SELANİK ŞEMSİ EFENDİ OKULU: 1887-1892
2)SELANİK MÜLKİYE RÜŞTİYESİ : 1892-93 Rüştiye:Ortaokul
3)SELANİK ASKERİ RÜŞTİYESİ : 1893-96 İdadi: Lise
4)MANASTIR ASKERİ İDADİSİ: 1896-99
5)İSTANBUL HARP OKULU: 1899-1902
6)İSTANBUL HARP AKADEMİSİ (ERKAN-I HARBİYE) :1902-1905
**İLK GÖREV YERİ:İstanbul Harp Akademisinden mezun olunca KURMAY YÜZBAŞI OLARAK SURİYE ŞAM’DAKİ 5.ORDU’YA gönderilmiştir.
____&____
KATILDIĞI SAVAŞLAR ve KONGRELER:
1)TRABLUSGARP (Osmanlı-İtalyan ) SAVAŞI: 1911-12
2)BALKAN SAVAŞLARI: 1912-13
3)1.DÜNYA SAVAŞI: 1914-18 ( Bu savaşta değişik cephelerde savaştı.)
a)Çanakkale Savaşı ( 19.Tümen komutanı.Anafartalar Grup Kom.)
b)Kafkas cephesi ( 16.Kolordu kom.2.Ordu Kom)
c)Suriye-Filistin cephesi ( Önce 7.Ordu Kom. Daha sonra da Yıldırım Orduları Grup Kom.)
4)TÜRK KURTULUŞ ve BAĞIMSIZLIK SAVAŞI (İhtilalci ve sivil komutan/rütbesiz)
a)Samsun’a çıkış (3.Ordu) 9.Ordu Müfettişi
b)Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
c)Erzurum Kongresi (23 Temmuz 1919)
d)Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)
e)TBMM. Açılışı ( 23 Nisan 1920)
f)Düzenli Ordunun Kurulması
g)Sakarya Savaşı ( 22 Ağustos 1922)
h)Büyük Taarruz ( 26-30 Ağustos 1922)
_____&_____
ASKERİ RÜTBELERDE YÜKSELME (Aldığı Rütbeler) :
1)TEĞMEN : İstanbul Harp Akademisinde okurken -1902 / 21 yaşında
2)ÜSTEĞMEN: “ “ “ “ -1903 / 22 “
3)KURMAY YÜZBAŞI: “ “ Akademisinden mezun oldu.-1905 /24 “
4)KIDEMLİ YÜZBAŞI: 1907 / 26 yaşında
5)BİNBAŞI: Trablusgarp Savaşında -1911 / 30 yaşında
6)YARBAY: Sofya’da askeri ataşe iken -1914 / 33 yaşında
7)ALBAY : Çanakkale Savaşında -1915 / 34 yaşında
8)GENERAL : Kafkas Cephesinde -1916 / 35 yaşında
* 8 TEMMUZ 1919’da askerlikten istifa etti.(Erzurum Kongresine giderken -38 yaşında)
* 5 AĞUSTOS 1921’de BAŞKOMUTAN olarak orduya geri döndü.(Sakarya savaşında.Ancak rütbesi ve üniforması yoktu.)
* 19 EYLÜL 1921’ de TBMM’nin kararı ile MAREŞAL (Müşir) oldu.(Sakarya zaferinden sonra /40 yaşında)
* 30 HAZİRAN 1927’de askerlik mesleğinden emekliye ayrıldı. (46 yaşında)
_____&_____
SİVİL YAŞAMDAKİ GÖREVLERİ:
1)ERZURUM KONGRESİ BAŞKANI: 23 Temmuz 1919
2)SİVAS KONGRESİ BAŞKANI: 4 Eylül 1919
3)ANADOLU ve RUMELİ MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ HEYET-İ TEMSİLİYE BAŞKANI:4 Eylül 1919
4)SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİNDE ERZURUM MİLLETVEKİLİ :7 Kasım 1919 (Bu görevine tehlikeli olacağı için gitmedi)
5)BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE ANKARA MİLLETVEKİLİ : 23 Nisan 1920
6) “ “ “ “ “ “ MECLİS BAŞKANI: 24 Nisan 1920
7)TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ’ nin 1.CUMHURBAŞKANI 29 Ekim 1923
8) “ “ “ “ “ “ “ 2. “ “ “ : 1 Kasım 1927
9) “ “ “ “ “ “ “ 3. “ “ “ : 5 Mayıs 1931
10) “ “ “ “ “ “ “ 4. “ “ “ : 1Mart 1935
11)
_____&______
MUSTAFA KEMAL’İN ESERLERİ:
1)En büyük eseri BAĞIMSIZ ve ÇAĞDAŞ TÜRKİYE CUMHURİYETİ,
2)Atatürk İlkelerinin eser haline dönüşmüş şekli olan DEVRİMLERİ (İnkılapları),
3)Kendi kaleme aldığı eseri NUTUK, ( Türk bağımsızlık mücadelesini ve yeni Türkiye’nin kuruluşunu anlatır.) 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında C.H.Partisinin kongresinde kendisi okumuştur.)
4)“VATANDAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER” isimli yurttaşlık kitabı,
5)ASKERLİK TEKNİĞİ ve SANATI HAKKINDA 3 ESER,
6)1936-37 yıllarında orta öğretim kurumlarında okutulmak üzere yazılmış GEOMETRİ KİTABI,
7)Liselerde okutulmak üzere yazılmış TARİH kitaplarının bazı bölümleri,
8)İKİ ÇEVİRİ.
_____&_____
MUSTAFA KEMAL’İN KARŞILAŞTIĞI GÜÇLÜKLER:
Harp okulunda okuduğu dönemlerde 2.Abdülhamit dönemindeki baskılar,
İttihatçı Enver Paşa ile fikir çatışmaları yüzünden İstanbul’dan uzaklaştırılması,(Şam’da geçirdiği bunalımlı yıllar)
Trablusgarp Savaşında bir avuç kuvvetle İtalyanlara karşı koyma,
Çanakkale Savaşında askeri olmayan sadece adı olan 19.Tümenin verilmesi.Yokluklarla dünyanın büyük devletlerine karşı koyma,
Kurtuluş Savaşında;Hiç bir rütbesi olmadan,ulusunu arkasına alabilme,yeni bir ordu yaratma,İstanbul Hükümetinden ve işgal devletlerinden gelen baskılar.Halkı ile beraber dünyanın büyük devletlerine elde hiç bir şey olmadan karşı koyabilme,
Ümmetçi bir milletten,bağımsız ve çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti yaratma,(O zamanın koşullarında hiç kolay bir şey değil.)
Devrimleri (İnkılaplar) yaparken karşısına çıkarılan engeller.(Yakın arkadaşları tarafından)
_____&_____
ÖLÇME-DEĞERLENDİRME:
1)Mondros Ateşkes Antlaşması kaç tarihinde nerede imzalandı?İstanbul hükümeti adına kimler katıldı,İtilaf devletleri adına kim imzaladı?
2)Ateşkes antlaşması ile itilaf devletlerinin amacı neydi?
3)Antlaşmanın en ağır maddeleri hangi maddelerdir?Bu maddelerle İtilaf devletlerinin amaçları nedir?Ayrı ayrı açıklayınız.
4)Vilayet-i Sitte içinde hangi illerimiz yer alır?
5)7.maddenin amacı nedir?
6)Boğazların durumu ne olacaktı?
7)Wilson ilkelerini kim hazırlamıştır?Osmanlı imparatorluğunu ilgilendiren madde hangisidir? İçeriği nedir?
8)1.Dünya Savaşından sonra barışı korumak için hangi örgüt kurulmuştur? Bu örgüt niçin işe yaramadı?
9)İtalya’ya vaat edilen Batı Anadolu toprakları niçin Yunanistan’a verildi?
10)İzmir’in işgaline nerede,hangi devletin isteği ile karar verildi?Hangi tarihte işgal edildi?
11)Mondros Ateşkes antlaşmasına göre ülkemizin nereleri kiler tarafından işgal edildi?
12)Kurtuluş savaşının ilk kurşununu kim,ne zaman sıkmıştır?
13)Zararlı cemiyetler kaça ayrılır,isimleri nelerdir?
14)Azınlıkların ve Osmanlıcı Hilafetçi cemiyetlerin ortak amaçları nelerdir?Ne zaman kurulmaya başlamışlardır?
15)Azınlıkların kurdukları cemiyetlerin isimleri nelerdir?
16)Osmanlıcı ve Hilafetçi cemiyetlerin isimleri nelerdir?
17)Mavri-Mira,Rum-Pontus,Taşnaksütyun,Macabi,Etnik-i Eterya cemiyetlerini kimler kurmuşlardır?Bu cemiyetlerin amaçları nelerdir?
18)Etnik-i Eterya cemiyeti ilk kez ne zaman hangi amaçla kurulmuştur?
19)Trabzon Rum İmparatorluğu,ne zaman kimler tarafından kurulmuş,ne zaman,hangi padişah döneminde yıkılmıştır?Hangi zararlı cemiyet tekrar diriltmek istemiştir?
20)Kürdistan Teali cemiyetinin kurulma amacı nedir?
21)İngiliz muhipleri cemiyeti ve Wilson Prensipleri cemiyetleri hangi amaçlarla kurulmuşlardır?
22)General Harbourt ve Amiral Bristol nereleri incelemişlerdir?Raporlarının içeriği nedir?
23)Kurtuluşa yönelen ulusal cemiyetlerinin isimleri nelerdir?
24) “ “ “ “ “ cemiyetlerin ortak amaçları nelerdir?
25)Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk cemiyeti ve Trabzon Milli Haklarını Koruma cemiyeti hangi zararlı cemiyetleri çalışmalarını engellemek için kurulmuştur?
26)Trakya Paşaeli ,Kilikyalılar,Redd-i İlhak cemiyetleri niçin kurulmuşlardır?
27)Milli Kongre cemiyeti hangi amaçla kurulmuştur,diğer yararlı cemiyetlerden farkı nedir?
28)İşgaller karşısında Osmanlı hükümetinin ve padişahın takındığı tutumu açıklayınız.
29)İşgaller karşısında Mustafa Kemal’in tutumu nasıl oldu?Hangi kurtuluş çarelerine karşı çıktı?
30) Mustafa Kemal nasıl bir ortamda yetişti?(Mustafa Kemal’in düşüncelerini oluşturan ortam)
31)Mustafa Kemal sırasıyla hangi okulları bitirdi?
32)İlk görev yeri neresidir?Buraya hangi rütbe ile gitti?
33)Mustafa Kemal’in katıldığı savaşları sırasıyla yazınız.
34)Mustafa Kemal hangi görev ve başarılarından sonra hangi rütbelere yükseldi?
35)Mustafa Kemal,Mondros Ateşkes antlaşmasına göre hangi cepheden İstanbul’a hangi tarihte döndü?
36)İstanbul’a işgal devletlerinin gemileri hangi tarihte geldi?(İstanbul’un fiilen işgal tarihi)
37)Mustafa Kemal’in karşılaştığı güçlükleri açıklayınız.
38)Mustafa Kemal’in en güvendiği arkadaşları kimlerdir?
39)Mondros Ateşkes antlaşması imzalandığı zaman İstanbul hükümeti kimin başkanlığında kurulmuştu?(Antlaşmayı imzalayan sadrazamın adı)Daha sonra hükümetler sırasıyla kimlerin başkanlığında kuruldu?
40)Mustafa Kemal’in eserlerini yazınız.
41)Mustafa Kemal,ilk kez hangi tarihte cumhurbaşkanı oldu?Hangi tarihlerde kaç kez cumhurbaşkanlığı yaptı?
42)İşgaller karşısında ciddi önlemler almayan İstanbul hükümetinin tutumu işgal devletlerini nasıl etkiledi?
43)Mustafa Kemal,hani başarısından sonra hangi tarihte,kaç yaşında MAREŞAL (MÜŞİR) oldu?
44)Mustafa Kemal,hangi tarihte,kaç yaşında askerlik mesleğinden ayrıldı?
KUVAY-I MİLLİYE
Kuvay-i Milliye, Yunanlıların İzmir’i işgal etmeleri ve Anadolu’da ilerlemeleri üzerine kurulan ve düşmana karşı savaşan kuruluşlardı. Kuvay-i Milliye birlikleri, düzenli ordu kurulana dek, Kurtuluş Savaşında çete ve silahlı savunma kuruluşları olarak büyük yararlılıklar gösterdi. Kuvay-i Milliye adı, önceleri İzmir bölgesinde bulunan ve silahlı direnişçilere verildiği halde sonraları bütün milli hareketi kapsayacak şekilde kullanıldı.
Kuvay-i Milliye işgalcilere karşı halkın tepkisi sonucu kurulmuştu. Kuvay-i Milliyenin amacı hiçbir devletin ve milletin egemenliğini kabul etmeyen, milletin kendi bayrağı altında özgür ve bağımsız yaşamasıydı. Bölgesel mahiyeti yanı sıra sivil bir yönetim altında savaşan kişilerden oluşuyordu. İzmir Bölgesinin efeleri, güneydoğu bölgesinin çeteleri Kuvay-i Milliyeciler idi. Milli mücadelenin başında milletçe bir direnme hareketi olarak ortaya çıkmış olan bu bölgesel kuruluşlar, daha sonra TBMM’nin kurulması ile birleştirilmiş ve I. İnönü Savaşı sırasında da bütünü ile birlikte düzenli orduya dönüşmüştür.
SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN AÇILMASI
Gerek kongrelerin ilgili kararları, gerekse Mustafa Kemal ile yakın arkadaşlarının çabaları sonunda, Osmanlı Parlamentosu (Ayan Meclisi (senato) ve Meclis-i Mebusan (Millet Meclisi) 12 Ocak 1920 günü İstanbul’da açıldı.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin seçip gönderdikleri üyeler, kısa zamanda İstanbul Meclisinde her bakımdan üstünlük sağlayıp söz sahibi oldular. Ne var ki, bir yandan Padişah, diğer yandan işgal kuvvetleri bu meclislerin varlığını kendi politika ve amaçlarına uygun bulmuyorlardı. Mustafa Kemal de bu meclislerin sürdürülemeyeceği inancındaydı. Ancak, o günkü koşullar altında mutlaka açılmaları gerekiyordu.
Milli iradeye dayanarak kurulan meclis ne yazık ki uzun süre yaşayamadı. 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali ve bazı mebusların toplanması üzerine meclis üyeleri 18 Mart 1920’de çalışmalarına ara verdiler. Padışah 11 Nisan 1920’de yayınladığı bir irade ile bu meclisi kapattı.
1920’de İstanbul’un işgali ve bazı mebusların toplanması üzerine meclis üyeleri 18 Mart 1920’de çalışmalarına ara verdiler. Padışah 11 Nisan 1920’de yayınladığı bir irade ile bu meclisi kapattı.
İSTANBUL’UN iŞGALİ
12 Ocak 1920’de toplanan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 tarihindeki gizli oturumunda “Ahd-i Milli” olarak Misak-ı Milli kararlarını aldı ve kararlar bütün mebuslar tarafından imzalandı. 17 Şubat 1920 tarihli oturumunda da bu kararın basında yayınlanması ve bütün yabancı parlamentolara bildirilmesi kararlaştırıldı. 15 Mart’ta, Bu gelişmeler üzerine İstanbul’daki İtilaf kuvvetleri 150 Türk aydınını yakalattı. 18 Mart 1920’de İngilizler, meclisin etrafını makineli tüfeklerle sararak, toplantı halinde bulunan milletvekillerinden bazılarını tutuklayarak ve sürükleyerek götürdüler. Böylece şehir fiilen ve resmen askeri işgale maruz kaldı. Bunun üzerine milletvekilleri meclisin çalışma süresini ertelediler. Böylece, son Osmanlı Meclis-i Mebusanı düşman süngüsü altında zorla kapatıldı.
Bu işgali, fedakar bir telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal Paşa, derhal bu hareketi protesto ederek, bu işgalin haksız ve hükümsüz olduğunu bütün dünyaya beyan etti.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN KURULMASI
12 Ocak 1920’de toplanan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 tarihindeki gizli oturumunda “Ahd-i Milli” olarak Misak-ı Milli kararlarını almış ve kararlar bütün mebuslar tarafından imzalanmıştı. 17 Şubat 1920 tarihli oturumunda da basında yayınlanması ve bütün yabancı parlamentolara bildirilmesi kararlaştırıldı. 15 Mart’ta, İstanbul’daki İtilaf kuvvetleri 150 Türk aydınını yakalatmış ve ertesi gün de şehir fiilen ve resmen askeri işgale maruz kalmıştı.
18 Mart 1920’de İngilizler, meclisin etrafını makineli tüfeklerle sararak, toplantı halinde bulunan milletvekillerinden bazılarını tutuklayarak ve sürükleyerek götürdüler. Bunun üzerine milletvekilleri meclisin çalışma süresini ertelediler. Böylece, son Osmanlı Meclis-i Mebusanı düşman süngüsü altında zorla kapatıldı.
Bu işgali, fedakar bir telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal Paşa, derhal bu hareketi protesto ederek, bu işgalin haksız ve hükümsüz olduğunu bütün dünyaya beyan etti. Bu arada, Eskişehir ve Afyonkarahisar’daki yabancı birlikler, silahları ellerinden alınarak, bulundukları yerlerden uzaklaştırıldı. Geyve-Ulukışla yakınlarındaki demiryolları işgal kuvvetlerinin ilerlemelerini zorlaştırmak için bozuldu. Anadolu’da bulunan yabancı subaylar tutuklandı.
Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılması belirlendi. Kurucu Meclis olarak çalışması düşünülen bu meclisi, Mustafa Kemal, halkın yadırgamaması için “olağanüstü yetkilere sahip bir meclis” olarak takdim etti. Kurucu Meclis ve seçimlerle ilgili 19 Mart 1920’de bir bildiri yayınladı. Seçimlerin yapılması için yayınlanan bu bildiri uyarınca, yurdun her yerinde seçimler yapıldı. Bolu Düzce, Hendek bölgesinde başlayan ve Nallıhan, Beypazarı çevresine sıçrayan bazı ayaklanma olayları oldu. Bu olaylardan dolayı, seçilen milletvekillerinin tümünün gelmesi beklenilmeden, Millet Meclisi’nin açılma hazırlıkları yapıldı.
22 Nisan 1920’de yapılan çağrı ile Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı. O gün, Hacı Bayram Camii’nde kılınan Cuma Namazından sonra topluca Meclis binasına gelindi. Türkiye tarihinde ilk kez padişah olmaksızın, 23 Nisan 1920, saat 14’de merasimle ve dualarla Meclis açıldı. Başkanlığa ilk olarak en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey getirildi. İlk Meclis, İstanbul’dan gelen 90’ın üzerindeki mebusa ilave olarak, 125 devlet memuru, 53 asker, 53 din adamı ve çeşitli sayıda tüccar, çiftçi ve hukukçudan oluşan kadrosuyla çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920’de Meclis Başkanı seçildikten sonra, meclise teşekkürlerini ifade ederek ilk meclis konuşmasını yaptı.
23 Nisan 1920’de kurulan yeni Meclis, 1 numaralı kararı ile kendi kuruluşunu düzenlemiştir. Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi kararlarına uygun olarak milli iradeye dayanan bir meclisin seçimi yapılmıştır. Kapatılan İstanbul Meclis-i Mebusan’ın bir kısım üyeleri, yeni kurulan Meclis’e katılma yetkisini 1 numaralı karar ile kazandılar.
Meclisin açılışını izleyen gün, Mustafa Kemal’in teklifi ile aşağıdaki esaslar kabul edildi.
1.Mecliste beliren milli iradenin vatanın geleceğine doğrudan doğruya el koymasını kabul etmek temel ilkedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üstünde bir güç yoktur.
2.Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.
3.Hükümet kurmak gereklidir. Meclisten seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul hükümet işlerine bakar. Meclis başkanı bu kurulun da başkanıdır.
4.Geçici bir hükümet başkanı veya padişah vekili tayin edilmesi uygun değildir. Padişah ve halife, baskı ve zordan kurtulduğu zaman, Meclis’in düzenleyeceği kanuni esaslara uygun olan durumunu alır. 23 Nisan 1920’de kurulan Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme, zaman zaman da yargı yetkisini elinde topluyordu. Milletin tek temsilcisi sıfatıyla da kuvvetler birliği sistemini benimsedi. Dönemin şartları gereği bir Meclis Hükümeti sistemi kuruldu. Meclis Başkanı aynı zamanda Hükümet Başkanı idi. Devlet Başkanlığı diye bir makam yoktu. Hükümeti teşkil eden üyeler vekil diye adlandırılıyordu. Meclis olağanüstü yetkilerle donatılmış olduğundan, kuvvet ve yetki birliğini de bu niteliği ile temsil ediyordu.
Kongreler – Cemiyetler /
AMASYA GENELGESİ (BİLDİRİSİ) 21-22 Haziran 1919
Havza’daki çalışmalarını tamamladıktan sonra Mustafa Kemal ve arkadaşları, 12 Haziran 1919’da Amasya’ya geçtiler. Milli Mücadele çalışmalarını sürdüren Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy birlikte Amasya Genelgesi’ni hazırladılar. Hazırlanan bildiri, Erzurum’da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’e sunuldu. O’nun da onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919’da tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı. Amasya Genelgesi, milli mücadelenin temel gerekçe, amaç ve yöntemini ilk olarak belirtmiş oldu. Amasya Genelgesi’nin yayınlanması İstanbul’da bulunan işgal güçlerinin tepkisini çekmişti. Özellikle İngilizlerin, Mustafa Kemal’i geri getirmek için İstanbul Hükümeti üzerindeki baskıları iyice artmıştı. Mustafa Kemal, İstanbul’a dönmediği için daha sonra görevinden alınacaktır. O sırada İçişleri Bakanı olan ve Milli Mücadele’ye sıcak bakmayan Ali Kemal Bey, bir genelge yayınlayarak, Mustafa Kemal’in iyi bir asker olduğunu, fakat İngiliz baskısı sonucu görevinden alındığını duyurmuştur.
Amasya Genelgesi’nin içeriği şöyledir:
1.Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir.
2.İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir.
3.Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
4.Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
5.Anadolu’nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas’ta bir kongre toplanacaktır.
6.Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir.
7.Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır.
8.Doğu illeri için, 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi’nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir.
ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz – 7 Ağustos 1919)
Anadolu’da milli mücadele birliğinin kurulmasının ikinci adımı Erzurum Kongresi ile atıldı. Amasya Genelgesi’nden sonra İstanbul ve askerlikle ilişkisi kesilen Mustafa Kemal’e, başta Kazım Karabekir olmak üzere Anadolu’daki komutan ve mülki amirlerin büyük bir çoğunluğu verdikleri desteği sürdürmeye devam ettiler. Amasya Genelgesi’nde yer aldığı gibi, Mustafa Kemal bu dönemde milli bir kongre toplayarak, milli mücadele ile ilgili tüm faaliyetleri birleştirmeyi planlıyordu. Kazım Karabekir, milli bir kongreden önce Doğu illeri için bölgesel bir kongre toplanmasının faydalı olacağı görüşündeydi. Mustafa Kemal, bölgesel bir kongreye karşı olmasına rağmen, Kazım Karabekir ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ısrarları karşısında bir kongre toplanmasını ve kongreye katılmayı kabul etti. Kongre, 10 Temmuz’da toplanması kararlaştırılmış olmasına rağmen, 23 Temmuz’da bir okul salonunda 54 delege ile çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal’in davetli olarak katıldığı bu kongreye asil üye olabilmesi için, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, kendi yerine Mustafa Kemal’in seçilmesini sağladı. İlk gün, Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi. Milli bir hal alan kongrede, genel değerlendirmeler yapıldı ve doğu illerinin durumu görüşüldü. Milli mücadelenin temelleri açısından önemli kararlar alındı. Erzurum Kongresi’ne katılanlar, 17 çiftçi ve tüccar, 5 emekli subay, 4 emekli memur, 5 öğretmen, 4 gazeteci, 5 hukukçu, 2 mühendis, 1 doktor, 6 din adamı, 3 eski milletvekili, 1 general ve 1 eski bakan olmak üzere 54 delegeden oluşmuştu.
Alınan Kararlar
1.Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
2.Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.
3.Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.
4.Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
5.Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
6.Manda ve himaye kabul edilemez.
7.Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
8.Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır.
BALIKESİR KONGRELERİ
Balıkesir Kongresi, bölgedeki milli kuvvetlerin sayılarının artması karşısında, bunların bir düzen altına alınması, beslenme ve teçhizatın sağlanması amacıyla düzenlendi. 28 Haziran – 12 Temmuz 1919 günleri arasında Hacım Muhittin Çarıklı başkanlığında toplandı. Balıkesir ve çevresinde Yunanlılar’ı Anadolu’dan çıkarmak için bir direniş hattı oluşturuldu.
26-30 Temmuz arasında, I. Balıkesir Kongresi’nde kurulan Merkez Heyeti, teşkilatı kuvvetlendirmek için Erzurum Kongresi sürerken, ikinci bir kongre topladı. Kongreye katılanlar bütün güçlerini birleştirmeyi, Yunanlılara karşı savaşmak için asker toplamayı ve gereken diğer bütün önlemleri almayı kararlaştırdı. Kongre, direniş hareketinin meşruiyetini sağlayacak bir dil kullandı. Yöre halkına ve İstanbul’a yumuşak mesajlar göndererek, faaliyetlerinin ittihatçılık ve çetecilikle alakası olmadığını, amaçlarının saltanatın ve hilafetin korunması olduğunu belirtti. Ayrıca, mücadelelerinin Yunan işgalini bertaraf etmekle sınırlı olduğu ve herhangi bir iktidar kaygısına düşmedikleri vurgulandı. Bu kongre, asker toplamanın yanında, bütün kongrelerde olduğu gibi, padişaha olan bağlılığını da bildirmişti. İşgal devletlerinin temsilcilerine telgraflar çekilmişti.
ALAŞEHİR KONGRESİ (16-25 AĞUSTOS 1919)
Erzurum Kongresi sürerken, Ege’deki vatanseverler de Balıkesir’de büyük bir kongre toplamıştı. Erzurum Kongresi bittikten sonra, bu vatanseverler Alaşehir’de tekrar bir araya gelip yeni bir kongre topladılar. Bu kongrede, Balıkesir Kongresi ve Erzurum Kongresinin kararları görüşüldü. İki önemli konuda karar alındı. Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı direnilecek ve ölünceye dek bu direniş sürecekti. Bu amaçla silahlanma ve askere alma gibi her tür işlem yapılacaktı. Gerekirse İtilaf Devletlerinden yardım istenecekti. Kongreye katılanlar, mutlaka gerekli ise bölgelerinin Yunanlılar yerine İtilaf Devletlerince işgalinin daha uygun olacağını saptamışlardı.
SİVAS KONGRESİ (4 -11 Eylül, 1919)
Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi ile milli bir kongre olarak öngörülmüştü. Erzurum Kongresi’nden sonra kongre ile ilgili çalışmalar yapılıyordu. Bu arada, Fransızlar Sivas Kongresine karşı bazı önlemler alıyordu. Fransız Binbaşı Brunot, kongrenin toplanması halinde Sivas Valisi Reşit Paşa’ya şehrin işgal edileceğini söylemişti. Hatta, Elazığ Valisi Ali Galip, kongreyi basmakla görevlendirilmişti. Tüm engellemelere rağmen, kongre 4 Eylül 1919’da bugün lise olarak kullanılan binada saat 15:00’de toplandı. (Katılanlar) Mustafa Kemal’in Kongre başkanlığına seçilmesine kimi üyelerden itirazlar geldi. Ancak yapılan seçimde kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirildi. Kongre ilk günlerinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ilişkisi olup olmadığını tartıştı. Daha sonra manda sorunu gündeme geldi. Sivas Kongresi, ilk milli kongre niteliğinde olduğu için kararlar da bu doğrultuda alınmıştır. Erzurum Kongresinde alınan kararların tümü kabul edilmiştir. Yurtta ayrı ayrı bölgesel olarak çalışan tüm cemiyetlerin birleştirilmesi ve tek yönetim altına alınması sağlandı. Yeni bir Temsil Heyeti oluşturuldu ve bu heyetin başına Mustafa Kemal getirildi.
Sivas Kongresi Kararları
1.Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
2.Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.
3.İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
4.Kuvay-ı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
5.Manda ve himaye kabul olunamaz.
6.Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanması mecburidir.
7.Aynı gaye ile, milli vicdandan doğan cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.
8.Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.
AMASYA GÖRÜŞMELERİ ve PROTOKOLÜ (20-22 Ekim, 1919)
Ali Rıza Paşa Hükümeti’nin temsilcisi Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Sivas Kongresi Temsil Heyeti adına Başkan Mustafa Kemal Paşa, Rauf (Orbay) ve Bekir Sami (Kunduh) Beyler arasında Amasya’da görüşmeler yapıldı. Amasya görüşmesi ve imzalanan protokoller, Anadolu’da başlatılan milli mücadelenin İstanbul Hükümeti’nce tanınması bakımından önemlidir. Yapılan toplantılar sonunda, önemli kararlar ve hükümler içeren, üçü açık ve ikisi gizli beş protokol hazırlanıp kabul edildi.
KURTULUŞ SAVAŞINI YÖNLENDİREN DİĞER KONGRELER
YER,TARİH
1. Kars Milli İslam Şurası,14 Kasım 1918
2. Kars Milli İslam Şurası,30 Kasım 1918
3. Kars Milli İslam Şurası,17-18 Ocak 1919
İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti Kongresi,17-19 Mart 1919
1. Balıkesir Kongresi,28 Haziran-12 Temmuz 1919
2. Balıkesir Kongresi,26-30 Temmuz 1919
Erzurum Kongresi,23 Temmuz-7 Ağustos 1919
1. Nazilli Kongresi,6-9 Ağustos 1919
Alaşehir Kongresi,16-25 Ağustos 1919
Sivas Kongresi,4-11 Eylül 1919
3. Balıkesir Kongresi,16-22 Eylül 1919
2. Nazilli Kongresi,19-23 Eylül 1919
1. Edirne Kongresi,16 Ekim 1919
4. Balıkesir Kongresi,19 – 21 Kasım 1919
2. Edirne Kongresi,15 Ocak 1920
5. Balıkesir Kongresi,10 -23 Mart 1920
Lüleburgaz Kongresi,31 Mart – 2 Nisan 1920
Büyük Edirne Kongresi,9 -13 Mayıs 1920
Afyonkarahisar Kongresi,2 Ağustos 1920
RÖNESANS
TANIMI:16.yy.da Avrupa’da EDEBİYATTA,GÜZEL SANATLARDA,BİLİMDE ve DÜŞÜNCEDE meydana gelen değişiklikler ve ilerlemelerdir.
NEDENLERİ:
1)Matbaanın icadı (Jan Gutenberg/1450) ve kağıdın bollaşması ile çok sayıda kitabın basılması ,bu nedenle bilgi ve düşüncelerin hızla yayılması,
2)ANTİKÇAĞ (İLKÇAĞ’DA ) kültürünün incelenmesi.İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya giden ve unutulmuş olan Yunanca’yı iyi bilen Bizans bilginlerinin bu eserleri çözmesi etkilidir.
3) Avrupa’da,Coğrafi keşiflerle zenginleşen ve sanattan hoşlanan MESEN’LERİN (KORUYUCU),Rönesans’a destek vermesi,
4)Dogmatik (skolastik) düşüncenin yerini,özgür düşünmenin alması.
RÖNESANS NİÇİN ÖNCE İTALYA’DA BAŞLADI?
1) Skolastik düşüncenin yıkılmasına neden olan HÜMANİZMANIN (Doğa ve insanı sevme) önce İtalya’da doğması.Bunlar ortaçağın skolastik düşüncesini yıktılar.
2) İlkçağın mükemmel eserlerinin burada bulunması.(Antik çağın)
3) Eski Yunan ve Roma eserlerinin incelenmesi için,İtalya’nın büyük merkezlerinde AKADEMİLER kuruldu.(Eflatun Akademisi) Bu akademilere Avrupa’nın birçok ülkesinde öğrenci getirildi.
4) İtalya’dan birçok sanatçı çıktı ve mükemmel eserler verildi.
5) Sanattan hoşlanan zengin sınıfın burada olması.
RÖNESANSIN SONUÇLARI:
1)Bugünkü çağdaş Avrupa’nın temelleri atıldı.
2)Bilim alanında büyük gelişmeler oldu.KOPERNİK;Dünyanın diğer gezegenlerle birlikte güneş çevresinde döndüğünü ispatladı.İnsan vücudu üzerinde incelemeler yapıldı.
3)Güzel sanatların her alanında mükemmel eserler verildi.
4)İnsanlar üzerinde kilisenin etkisi azaldı.İnsan hak ve özgürlükleri tartışılmaya başlandı.
5)Pozitif bilimlerde gelişmeler başladı.(Matematik,tarih,coğrafya,tıp,astronomi v.s.)
6)Ulusal diller doğdu.
RÖNESANS SANATÇILARI VE ESERLERİ:
İTALYAN SANATÇILAR:
HÜMANİSTLER: DANTE (İlahi Komedya),PETRARK,MAKYAVEL (Prens)
RESSAM-MİMARLAR: LEONARDO DA VİNCİ: (La Jakond ), MİKELANJ: (Vatikan sarayı ve Sen Piyer kilisesi- En ünlü heykeli MUSA heykeli ve 2.Jül’ün mezarı.)
RAFAEL: ( Vatikan sarayı ve Sen Piyer kilisesini Mikelanj’la beraber yaptı.Sen Piyer kilisesinin içindeki dini tablolar.)
FRANSIZ SANATÇILAR:
HÜMANİSTLER: MONTAİGNE (Montein/ En ünlü eseri DENEMELER)
RESSAM-MİMAR : PİYER LESKO ( LUVR sarayının ön yüzünü yaptı.)
ALMAN SANATÇILAR:
HÜMANİSTLER: ERASMUS ( DELİLİĞE METHİYE /ÖVGÜ.)
RESSAM : ALBERT DÜRER
İNGİLTERE: ŞEKSPİR ( HAMLET,OTELLO,ROMEO ve JÜLİET )
İSPANYA:CERVANTES (DON KİŞOT )
RÖNESANSIN OSMANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ:
15.ve 16. yy.da Osmanlılar en parlak devirlerini yaşıyorlardı.Bundan dolayı,Avrupalılara çağ atlatacak olan Rönesans’la ilgilenmediler.Avrupa’da başlayan bu gelişmeler hızın her gün biraz daha arttırdı.17.yy.da batılılar,Osmanlılardan daha ileri bir konuma geldiler.Daha sonraki devirlerde aradaki fark iyice açıldı.Osmanlıların arayı kapatmak için yaptıkları ISLAHAT HAREKETLERİ köklü bir değişiklik getirmedi.Beş yüz yıllık gecikme hatasına düşüldü.
Ülkemizdeki gerçek Batılılaşma,ATATÜRK DEVRİMLERİ ile başladı.
REFORM
TANIMI: Rönesans’a paralel olarak 16.yy.da Hrıstiyanlığın KATOLİK MEZHEBİNDE değişiklikler ve düzeltmelere denir.
NEDENLERİ:
1)Katolik kilisesinin Hrıstiyanlığın gereklerine uymayıp,halkı kandırması.
2)İncil’in her ülkenin kendi diline (ulusal dil) çevrilip,herkesin doğruları öğrenmesi.
3)Rönesans’ın etkisi ile ortaya çıkan Hümanistlerin kiliseyi ve din adamlarını eleştirmeleri.
4)Yoksul halkın, lüks içinde yaşayan din adamlarına tepkisi.
5)Rönesans’la doğan ÖZGÜR DÜŞÜNCE ortamının etkisi.
ALMANYA’DA REFORM:
MARTİN LUTHER’İN İncil’i ilk önce Almanca’ya çevirisi ile Reform,Almanya’da başladı.
Martin Luther,Papa’nın uygulamalarına karşı çıktı.”Tanrı ile kul arasına kimsenin girmesinin doğru olmadığını ,kulların günahlarını ancak Tanrı’nın bağışlayabileceğini “ söyleyerek ENDÜLJANS’ a karşı çıktı.Luther’den yana olanlara PROTESTAN dendi.Luther’in başlattığı bu hareket diğer Avrupa ülkelerine yayıldı. Farklı mezhepler ortaya çıktı.
SONUÇLARI:
1) Avrupa’da mezhep birliği bozuldu.PROTESTANLIK,ANGLİKANİZM,KALVENİZM gibi yeni yeni mezhepler ortaya çıktı. 2) 2)Avrupa’da yıllarca süren MEZHEP SAVAŞLARI ortaya çıktı.Bu savaşlar ancak ŞARLKEN’İN,Protestanlara özgürlük verdiği OGSBURG BARIŞI (1555) ile
sona erdi.
3) Papa’lara olan güven azaldı.
4) Avrupa’nın birçok yerinde EĞİTİM ve ÖĞRETİM kilisenin etkisinden kurtuldu.LAİKLEŞTİ.
5) Katolik kilisesinden ayrılan ülkelerde kilisenin mallarına el kondu.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME:
1)Rönesans ve Reform nedir? Tanımlayınız.
2)Rönesans ve Reform’un başlamasında matbaa ve kağıdın rolü ne olmuştur?
3)Rönesans niçin önce İtalya’da başlamıştır?
4)İstanbul’un fethinden sonra ,İtalya’ya giden Bizans bilginlerinin Rönesans’ın başlamasınadki rolü ne olmuştur?
5)Mesen ,Endüljans nedir?
6)Antikçağ kültürünün Rönesans’ın başlamasına etkisi nedir?
7)Rönesans’ın sonuçları nelerdir?
8)Reform’un sonuçları nelerdir?
9)Reform,niçin önce Almanya’da başlamıştır?
10)Rönesans sanatçılarında olan,DANTE, MONTEİN,MİKELANJ,CERVANTES,LEONARDO DA VİNCİ,RAFAEL,ŞEKSPİR, ERASMUS gibi sanatçılar hangi millettendirler? En ünlü eserlerini yazınız.
15. yüzyıl ile 16. yüzyıl başlarında, bugünkü Meksika’nın orta ve güney kesimlerinde büyük bir imparatorluk kurmuş halk. Nabuva dili konuşan Azteklerin adı, atalarının bir olasılıkla Kuzey Meksika’da bulunan anayurdu için kullanılan Aztan’dan (Beyaz Ülke) gelir. Öteki adlarından “Tenoçka”, ataları Tenoch’tan kaynaklanır. Gene Aztekler için kullanılan “Meksika” adı, Texcoco Gölünün mistik adı Metzliapan (Ay Gölü) ile ilişkilendirilir. En büyük kentleri Tenochtitlan’ın adı “Tenoch”tan türetilmiş, “Meksika” ise önce kentin ve çevresindeki vadinin, sonradan da tüm ülkenin adı olmuştur. Azteklerin kendilerinden söz ederken kullandığı “KulhuaMeksika” adı ise, Meksika Vadisinin en gelişmiş merkezi olan Colhuacan ile özdeşleşmek çabasını yansıtır. Azteklerin kökeni kesin olarak bilinmemektedir. Ama bazı gelenekleri, 12. yüzyılda Orta Amerika’ya gelene değin, daha kuzeydeki Meksika Platosunda avcılık ve toplayıcılıkla geçinen bir kabile oldukları izlenimini verir. Gene de, Aztlan, yalnızca destanlarda doğmuş bir yer olabilir. Azteklerin güneye göçünün, Toltek uygarlığının çöküşünü izleyen ve belki de bu çöküşü hızlandıran genel bir göç hareketinin parçası olduğu sanılır. Texcoco Gölündeki adalara yerleşen Aztekler, tarihleri boyunca başlıca merkezleri olan Tenochtitlan’ı IS 1325’te kurdular. Büyük bir devlet ve sonunda bir imparatorluk kurabilmelerinin temelinde, kullanılabilir tüm toprakların entansif biçimde ekildiği, gelişkin bir sulama ve bataklık kurutma sistemine dayalı olağanüstü tarım düzenleri yatar. Bu yöntemlerle sağlanan yüksek verimlilik, zengin ve kalabalık bir ülkenin doğmasını sağlamıştır. Tenochtitlan, Itzcoatl döneminde (1428-40) komşu Texcoco ve Tlacopan devletleri ile ittifak kurarak Orta Meksika’da egemen güç durumuna geldi. Daha sonra hem ticari ilişkiler, hem de fetihler yoluyla, 400-500 küçük devletten oluşan, 5-6 milyonluk nüfusuyla 1519’da 207.200 km2’lik alana yayılan bir imparatorluğun merkezi oldu. Kent, en gelişkin döneminde, 13 km2’yi aşkın bir alanda 140 binden çok insan barındırıyordu; dolayısıyla Orta Amerika uygarlıklarının tarihinde en yoğun nüfuslu yerleşim yeriydi. Aztek devleti, askerlerin egemenliğindeki bir despotluktu. Kastlara ve sınıflara bölünmüş ama dikey akışkanlığını da koruyan Aztek toplumunda yükselmenin en güvenli yolu savaşta kahramanlık göstermekti. Devlet işlerini rahipler ve bürokratlar yürütürdü. Toplumun alt katmanlarında, serfler, sözleşmeli hizmetkarlar ve köleler yer alırdı. Aztek dini, birçok Orta Amerika kültüründen değişik unsurları özümsemiş, çeşitli inanç sistemlerinden karşıt öğeleri bir araya getirmişti. Önceki halkların birçok kozmolojik inancını paylaşan bu din, özellikle evrenin bir dizi yaradılışın sonuncusu olduğu ve 13 gök katı ile 9 yeraltı dünyası arasında bulunduğu yolundaki Maya inancını benimsemişti. Azteklerin başlıca tanrıları, Savaş ve Güneş Tanrısı Huitzilopochtli, Yağmur Tannsı Tlaloc ve yarı tanrı-yarı kahraman Tüylü Yılan Quetzalcoatl idi. Insan kurban etme töreninde, kurbanın yüreği Güneş Tanrısı’na sunulurdu. Kan akıtma töreni de yaygındı. Dinle yakından ilişkili Aztek Takvimi, rahiplerin uğraşı olan kapsamlı bir ayinler ve törenler döngüsünün temeliydi. Orta Amerika’nın büyük bölümünde kullanılan bu takvim, 365 günlük (20’şer günlük 18 ay, artı 5 uğursuz gün) bir güneş takvimi ile 260 günlük (20’şer günlük 13 devre) bir dinsel yıldan oluşuyordu. Birbirine koşut giden bu iki yıl döngüsü, 52 yıllık daha büyük bir döngünün parçasıydı. Yöreye 1519’da gelen Ispanyol kaşifler bu uygarlığın gelişmesine son verdiğinde Aztek Imparatorluğu’nun genişlemesi ve toplumsal evrimi henüz durmuş değildi. Son Imparator Il. Montezuma (hd 1502-20), Hernan Cortas tarafından tutsak, alındı ve hapiste öldü. Imparatorluk, üstün silahlarla donanmış Avrupalılarca hızla fethedildi. Azteklerin Batı dünyasında Codic olarak bilinen ve geyik derisi ya da sabırotu liflerinden yapılmış kağıtlara yazılmış kutsal metinleri ve elişleri, tapınaklarda korunurdu
Amerika’da Kolombiya’nın güney kesiminde Şilideriz Mavle’ye kadar, doğuya doğru ise Amazon ormanına kadar uzanan ve doruk noktasına XV. yy’da ulaşan Kolomb öncesi imparatorluk. Cusca-Kutsal İnka Vadisi 3310m yükseklikte And Dağları arasında yer alan İnka İmparatorluğunun başkenti Cusca’nın M.Ö. 1100 senesinde kurulduğu söylenmektedir. Ovcehva dilinde Cusca göbek bağı anlamına gelmektedir. Çünkü İnkaların yaptıkları her yol Cusca’ya çıkmaktadır. Geneşinoğlu altın saçlı Manco Copac’ın günün birinde okyanusların ötesinden çıkıp geleceğine inanan İnkalar, tanrı sandıkları İspanyollara her şeylerinihiçbir mücadele göstermeden vermişlerdir. (1532) Tarih: İspanyol kronik yazılarına göre kavimler kudretli Tahvantinsuyu İmparatorluğu’na bağlı olduklarını söylüyorlardı. Efsaneye göre bu imparatorluk dört kardeşin karılarıyla birlikte Pacari-Tampu’daki dört mağarayı terk etmelerinden sonra kuruldu. Bunlardan biri, Ayar Manco, karısı Mama Ocllo’yla Cuzco vadisine geldi ve buraya yerleşerek kendi uygarlığını kurmaya girişti. İnkalara göre Ayar Manco ya da Manco Capac inka hanedanının on iki ya da on üç hükümdarının ilkiydi. Ayar Manco’nun XII. Yy’a doğru hüküm sürdüğü sanılır. Bu efsanede İnkalar’ın vadide yaşayan kavimler arasında giriştiği uygarlık kurma çalışmaları yüceltilir. Bununla birlikte, arkeolojik kazılar, And dağlarındaki mağaralarda İ.Ö. 1000’e doğru avcı toplayıcılarının yaşadığı ve tarımın ilk izlerinin İ.Ö. 4000 yılında görüldüğünü (Oysa mısır üretimi İ.Ö. 1800’e doğru başlamıştır.) ortaya koydu. i.Ö. 1500’e doğru Chavin gibi ileri uygarlıklar Kuzey Andlar’da varlığını sürdürüyordu; daha sonraları İsa’dan birkaç yüzyıl önce kıyı bölgelerinde bir çok savaşçı devlet gelişti. (Paracas, Nazca, Vicus, Moşikalar vb.) Huari egemenliğinden sonra, birkaç kavim arasından sıyrılan İnka kavmi, yavaş yavaş egemenliğini genişletti ve yedinci hükümdarları Yahuar Huacac zamanında, tüm vadiyi denetim altına aldı. Sekizinci hükümdar Viracocha döneminde, Chancalar krallığı tehdit ettilerse de, Viracocha’nın oğlı İnka Yupangui’ye yenildiler; bunun üzerine Yupangui, Pachaqcutec (“dünyanın iyileştiricisi”) devlet yönetimini ele geçirdi. İmparatorluğun böylece başlayan yayılması 1471’den sonra Yupangui’nin oğlu Tupac Yupangui tarafından sürdürüldü. Tupac’ın orduları kuzeyde Quiyo’ya dek ilerledi, güneyde bugünkü kuzey-batı Arjantin ve Kuzey Şili toprakları ile Bolivya’nın büyük bir bölümünü ele geçirdi. Huayna Vapac topraklar fethetti; ancak, ölümünden sonra 1527’ye doğru oğulları Atahualpa ve Huascar arasında patlak veren iç savaş, İspanyol Conguistador Pizarro’nun zaferini kolaylaştırdı. İspanyollara esir düşen Atahualpa 1533’te öldürüldü. Yerine geçen kukla hükümdar Manco İnka’da 1537’de öldü. Gerilla hareketi, kral temsilcisi Francisco de Tolede zamanında (1569 – 1581) bastırıldı. Din: İnkalar, güneşe taparlardı. Bütün imparatorlar, güneş tanrısı İnti’nin çocuklarıydı ve bu yüzden imparatorların bu soydan geldiğine inanılırdı. Güneş tanrısı İnti’nin kültürünü tüm imparatorluğa kabul ettirmiş olmalarına karşın İnkalar, ele geçirdikleri kavimlerin inançlarına karşı hoşgörülü davranırlardı. Bir çok tapınak ve dağların zirvelerine manastırlar inşa etmişler ve taş işlemeciliğinde ileri bir düzeye gelmişlerdir. Güneş dışında Ay’a (Killa), Şimşek’e (İllapa) vb. taparlardı. Yaşam: İnkalar mimari şehircilik ve tarım alanlarında çok ilerlemişlerdir. Dağların eteklerinde teraslama yönetimiyle tarım yapmışlardır ve halen bu yerler de patates, mısır, buğday ve fasulye üretiminde aynı sistem uygulanmaktadır. Bilimler: Yazı olmadığından, İnkalar’ın bilimsel bilgi düzeyini kestirmek zordur. Bir inka takvimi vardı, buna karşılık kronik yazarları İnkaların astronomide ulaştıkları düzey üzerine çelişkili bilgiler verirler. Mimarlık ve Şehircilik: Dağınık bölgelerde kalan görkemli ve yalın taş yapılar ya kabaca yontulmuş taş bloklarıyla ya da dış yüzleri hafifçe taşkın dikdörtgen bloklara çok düzgün (devamı yok)