(Hafız Yaşar Okuyan’dan)
Atatürk,Ramazan ayına çok büyük bir önem verir, bu ay içinde ince saz heyeti saraya kesin olarak sokulmazdı.Akşamları, beni huzurlarına çağırır ve kuran-ı Kerim’den sureler okutur,kendileri de bunu derin bir hazla dinlerlerdi
Ramazan aylarında, Hacı Bayram Veli ve ZincirliKuyu Camilerin de şehitlerimizin ruhu için hatim okumamı emrederlerdi. Ben de bu emri yerine getirir,hatim okurdum.
Peygamber Efendimiz’den bahsederken,”Hazret-i Peygamber’in Zaman-ı Saadetlerinde”diye daima saygı ifade eden kelimeler kullanırlardı.
Peygamber Efendimiz’in,ayrıca çok yetenekli bir devlet adamı ve iyi bir başkumandan olduğunu daima söylemişlerdir.
Din işlerinin cahil kimselerin kontrolünden alınıp ,bu işi iyi bilen âlimlere verilmesinin gerekliliğini ifade eder; “Mukaddes Mihrabı, cehlin ve cahillerin elinden alıp ehlin ( konuyu iyi bilen) eline vermek zamanı çoktan gelmiştir” .Derlerdi.
En uzun tatillerin dini bayramlarda yapılmasının da şart olduğunu söyleyip,”Herkes, dini vecibelerini yerine getirecek,sonra da dinlenecek” Derlerdi.
HAFIZ YAŞAR OKUYAN:
Babası Sancaktar Hayrettin Dergahı’ndan olup,oğlu Yaşar Okuyan’da bu dergâhta tekke hayatı içinde yetişmiştir.Sesinin çok güzel olması nedeniyle hemen dikkat çekmiş ve 29 yaşında iken 1914’te üsteğmen, daha sonra Sultan Reşat zamanında saray baş müezzini yapılmıştır.
Halifelik ve Padişahlık kaldırılınca Ankara ‘da kurulan Reisicumhurluk ince İnce Saz Heyeti fasıl şefliğine yüzbaşı rütbesiyle tayin edilip orada çalışmalarını sürdürmüştür.
Böylece Atatürk’ün yanında ve yakının da olan Hafız Yaşar Okuyan’ı ,Atatürk ölümüne kadar yanından ayırmamıştır…